Misletoe | kookmin

0.5 | Final. (M)

31 Aralık, 2020

Yine her zamanki gibi güzel bir sabaha uyanmıştık. Saat on bir buçuğa yaklaşıyorken yataktan kalktım ve banyodaki rutin işlerimi hallettim. Yarın akşam dönecektik, bugün de yeni yıl partimiz vardı.

"Günaydın! Bugün çok güzel bir gün olacak, hazırlanmalıyız!" Jimin'in başında neşemi yayıyorken o da uyanmış ve kısa bir sarılmamızdan sonra pijamalarımı değiştirip kahvaltıya inmiştik. Sarıldığımda sanki günümün çok daha güzel geçeceğini düşünüyordum bu yüzden de ona sarılmadan asla güne başlamıyordum.

Restauranttaki tartışmasız herkes tematik kıyafetler giymişti, aşçıların üzerinde kırmızı renkli önlükler vardı. Bazı öğrencilerin başında taçlar, bazılarında da tokalar vardı. Kısacası resmen burası iç açıcı bir haldeydi. Bize bakarsanız Jimin kırmızı, ben de yeşil kazak giymiştim.

"Güzeller güzeli bir güne ve birlikte gireceğimiz bir yıla hazır mısın?"

"Evet hazırım! O kadar heyecanlıyım ki hemen odaya çıkmak ve giyinmek istiyorum. Yemekten sonra üst kata bakmaya gidelim mi? Hem bir ihtiyaçları varsa yardım ederiz." gülümseyip onaylamıştı, bu sayede biraz da olsa zaman geçecek ve partiye daha az bir süre kalacaktı.

Tabaklarımızı alıp yemek sırasına girmiştik, yemekler bile süslenmişti. Ağaç şeklinde yumurta, yıldız şeklinde ekmekler vardı. Bu tabağı sanki lise çağındaki çocuklara değil de, beş yaşında bir çocuğa hazırlanmış gibiydi. Üzülerek tabağın güzelliğini bozmuş ve yemeğimizi yemiştik.

Yemeğimizi bitirdikten sonra tabaklarımızı tekrardan koyduk ve otelin asansörüne binip 10. kata çıktık. Büyük, süslenmiş bir kapı vardı. Yavaşça açtığımızda içerisi ışıl ışıldı. Gözlerim kamaşmıştı.

İçeride birkaç yardımcı kişi ortalığı süslemeye çalışıyor, öğretmenlerden iki kişi de birbiriyle konuşup planlama yapıyordu. Heyecanlandık, birlikte hocalarımız ve yardımcıların yanına gidip konuşmalarına dahil olduk.

"Merhaba, canımız çok sıkıldı ve biz de yardım etmek istedik. Yardıma ihtiyacınız var mı?" yardımcılardan biri derin bir nefes vermişti.

"Hoşgeldiniz, iyi ki de geldiniz. Süslemeleri yaptıktan sonra hoparlörleri kuracağız. Açıkçası gördüğünüz üzere çok işimiz var, yardım ederseniz çok seviniriz. Birkaç süs asamadık ve ağacı süsleyemedik, siz bu kadarına yardım ederseniz bile bize büyük yardımınız dokunmuş olur, biz de bu arada ses sistemini kurmuş oluruz." hemen kolinin içindeki süslemeleri aldım ve camların köşesinden astım.

***

Birkaç saat verip, elimizdeki bütün süsleri astıktan sonra iyice yorulmuştuk fakat daha süslememiz gereken koskoca bir ağaç vardı.

Jimin'in boyu tepelere yetmediği için o yarısından aşağıyı süslüyor, ben de bir tabureye çıkıp tepeleri süslüyordum. O kadar büyüktü ki, ben bile yetişemiyordum.

Yukarıyı yavaşça bitirip aşağıya, yardıma indim. Elinde süsler, neyi nereye taksam diye düşünüyordu.

Süsleri alıp ağacı süslemeye tek başıma devam ettim. O da esnemiş ve sonra gözden kaybolmuştu. Çok umursamadan ağacı süslemeye devam ettim. Zamanımız kalmamıştı ve bizim daha yapacak birçok işimiz vardı.