wascre

veda geliyor şimdi, 
          öğretmek için sergilenmeyi, 
          uçuşan geriye dönen vakitte. 
          kime, 
          kime gönderiyor incelen yapraklarını
          güzün, kavisin beyaz yanağıyla? 
          bu aklıkta, minarem mavi benim. 
          ışığım denize kayıyor, 
          bir sayıklama izleğiyle, 
          bir zamanlar pay verdiğimiz insanlığa..

27tekuk

ako dan geldim şiir yazmıştın orda da panon o kadar gü,el ki gözlerimdeki dolu dolu yaşlarla okuyorjm

27tekuk

@opheliartae  ay tesekkür eserimm
Reply

opheliartae

@27tekuk biri sanirim umit yasar oguzcan besinci mektuptu digeri de arkadas zekai ozger'in askla sana siiriydi boncuk fare umarim dogru hatirliyorumdur
Reply

27tekuk

@27tekuk siirin ismini yazmamistin ki hem o paragrafı unuttum özür dilerimm
Reply

opheliartae

kaçıyorum senden yol sapaklarında
          kırları ay ışığı tozuyda göreyim diye
          yıkanayım diye ışık pınarlarında
          sıcak yaz sabahının alaca sisinde
          eteklerimi kır çiçekleriyle doldurayım diye
          köy kulübeleri çatısınsan horoz ötüşlerini duyayım diye
          kaçıyorum senden,
          çöl ortasında ölesiye
          yeşilliklere basayım diye
          kaçıyorum senden, terkedilmiş bir kıyıda
          karanlığın bulutunda yiten kayalar üstünden
          deniz fırtınalarının dönen dansını göreyim diye. 

opheliartae

kendimi de koysam ayağımın altına
          yine de yetişemiyorum ey aşk,
          omzunun hizasına.
          çünkü bende birikiyor her şeyin tortusu
          ve ayağını kaldırıyor dünya,konuşurken benimle.
          budanan oğullar gibiyim,sessiz ve narin
          nereye konsam geri sayım başlıyor
          kurcalıyor beni bir çırağın elleri
          ah,unufak olsam ve desem ki
          ağzın tat görmesin hayat
          kandırdın beni.
          
          sorma,
          elim kırılsın bir daha
          dokunursam güneşe.

opheliartae

henüz vakit varken, gülüm
          Paris yanıp yıkılmadan,
          henüz vakit varken, gülüm,
          yüreğim dalındayken henüz,
          ben bir gece, şu mayıs gecelerinden biri
          volter rıhtımında dayayıp seni duvara
          öpmeliyim ağzından
          sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a
          çiçeğini seyretmeliyiz onun,
          birden bana sarılmalısın, gülüm,
          korkudan, hayretten, sevinçten
          ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
          yıldızlar da çiselemeli,
          incecikten bir yağmurla karışarak. 

opheliartae

@ NefisejX  "henüz vakit varken, gülüm,
            paris yanıp yıkılmadan,
            henüz vakit varken, gülüm...
            parisliler, parisliler,
            paris yanıp yıkılmasın... "
            
            <3
Reply

NefisejX

@ opheliartae  "şu mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
            söğütlerin altından, gülüm,
            ıslak salkım söğütlerin."
Reply

opheliartae

ihmal edilmiş çocukluğun
          epeksi bir yoksulluğun yapmalarını yüzünde taşırdı
          kimse öpmezdi kimse
          içime dokunan bir halin vardı
          yalnızlığını kazısam altından
          vahşi bir puhu kuşu çıkardı.
          hayata benzeyen bir yanın vardı
          puslu bir güne saklanan karanlık
          bir suskunluğu ikiye ayıran
          bir tabelaydı frankfurttaydı
          seni sevişim bir laternaydı
          hep aynı şarkıyı çalardı. 

opheliartae

cinsel bir çiftleşmedir çarşaflar
          ıslak bir gece en fazla kendini çoğaltır
          bir solucan vücuduna yeni bir halka ekler
          döllenir acı. sevişme daha da erselikleşir
          
                                -hü'yü tanıdım size anlatmalıyım bir gün
                                 size bir gün mutlaka hü'yü anlatmalıyım 

opheliartae

unutma, bazı yangın merdivenlerinin yangına çıkardığını
          ve meydanlara insan kanıyla yazıldığını sloganların
          yaramızda kaynayan kurşunu, avucumuzdaki közü
          unutma, gökyüzüne baktı diye yurdundan edilen gözü