Nefes almaya merhaba,
Beyin hücrelerimi hırpalayan, parmak uçlarımı yakan ve artık dayanılmaz bir ızdıraba sebep olmaya başlayan akıl odalarımı boşaltmanın vakti geldi!
Özlediğimi ve yok olmaya yüz tutmaya başladığımı hissettiğim bir sonun başlangıcına merhaba demeye geldim. Yaşamı, her nesneye sonsuz aşk üzerine pamuk ipliğine bağlı bir seçicilikle yaşayan varlığım, bilinç altıma işleyen Panait İstrati'nin ❝ Kodin❞ adlı kitabının tüm akıl odalarıma sonsuz bir sevgi ile yuva yaptığı zaman başladı. Saf sevgi ve iç güdünün temsiliyetini üstlenen kelimelerin ördüğü cümleler beni çarptı ve aşık olduğum ilk kitap oldu!
Ben işte buyum, sevebildiği değil, binlerce aynı mantığın ürünü nesnenin arasında parlayan o şaheseri bir mıknatıs misali, kendisine ait olan parçayı bulan o okurum. Şimdi, titrek parmaklarımın kimi zaman inciteceği kimi zaman hoyratça okşayacağı kelimeler ile inşa edeceğim cümlelerimi okumaya hoşgeldin!
- JoinedJanuary 22, 2021
Sign up to join the largest storytelling community
or
nazgalipoglu
Jan 09, 2024 08:24PM
❝ Çâre, belki de ben yer yüzünde binlerce tenin yaşadığı can acısını ve buna sebep olan nedenlerin hissettirdiği herhangi bir somut duyguyu ve ızdırabı hiç bir zaman hissedemeyeceğim. En önemlisi de...View all Conversations
Story by nazgalipoglu
- 1 Published Story
Çâre
80
5
1
Parmak uçları gece yarısı tozu arasında avuç içlerinde oynaşır, yavaşça ıssızlaşır. Kendisine ait olmayan fak...
#179 in yokoluş
See all rankings