Pandam, Esma’m… Kandan değil candan kardeşim, kandan değil ruhtan kardeşim… Tam şuan da girdiğimiz gün, benim için cidden önemli bir yere sahip. İki kardeşimin doğduğu bir gün. İki candan kardeşimin doğduğu bir gün. Ve biri de sensin pandamm…
İlk olarak; iyi ki doğmuşsun, iyi ki o yorumu yazmışım, iyi ki okuyup cevap vermişsin, iyi ki konuşmaya devam etmişiz ve iyi ki tanışmışız. Bu hayat iyi ki, keşke ve benzer bir sürü kelimeye ev sahibi ediyorken, bugün kullanmak istediğim tek kelime ‘iyi ki’. İyi ki be pandam, iyi ki.
Neşesiyle tanıştığım, acısıyla buluştuğum, ruhuyla yan yana yürüdüğüm kardeşim. Doğduğun tek gün bu değil, daha mutluluğunla ve hüznünle bir çok kez doğacaksın, ilk doğuşunda yanında değildim belki, bu doğuşlarında da yanında olamam belki, ama doğduğun ve doğacağın her günün iyi olmasını dileyebilirim. Doğduğun ve doğacağın her günün kutlu, mutlu, sağlıklı ve huzurlu olsun pandam. Bol sevgili günlerin geçsin. Nice mutlu senelere!
Birini sevdiğini söylemeye kelimeler yetmez mesela. Birini sevdiğini ona her zaman söylemek zorunda değilsin mesela, birini sevdiğini dibine kadar belli etmek, sürekli onunla konuşmak zorunda değilsin mesela. Ama ben seni seviyorum pandam. Gerçekten… Unuttum deme bana sakın, yedim seni de, sıçar mıyım bundan sonra?
Ebediyen kardeşlikte, senle birlikte,
Sevinçle, hüzünle, acıyla, coşkuyla,
Madem çıkmışız bu yola, en büyük sevgiyle,
Ant içerim ki, hep kardeşim, yoldaşım, pandam olacaksın, daima kalbimde ve midemde <3