Yaz günlerinde biriydi o gün. Hepimiz ölmüştük sıcaktan, taki hoca gelene kadar. Hocamız dedi ki; "Hazırlanın çocuklar, Kapodokya'ya 15 günlüğüne kampa gidiyoruz dedi. Biz sevinçten havalara uçtuk. Benim en yakın arkadaşlarım olan Nurcan, Barış, Serra, Beyza ve Mert biz çok sevinmiştik ve Hocamız dedi ki; Gelenler yarın adlarını versinler bana dedi ve Nurcan'a sen isimleri yaz bana ver kızım dedi. Nurcan Memnuniyet'le dedi ve Hoca iyi günler dedi, ve ders bitti. Son ders Türkçe idi, o derste bitti. Sonra bizim grup eve gittik. Evde anneme kamp olayını söyledim, tabikide ilk başta izin vermedi ama sonrada izin verdi ve ben ödevlerimi yaptım,tv izledim ve yemek yiyip uyudum. Sabah oldu, ben üstümü giyinip kalkvalt'ımı edip direkt okula gittim ve yolda heyecendan üç kez düştüm. Çünkü, yarın kamp'a gidiyorduk çok heyecanlı ve mutluydum! Hoca kamp'a gidenlerin isimlerini tek tek Nurcan'dan aldı ve dedi ki; Gençler yarın saat 10:00 da tam okulun bahçesinde olun dedi ve derse geçti. Sonra ki derslerden biri Fen ve Teknolojileri idi. Biz Mert'le sohbet ediyorduk, Hoca da bizi fark etti ve güzel bir nutuk çekti o gün öğlen yemeğimizi yemiş kadar olduk ama yine de üzülmedik çok mutluyduk! Çünkü, yarın kamp'a gidiyoduk! Okul bugün Türkçe dersi hariç hepsi boştu. Türkçe dersine girdik, sonra boş dersler olduğu için eve gittik. Ben çantamı hazırlayıp, Mert'lerde kalmaya gittim. Ben gelmeden Mert çantasını hazırlamıştı bile. Gece olunca oyunlar oynadık ve uyuduk. Saat 9:40 olmuştu ve otobüsün kalkmasına 20 dk kalmıştı ve hemen evden çıkıp otobüse yetiştik. Otobüs hareket etmeye başladı. Biz şarkı sölemeye ve oyun oynamaya başladık sonra, yola devam ettik.