Merhabalar! Biraz uzun bir yazı olacak ancak artık bunu yazmamın zamanı gelmişti diye düşünüyorum. Umarım okursunuz, tabi takipçilerim eğer hâlâ buradaysa...
Beni hatırlıyor musunuz bilmiyorum, brunossquirrel dersem belki anımsarsınız. Veyahut Su ve Ateş'in, Bin Dönüm Miras'ın, Dökülen Sonbahar Yaprağı'nın, I lied to myself'in yazarıyım desem belki tamamen hatırlayabilirsiniz.
Evet arkadaşlar, Nilsu ben.
Wattpad'i iki sene önce resmen, geçen sene tamamen bıraktım. Zannedilmesin ki bu yazmaktan yorulduğum ve bıktığım için oldu; hayır, bilakis, yazmaktan hiçbir zaman sıkılmadım. Ancak buranın git gide bir çöplük hâline gelmesini artık kaldıramaz oldum.
Wattpad'i keşfettiğimde ve ilk hikâyemi yayınladığımda sene 2013'tü, bundan tam 7 sene öncesi. O zamanlar 13 yaşındaydım, hatta henüz 13 bile değildim. Bu mecraya Bruno Mars hayranı olduğum için katıldım, hayran kurgular okudum ve yazdım biliyorsunuz. Bruno'yla ilgili yazdığım 3 hikâyem oldu, fanfiction temelli bir yazar olduğumu hepiniz biliyorsunuz.
Burayı çok sevdim, gerçekten çok sevdim. Zira ben geldiğimde buralar böyle değildi. Henüz kadını ve insanı aşağılayan Kötü Çocuk hikâyeleri piyasada yoktu mesela. Hoş, olay sadece özgün olmayan birbirinin kopyası kötü çocuk hikâyeleri değil, buna bile bir nebze katlandım hikâyelerim için, yazmayı sevdiğim için. Ancak...+++