Riki'nin bakışları, Sunoo'nun hafifçe titreyen ellerine takıldığında yüzündeki ifade bir anda ciddileşti. Bu duruma kayıtsız kalamazdı. "Bu böyle olmaz, üşüyorsun." dedi, sesi kararlı ve netti. Sunoo'nun ince yapılı bedeninin farkında olmadan titrediğini görmek, onu harekete geçirdi. Hiç tereddüt etmeden giydiği bej sweatshirt'ü çıkarmaya başladı.
Sunoo şaşkınlıkla gözlerini Riki'ye dikti. "Ne yapıyorsun?!" diye sordu, ellerini istemsizce kaldırarak onu durdurmaya çalıştı. Ancak Riki, bir adım öne çıkarak sweatshirt'ünü çıkardı ve ona uzattı. "Bunu al," dedi, sesi yumuşak ama itiraz kabul etmeyecek kadar kararlıydı. "Kazağın ıslak ve üşüyorsun."
...
Odada sessizlik hüküm sürerken, Riki'nin bakışları ve Sunoo'nun ısınmaya başlayan bedeni, kelimelerin ifade edemeyeceği kadar derin bir şeyleri paylaşıyordu. Bu anın yavaşça işleyen dinginliği, aralarındaki bağın henüz kelimelere dökülemeyen bir halini yansıtıyordu. Lakin o an daha buraya gelirken dinlediği şarkının giriş kısmı yankılandı zihninde. Bu durum iyice olduğu yerde put kesilmesini sağlamış, hayatın ona oynadığı bu oyunla başa çıkmaya çalışıyordu.
"Hâlâ hatırlıyorum,
Aralık ayının üçüncü gününü,
senin kazağını giymiştim.
Senin üzerinde durduğundan daha güzel durduğunu söyledin bana."