HİÇBİRŞEY | ÜÇÜNCÜ BÖLÜM [Ön İzleme]
Umarım çok şüpheli görünmüyorumdur.
İsteyeceğim en son senaryo bile değil!
"Memur bey..." dedim, sakin ve düz tutmaya çalıştığım sesim ile. Bana hafif, varla yok arası bir gülümseme sunmuş, ardından da direk konuya girmişti.
"Öncelikle yardımınız için çok teşekkür ederiz. Açıkçası burada olmanız bizim için büyük şans..." hafif bir tebessüm ile karşılık verdim.
"Elbette, bu benim görevim. Ben yapmazsam kim yapacaktı?" dediğim de dudaklarını birbirine bastırıp başını sallamıştı. Bakışlarımı onun arkasında ki bir noktaya odaklandığım da, Melis'i gördüm. Polisle tartışmayı bırakmış, baş parmağını kaldırarak bana beğenmişlikle bakıyordu. Kendince enişte seçmişti yine. Bıkkınlıkla gözlerimi devirip, önümdeki şahsiyete döndüğümde, kahve gözlerin tekrar bana baktığını gördüm. Beni yine ilgi ve merakla süzüyordu.
"Mahsuru yoksa eğer bir şey sormak istiyorum Doktor hanım..." işte... Korktuğum da tam olarak buydu zaten memur bey...
"Tabi, buyrun lütfen..." dedim düz bir ses tonuyla. Sakin ol Yasmin, senin Avukat olan bir kuzenin var!
Memur bey, gözlerini benden ayırmadan, bir kaç adım ile bana doğru yaklaştı. Gerginlikle yutkunup, hafifçe geri çekildiğimde, bakışları yavaşça sertleşmiş ve benim daha da gerilmeme sebep olmuştu. Sakin kalmak gittikçe zorlaşıyordu.
"Acaba...o yaralı adam, ne ima ediyordu tam olarak? Sizi bu kadar gerdigine göre... Korkunç ve önemli Bir şey olmalı diye düşünüyorum..." ben ne diyeceğimi bilemez bir şekilde, öylece dikilirken, beni kurtaran tanıdık sesin sahibine bu defa ben borçlanmıştım.
"Affedersiniz memur bey, ama sırf görevini yaptı diye ve yaparken, hastasının hayatını riske atma ihtimalinden dolayı gerildi diye, onu da geçtim, aklı dengesi yerinde olmayan birinin söylediği korkunç şeyler sebebiyle, bir doktoru ve bir vatandaşı böyle köşeye sıkıştırıp bu şekilde sorgulayamazsınız!" Ah Duygu... Seni çok seviyorum!