keşke karnımdan sökülüşünü ateşli bir hastalık gibi atlatıp ayağa kalkabilsem, annelere, babalara, onların gecelerce doğmayacak çocuklarına titreyen omuzlarımla yaralı dudaklarımın altını imzalayan hayatın kimini ateşte kızartıp, kimini bombayla unufak eden gerçekliğinden bahsedebilsem, yirmi beş yıl öncesine gitsem, keşke seni hiç doğurmasa annen, o ilk damla kan içinde tomurcuk gibi durup dokunulmadan yaşlansa, adınla kaderin kanserden ölecek bir adama verilse ama kimsenin canı yanmasa benimkinin yandığı kadar. keşke sen de hayal olsan, yalnızca geceleri yeri yoklanan bir boşluğun, sonu hep köprülerden uçmuş, yine de gözleri yeşil bir kızın kötü hayali.