Oturduğunuz yerden kalkın ve gökyüzüne baktıktan sonra hikayeye devam edin, dışarısı canlı ve sende hala öylesin, burada olduğun için teşekkür ederim.
--------
Sadece ruhum huzur bulsun istiyorum. Birileri bana ulaşamasın, birileriyle görüşmeyeyim birileri beni arayıp güldürmesin. Biri beni düşündükten birkaç zaman sonra öylece çekip gidiyor ve donuk gülümsemem yüzümde asılı kalıyor.
Biri tutmayacaksa ellerimden bu eller sadece yemek yemek için mi varlar? İstemiyorum yemek yemek falan. Sadece birinin saçlarının kokusunu buram buram ciğerlerime çekmek istiyorum. Birinin elini terleyip yansam da bırakmak istemiyorum. Gittikçe uzaklaşıyorum her şeyden, bu olanlar bana yapılanlar beni soğutuyor.
Sadece özgürce nefes almak istiyorum, bir sigaranın beni rahatlatacağı günleri geride bırakmak istiyorum, göğüs kafesimdeki ağrıyı yok etmek üstüne demir kapıları kapatmak istiyorum.
Beni bu hale getirene kadar size dur dememiş bana da yazıklar olsun ya. Sanırım tükenip gitmiş ruhumla anca karanlıkta buluşabilirim ve sanırım sadece karanlıkta beni bulamazlar.
---------------
Aynadaki görüntüme kısa bir bakış attım, mükemmeldim. Keşke bu güzelliğimi uzun zaman önce keşfetseydim diye geçirdim aklımdan.
Çantamı alıp küçük yavrudan çıktım, gidip Minor Şirketine sekreter açıkları için başvuru yapacaktım. Beni kabul etmemeleri imkansızdı, istediğim her dili konuşabiliyordum ve maliye okumuştum, pazarlama ve finansta da iyiydim.
Kapıdan çıkar çıkmaz 4-5 metre uzaklıkta benim küçük malikaneme benzeyen başka bir evle karşılaştım. Sanırım site gibi bir yerde oturmaya başlamıştım. Ben etrafı gözetlerken karşıdaki kapı açıldı ve içinden beklemediğim biri çıktı.
Harip gerçekten mi? Sırf kısa sürsün diye beni tamamen onun yanına mı koymak zorundaydın?
Bu rüyamda uçurumun başındaki çocuktu ve ben onunla bu kadar kısa sürede onunla tanışmayı beklemiyordum.
O kapısını kilitlerken ben onun arkadan nasılda iyi gözüktüğü hakkında bir sürü düşünce geçirmeye başlamıştım aklımdan. Sanki bunu anlamış gibi hızla arkasını dönüp bakışlarını bana dikti.
Ama bu normal bir bakış değildi. Bu tamamen şaşırmış bir ifadeydi ve sanki beni tanıyormuş gibiydi. Adamım sakin ol ben bile seni dün gece rüyamda gördüm.
Tebessüm edip başımla selamladım ve sitenin çıkışını bulmak için ilerlemeye başladım. "Hey! Dur!" Sesin arkadan geldiğini fark edip keskin bir dönüş yaptığımda karşımda o koca cüsseyi gördüm diyemem boyuna göre oldukça sıskaydı. Eğer normal bir yaşamım olsaydı eğer onu kesinlikle tavlamak isterdim-biliyorum bu imkansız-
"Bana mı seslendiniz?" Saçımı hafif savurup gözerime seni tanımıyorum benden ne istiyorsun bakışımı yerleştirdim. "Acaba bir yerden tanışıyor olabilir miyiz veya siz beni tanıyor olabilir misiniz?" Ne saçmalıyordu böyle? "Hayır sanmıyorum, biriyle karıştırmış olabilirsiniz. Kusura bakmayın acelem var ve gitmem gerek."
Tamam çok kısa zamanda beynine girmeliydim ama ne yapabilirdim hemen üstüne mi atlayayım? "Kusura bakmayın, sanırım buraya yeni taşındınız size çıkışı göstereyim özür olarak." Tebessümle kafamı eğdim. "Çok iyi olur bende çıkışı arıyordum ve sanırım bugünden sonra komşuyuz."
Biz ilerlerken konuşmayı devam ettiriyorduk. O sırada telefonuma mesaj geldiği için açıp kontrol ettim. "Kırmızı araban bugün gelecek yani başının çaresine bak xxx-harp" Gözlerimi sinirle kıstım. "Bir sorun mu var acaba." Başımı telefondan gülerek kaldırdım. "Hayır hayır yok sadece arabamı bugün getirmeyeceklerini öğrendim ve bunun yüzünden görüşmeme geç kalacağım." Başını sallayıp dudaklarını birbirine bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurum
Mystery / ThrillerAy ışığının altında bir uçurumun en uç kısmında oturuyordum. Beni ne buraya kadar getirmişti? O mutlu ve hayat dolu ruhumun tamamen bedenimden çekildiği zaman, ne zamandı? Kafamı kaldırıp son kez ayın güzelliğiyle büyüledim gözlerimi ve fısıltıyla ö...