Geceydi. Gökyüzü gri bir battaniye gibi şehri örtmüş, sokak lambaları bile ürkek yanıyordu. İstanbul'un arka sokaklarında tek başına yürüyordum. Nedense içimde bir huzursuzluk vardı ama nedenini bilmiyordum. Ellerim cebimde, adımlarım hızlıydı. Sanki biri beni izliyormuş gibi...
Arkamı döndüm; sadece ıssız bir sokak ve birkaç külüstür araba vardı. Biri hariç... Lüks bir araç. Camları filmliydi. Sanki içerideki kişi beni izliyordu. O bakışlar, ruhuma işliyordu adeta. Gerginlik tüm bedenimi ele geçirmişti. Elimi cebime attım ve telefonumu çıkardım; ancak şarjım bitmişti. Kendi kendime sakin olmam gerektiğini, az kaldığını söyledim. Adımlarımı hızlandırdım ve yürümeye başladım. Arabanın çalıştığı ses, binalara çarpıp kulağıma ulaştı.
Ardından bir kapı sesi duyuldu. Gözüm, önüme beliren bir kolun üzerindeki dövmeye takıldı. Bu, o barda gördüğüm dövmenin aynısıydı.
9.Bölüm alıntısı
Yorumlarınızı bekliyorum. Sizce neler oluyor.