İlk on bölüm harici yayında değildir. Bölümlerin kalanını Dream'dan okuyabilirsiniz. "Kalbi atan tek kişi olarak, fazla ses çıkartıyorsun." diyerek gülümsedi Adin, yanına gittiğimde, daha bir kaç saat önce sinirden kuduran o değilmiş gibi. Bense sadece yutkunarak önce ona, sonra etrafa baktım. "Ne oldu? O koca dilini yuttun sanırım?" "Gülümsemene alışık değilim malum." dediğimde daha da genişledi gülümsemesi. "Kan gördüğüm zaman hep mutlu olurum." diyerek eliyle belimden tutup beni kendisine çekti. Görünüşe göre bahsettiği kan benimkiydi. Acaba Dora'nın çığlık atma dediği yer için tam şu an uygun olur muydu? "Çığlık mı? Ama ayıp." Tam kulağımın dibindeydi Adin'in dudakları. "Bunun için daha sonra ödeşebiliriz. Bir kaç saat sonra sen de kan gördüğünde benim kadar mutlu olacaksın çünkü." diye fısıldadiktan sonra kolye benimle bütünleştiğinde hissettiğim acının aynısını hissettim bir anda. Gözlerim kapanmaya başlarken, düşmek üzere olan boynumdan tutup beni yere yatırdı Adin. Daha sonra boynumdan sızan kanın tam altımdaki platformu yavaşça doldurduğunu gördüm. Kanlar platformdaki tek yerde birleştiğinde Adin birkaç adım geri çekildi ve platformda bir ışık patlaması yaşandı. Bu sırada karanlıktan büyük bir maç kazanılmışçasına galibiyetin sevincine benzer sesler yükseldi. Kazanan tam olarak kimdi, henüz bilmiyordum.