"Annem, nasıl özlemişim biliyor musun seni!" jin hyung yanaklarımu sıkıp öpüyordu "jin biraz bana bırak! Minakım benim sen dört haftada daha güzelelmişsin!" yoongi beni yanına alıp saçımı karıştırıp bellimi kırarcasına sarılıp yanaklarımı kopartırcasına mıcırıyordu.
Jimine bakıp yardım istemek için baktığımda yemeklere gömülüyordu, "bana bırakın biraz" taehyungun demesiyle gözlerimi sonuna kadar açtım, ona sarılmak mı? Jimin hyunga baktığımda onun taktikleri aklıma geldi ama hemen söyleyemem ki...
Taehyung kolumdan tutup bana sarılınca önce ne yapacağımı bilemezken birinin bana yardım etmesi için dua ettim. Kalbimin hızı artmıştı. "Tae! Bırak evladımı! Gel bak neler yap-jimin! Yeme onlar jeonumun!" taehyungu itip beni yanına oturturken yoongi de yanıma oturmuştu.
Herkes oturup yerken yoongi ike jin ağzımı dolduruyordu, midem patlayacaktı cidden biraz daha yersem kuasacaktım..
"Durun ya, kusacam şimdi" jin ağzıma poğaçyı ağzıma attığında "dört haftadır çubuk kadar olmuşsun, zaten zayıfsın bu arada kas mı yaptın sen?" kafamı olumsuzca salladım "benim hep vardı?" yoongi ise ağzıma havuçlu kekden verdiğinde "söyle ksm öğretti? Kızmam"
Jimine baktığımda kaşlarını havaya kaldırdı yoongiye bakıp sırıtarak "kimse, kesinlikle benim hyunglarımdan biri değil" yoongi hemen hoseoklara dönüp "hangisi?" jin ağzına çilekli pastayı yiyecekken elinden tutup ben ağzıma atarken portakal suyundan içtim.
"Hoseok?" kafamı olumsuzca salladım, "Namjoon?" kafamı olumsuzca salladım, "Jimin?" ağzıma poğaçadan tıkarken dolu yanaklarım acıyordu.
"Jimin mi? Konuşsana ya"
"Lan çocuğun ağzı dolu nasıl konuşsun" taehyungun demsiyle ona baktığımda bana gülğmseyerek göz kırptığında gözlerimi jimine çevirdim. "Jimin söyşemen için üç, kaçman için beş, ölü taklidi yapman için on beş saniyen var"
"Çişim var benim!" koşarak üst kata çıkarken yoongi de onun peşinden giderken herkes gülmüştü ağzımdakileri en sonunda yutmuştum. Meyve suyundan içip rahatlamıştım..
"Jin filmlerin var mı?" kafasını olumluca sallayıp "tv nin altındaki çekmecede orada her tür film var" namjoon ile hoseok giderken herkes masayı toparlıyordu bende yardım edecekken taehyung beni çağırınca yanına gittim.
"Efendim hyung?" iç çekip "bana söylemek istediğin bişi var mı?" yutkunup gözümğ kaçırdım. Anlamış mıydı yoksa Bizimkilerden biri mi ötmüştü?
Gözlerine baktığımda öyle bir parlıyordu ki "ah, evet var aslında" gülümseyerek baktığında "neymiş?" birazcık eğilip aramızda beş santim mesafe bırakarak "seni, sizi üzdüğüm için üzgünüm. İzninle yardım etmem gereken hyunglarım var" gülümseyerek ayrıldığımda elimi kalbime götürüp sakinleştirmeye çalışarak mutfağa girdim.
"Ben geldim, yardıma ihtiyacınız var mı?" jin yanıma gelip yanağımı öpünce "sen varsın ya sorun değil bebeğim. Sen geç bunlar hala film seçemedi sende git yardım et" kafamı olumluca sallayıp içeriye geçtiğimde yoongi ils jimin gülümseyerek geldiğinde "sevgiliyiz" dedikten sonra mutfağa girip onlara da müjdeli haberi verince gülümsedim.
"Hyunglarım hala seçemediniz mi?" hoseok kaşlarını çatmayı bırakıp bana baktı "bu piskopat kanlı manlı açacak ve sen korkuyorsun" kafamı olumsuzca salladım "hayır beni ders çalıştırıken açıyordu alıştım yani" dehşetle namjoona bakıp "küçücük çocuğa neleri izletiyorsun lan!"
"Porno değil lan merak etme" kaşlarımı çatıp "hyung! Ayıp sözler söyleme demedim mi ben sana! Hem küçük değilim şurada haftaya üniversite sınavına olucam"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liar//Taegguk
Fanfiction"Ben sana inandım, beni sevdiğine inandım. Ama sen beni kandırdın, yalancının tekisin Kim Taehyung!"