Hayatın kıyısında
Bu okuduğunuz en güzel aşk hikayesi olucak....
sahra ahmete yürümeyi bisiklete binmeyi erkek gibi dövüşmeyi öğretmişti.ama hepsinden önemlisi ona aşkın can yakıcı yanına tattırmıştı hem de farkında bile olmadan ... sahra ahmette olan karşılıksız aşkının ağırlığına dayanamayıp çıkmazdan uzaklaşırken botnundan ayçöreği kolyesi dudaklarında tarçın tadı ve çan...
Silinen Anıları tek hatırlayan eğer sadece deli gibi atan kalbiniz ise en çok yarayı da kalbiniz alacak. Elleri ceplerinde, gece karası gözlerini etrafta gezindirip en son gözlerimde durdu. "Ee bu boş evde mi yaşıyorduk biz?" Her bir eşyasını özenle seçtiğimiz her bir noktasında hatıralarımızın olduğu boş eve umutsu...
Yüzünü unutmaya mı başlıyordum? O masum yüzü? Bana 10 yıl önce "Unutmam." diyen küçük çocuk şimdi gözümün önünde silik bir hayalet gibiydi. Hani beni unutmayacaktı, beni bulacaktı? Neredesin şimdi? Hala bıraktığın yerde değilim ama bıraktığın gibiyim. Öylesine çocuk öylesine seni seven... *Tüm hakları sak...
Kahverenginin en koyu tonlarını yaşatan siyahi gözleri daha bir zifiriydi şu karanlıkta. O karanlık benim gözlerimden girip kalbime otursa, beni aydınlatacak tek bir ışık damlası aramazdım. O karanlıkta tutsak kalmak, esir olmanın en güzel haliydi belki de... O, beni kumrallarla mest eden; siyahilerle en derin deni...
EPSİLON YAYINLARI ARACILIĞIYLA KİTAPLAŞTIRILMIŞTIR. KİTAPLIĞINIZDA BULUNMASI DİLEĞİYLE. Bir beden, iki kimlik. Cenk'i alt edip hayatını geri kazanmak için Bora'nın aklına uyan Derin, akıl hastanesindeki Kumsal'ın kimliğine bürünür ve kendisini birdenbire acımasız oyunların ortasında bulur. Savaş Atan'la olan oyunu ku...
Annesi ve tek varlığı olan evi için oyuncu Barış Ateşoğlu ile evlenmek zorunda kalan genç ve güzel doktor Güneş Uymaz'ın hikayesi. ****** Genç Adam: Dede, sana yalan falan söylemiyorum. İşte sevgilim.. yanıma gelip göğsümden ismime baktı Genç Adam: Güneş, sevgilim dedemle tanışmak istiyordun. Dudaklarıma yapışınca şok...
Yaprak; küçükken, markette annesinden sürpriz yumurta istediği için bulgur reyonuna sıkıştırılıp çimdiklenenler, ilkokul önlüğünün altına eşofman giyip okula gidenler, yeşil silgisini diş izi yapanlar ve kırmızı kapaklı tüm dersler kitabının saman sayfalarını silerken yırtanlar kadar sıradan bir kız çocuğuyken; birlik...
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geç...
Onun gri kaldırımda oturup sigara içmesini bekleyen küçük kızdım ben. Bakışları bana döndüğünde 'Acaba ne için kızacak?' diye kendini korkutan Ufaklıktım ben. Gülümsediğinde ona hayran olan, onun güzelliğinden canı yanan biriydim ben. Bana sarıldığında bulutların üzerinde uçan onun Küçüğüydüm ben. Ben Su Yıldırım...
Aleyna'nın amcasının evinde yarım kalan macera, Melis'in de aralarına katılmasıyla birlikte Çamkıran Üniversitesi'nde olanca hızıyla devam ediyor. Merakla beklenen sona yaklaşırken isyancı prenses Aleyna, dans partneri Hakan sayesinde mi yoksa zorba kral İlker sayesinde mi kanatlanıp uçmayı öğrenecek?
Aleyna'nın yaz tatili için doğduğundan beri, bir kez bile görmediği amcasının yanına gönderilmesi ve onun üvey çocuklarıyla tanışmasıyla başlayan kardeşlik, arkadaşlık ve biraz da romantizmle dolu bir hikâye...