BÖLÜM 3

53 4 0
                                    

Babam önce bir duraksamış ardından yüzüne hafifçe bir gülümseme yerleştirip kıza doğru dönüp "ah memnun oldum" demişti.Çıkıp ne memnun olması bunun yanındaki çocuk psikopat demek istemiştim.Baba ben kendi isteğimle konuşmuyorum ama bu çocuk kendi isteği dışında yıkıp geçiyor ortalığı.Evet tam anlamıyla psikopat!

Babam elini uzatarak "ben Hanry" dedi eliyle beni işaret ederek "buda kızım.." cümlesini bitirmesine izin vermeden çocuk araya girdi "April" dedi.Yüzündeki gülümseme onu tatlı gösteriyordu ama bu onun saçma bir kişi olduğu gerçeğini değiştirmez.Adımı nasıl bildiğini düşünürken babam bana yan yan bakarak "tanışmışsınız" dedi ve yüzündeki gülümseme gittikçe büyüyordu.

Anlamayan gözlerle ona bakmaya devam ediyordum."bende Wesley" dedi.Psikopat,ruhsuz Wesley.Babam Vicky denen kızla konuşmasını sürdürürken Wesley gözlerimin içine bakıp gülümsüyordu.Bakışlarımı ne kadar kaçırmaya çalışsamda olmuyordu.Gözleri tanıdıktı.Yüzüde..Nerden tanıyordum bilmiyordum ama bu surat bana yabancı değildi.

Vicky bana doğru gülümseyerek "tekrar konuşmak dileği ile" dedi ve yüzlerinde ki sırıtış ile yanımızdan ayrıldılar.Çok tuhaftılar.Şu terapi olayı zaten iğrençti ama bu çocukla daha fazla iğrenç olacağa benziyordu.

WESLEY'NIN AĞZINDAN

"Tam bir aptaldın Vicky" diyerek kahkaha attım."Tanışmakta neydi tanrı aşkına"

Nazikçe koluma girerek "çok mu eziktim" dedi.Elimi enseme koyarak gülümsedim ''ucundan'' diyebildim.Bu akşam içimde bir yerlerde karanlığımın benden biraz daha uzaklaştığını hissettim.April yanımdayken canavarlığım aklıma gelmiyordu;onun için neler yapabileceğim, o güzel yüzünü azıcık olsun güldürebilmeyi,gözerini çaresizlikten bir adım olsun nasıl uzaklaştırabileceğimi düşünmekle geçiyordu zamanım. Sonra yine nasıl biri olduğum tüm bedenimi ele geçiriyor ama bir an olsun bu gerçekten uzaklaşmak bana dayanmak için acımı koyabileceğim bir boşluk oluşturuyordu.Belki de iyi şeyler bu yüzden vardı;acıyı barındırabilmemiz için boşluk yaratıyordu..

Vicky ayakları üzerinde yükselerek eliyle saçımı karıştırdı ve ''nereye daldın yine koca bebek'' dedi.O an ona milyonlarca şey sayabilirdim.En basitinden artık hissizleştim diyebilirdim.Belki de hissizleştiğimi kabul edemediğim için kendime bu garip ceza uygulamsını veriyorum.Belki de beynim bu kadar insafsız bir insan olduğumu kabul edemeyip kendine göre bir yöntem uyguluyordu.Bazen bunu düşünüyordum;eğer gerçekten hissizleşmiş isem,yaptıklarımdan pişman olmuyor isem asıl canavarlık bu olurdu.Yaptığım canavarlık beni rahatsız etmiyor ise işte o zaman hangi türe ait olurdum bilmiyorum.

''Hiç'' dedim,''bir yere daldığım felan yok''

''iyi o halde artık yorulduğumu hissediyorum.Gidelim mi?'' dedi,

içimde ki sıkıntıyı belli etmeyecek bir ses tonuyla - bu konuda uzmanlaşmak için bir sürü şansım olmuştu- ''peki'' dedim ''gidelim.

APRIL'IN AĞZINDAN

Şu an şu konuşmama kuralımı bozmak istiyordum.Babam neden bu kadar dost canlısı olmak zorundaydı ki?Anlayamıyorum yani,bırak yalnız olayım,tanıma benim arkadaşlarımı..Arkadaş mı dedim ben az önce?Bırak arkadaşı o güzel yüzlü psikopat düşmanım bile olamaz.

Eve vardığımızda anneme hafifçe gülümseyerek odama geçtim.Bir an yeniden konuştuğumu düşündüm.Annemin nasıl sevindiğini,babamla yeniden şarkı söylediğimizi..Hafif bir özlem hissettim.Konuşma yasağım beni ve ailemi derinden etkiliyordu.Ama güvenemiyordum..Eğer bir daha konuşursam tekrar birine güvenecek ve pişman olacağım.Bunu yapmak istemiyorum.Onun yokluğundan sonra konuşmak saçma geliyordu.Onunla bile konuşamamışken başkasıyla konuşmanın gereksiz olduğu düşüncesi hala değişmemişti.Bir başkasına gerek yoktu.Ailem bana yetiyordu.

AŞKIN YAŞI 17Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin