SİHİRLİ ÇİÇEK
Bir varmış bir yokmuş , mutluluğun eksik üzüntünün ise fazla olmadığı bir yer varmış burada suçlulara cezası verilir hakedene hak ettiği gibi davranılırmış. Herşey normal ve sıradanmış. Cansu diye bir kız varmış ve bu yerde yaşarmış halinden memnunmuş sevdiği herkeste buradaymış.
Burası belkide bir çok insanın hayal edip kurduğu ama çok az insanın yaşadığı yermiş ama bir gün bazı şeyler değişime uğradı hiç beklenmeyen bir şey oldu aslında gün gayet normal geçiyordu taa ki o olay olana kadar. Bir gün babası ibrahim eve geldi ve herkesi masa başına topladı " size bir haberim var bu haberi bende yeni öğrendim lütfen dirayetli olun özellikle de sen hülya " dedi cansunun annesi hülyayı işaret ederek. " Ne oldu ibrahim korkutma beni " dedi hülya. Hissetmişti kötü bir şey olacağını düşünüyordu İbrahim konuşmaya başladı " Çok üzgünüm baban vefat etmiş ben de yeni öğrendim " dedi ve Hülya hüngür hüngür ağladı. Cansunun canını da çok sıkmıştı çok üzülmüştü çünkü o dedesini çok seviyordu bu haber onu çok yıkmıştı aslında herkesi çok yıkmıştı bu haber ama dik durmak zorundaydı annesini teselli etmek onu hayata bağlamak zorundaydı bu yüzden herşeyi içinde yaşadı annesine çok belli etmek istemedi. " Üzülme anne " Başka bir şey diyemedi zaten diyemezdi de ne diyecekti ki. Üstünden bir gün geçti herkesin acısı taze umutları kapalı ve üzgünlerdi , bu gün cenaze kalkacaktı Cansu evde kaldı yaşı itibariyle cenazenin defnedilişini görmesi onun için hiç hoş olmazdı annesi ve babası gitti o ise kendi kendine dualar edip , sessizce ağladı. Annesi hülya ve babası ibrahim bütün gün cenaze evindeydiler neredeyse bütün günleri cenaze evinde durmakla geçti ve Cansuyu daha fazla yalnız bırakmamak için eve dönme kararı alıp eve doğru yol aldılar evlerinin bahçelerinde bir şey gördüler birileri taşınıyordu oradaki insanlardan birine Hülya merak edip sordu " pardon acaba siz buraya mı taşınıyorsunuz? " "evet yeni taşınıyoruz sanırım sizde burada yaşıyorsunuz " dedi orada duran kadın. Hülya'yla İbrahim evlerine girdiler Cansu çizim yapıyordu biraz cenaze hakkında konuştular daha sonra Hülya Cansu'ya dönerek " kızım yeni bir taşınıyor umarım iyi insanlardır komşumuz olacaklar " dedi Cansu da " sevindim anne umarım iyilerdir gerçekten insanın komşusunun olması güzel bir şey özelliklede iyi bir komşumuz varsa şanslıyız demektir " dedi ve kapı çaldı komşularıydı gelen konuşmaya başladı " merhaba ben melisa yeni komşunuzum babam dedi eğer varsa matkabınızı ödünç alabilir miyiz ? " " tabii ki alabilirsiniz hemen getiriyorum dedi Hülya daha sonra Cansu kapıya geçti annesi Matkabı getirmeye gitti oda yeni komşusu Melisayla tanıştı " merhaba ben de Cansu " Melisa da aynı şekilde kendini tanıttı ve aynı yaşta olduklarını öğrendiler bu onları mutlu etti. Annesi matkabı buldu ve Melisa'ya verdi " teşekkür ederim işimiz biter bitmez size vereceğiz " desi melisa " sorun değil taşınana kadar sizde kalabilir lazım olur " " İyi günler " dedi Melisa anneside " görüşürüz iyi günler yine bir şey lazım olursa mutlaka çekinmeyin gelin " dedi. Sonra Cansu'da " hoşçakal " dedi ve Melisa gitti. Aradan bir hafta geçti acıları hâlâ tazeydi ama bir şekilde unutmaya çalışıyorlardı yani tabi unutamazlardı ama acılarını azaltmaya çalışıyorlardı. Melisa ve ailesi yavaş yavaş yerleşmişlerdi yeni evlerine Cansu sabah kahvaltısı için ekmek almaya çıktı o sırada Melisayı gördü ve konuşmaya başladılar " selam " dedi Cansu melisa da " selam , nasılsın ? " dedi " İyiyim ekmek almaya gidiyorum sen de benim gibi ekmek almaya mı gidiyorsun yoksa " " evet ben de " " beraber gidelim istersen hem konuşmuş oluruz yol boyu " " evet harika olur " dedi melisa Yol boyu konuşarak fırına ulaştılar ekmek aldıktan sonra Melisa Cansu'ya " kaç yaşındasın aynı yaşta gibi gözüküyoruzda merak ettim " cansuda " onaltı yaşındayım onuncu sınıfa gidiyorum sen ?" " evet ben de onuncu sınıfa gidiyorum buralarda bir okula yazdırcaklar beni " " umarım aynı sınıfta oluruz ben seni sevdim çünkü " " Ben de seni sevdim Cansu umarım aynı okulda hatta aynı sınıfta oluruz çok iyi olur çünkü bizim için " dedi daha sonra biraz yol yürüyerek evlerine ulaştılar herkes kendi dairesine girdi daha sonra Cansu annesine Melisa işe karşılaştığını beraber ekmek almaya gittiklerini anlattı annesi de sevinmişti çünkü Cansu'nun çok fazla arkadaşı olmazdı daha çok sessiz bir yapısı vardı. Sürekli hafta sonları okul olmadığı gün ekmek almaya beraber gittiler ikisi de birbirini çok sevdi Cansu'da Melisa da. Birkaç ay geçti üzerinden çok iyi anlaştılar sürekli birbirlerine gidip geliyorlardı Cansu'nun doğum günü gelmişti Melisa da bunu biliyordu Melisa Cansuya hediye olarak bir menekşe aldı Cansu bunu görünce çok mutlu oldu hemen odasının en güzel yerine camının önüne koydu Cansu menekşe seni çok sevdi sürekli suluyor ona çok iyi bakıyordu. Annesi " Ben pazara gidiyorum Cansu gelmek ister misin beraber ana kız gezeriz " dedi Cansu da " hayır anneciğim ben şimdi çiçeğimle ilgilenmek istiyorum ona bakmak onu sevmek istiyorum seninle başka bir zaman giderim " dedi. Annesi de " peki kızım sen bilirsin bir şey istiyor musun peki " " hayır anneciğim teşekkür ederim sana iyi eğlenceler " " peki kızım ben gidiyorum hoşçakal " " görüşürüz anneciğim " dedi Ve annesi Hülya pazara gitti Cansu çiçeği ile beraber kaldı ama bu gün hiç beklemediği bir şey oldu tam çiçeğini sulayacakken çiçek aniden konuşmaya başladı Cansu çok korktu Çiçek " merhaba Cansu ben seni tanıyorum benden sakın korkma benden sana zarar gelmez " Cansu daha fazla korkmaya başladı şansına evde kimse yoktu. " Sen nasıl konuşursun sen konuşamazsın ki ben hayal falan mı görüyorum acaba ? " dedi Cansu ama maalesef gerçekten çiçek gerçekten konuşuyordu. " Ben bu ülkede yaşıyorum beni pek kimse tanımaz insanların çoğu bilmez zaten hatta neredeyse kimse bilmez bazı periler dışında bu ülkenin bu kadar mutlu olmasını aslında biz sağlıyoruz bu yüzden her şey tıkırında her şey gayet iyi gidiyor ben de bu ülkede yaşayan bir çiçeğim aslında konuşmamam gerekiyor ama bazı insanların yanın da yani özel insanların yanında konuşabiliyorum sana bir Sır vermem lazım tabii eğer tutacaksan tutabilirsen " diye söyledi çiçek. Cansu şaşırmaya devam etti bir süre kendine gelemedi hem çiçeğin konuşmasına şaşırıyordu hem de çiçeğin bu söylediklerini akıl sır erdiremiyordu , ne yapacağını şaşırmıştı kafası allak bullak olmuştu tabi bunun yanında bir de çok korkuyordu. Cansu " neden benimle konuşuyorsun ne söyleyeceksin ? " dedi çiçek konuşmaya başladı " bu ülkede yaşayan bazı insanlar özel insanlardır ve sen de bunlardan birisin aslında şimdi söylemeyecektim ama yeri geldi söyliyim madem sen bir perisin yani evet gerçekten bir perisin bunu söyledigim için şaşırmış olabilirsin aslında Melisa da bu yüzden bu çiçeği sana verdi Melisa'yı da çağıracaktım ama önce sana söyliyim sonra melisa ile birlikte konuşursunuz diye düşündüm hatta onların buraya taşınmasının en büyük sebebi de bu seninle tanışmak sana peri olduğunu hatırlatmak için " dedi Cansu bu sefer gerçekten şok olmuştu ne söyleyeceğini ne yapacağını bilemiyordu " ne saçmalıyorsun sen ne perisi ne diyorsun ? " " bekle şimdi Melisayı çağırayım o sana anlatsın detaylı bir şekilde " dedi çiçek ve Melisayı çağırdı Melisa da ışınlanarak buraya geldi. " sanırım Cansu öğrendi " dedi Melisa. " ne diyorsun Melisa sen nasıl ışınlanabiliyorsun ? " " anlatacağım ama önce seni bir yere götürmem lazım çiçek sanada teşekkür ederim " " rica ederim benim görevim bu kadardı hadi ben gidiyorum görüşürüz kendi yerime başka aynısından çiçek koyacağım " " teşekkür ederim görüşürüz çiçek " dedi çiçek ve gitti kendi yerine başka bir çiçek koydu Cansu ve Melisa konuşmaya başladılar. " Melisa bana anlat ne oluyor ben anlamıyorum sen nasıl ışınlanabiliyorsun ya ne oluyor ? " dedi Cansu " hepsini anlatacağım dedim ya seni bir yere götürmem lazım geliyor musun ? " " annem geldiğinde göremezse sıkıntı olur gelemem o yüzden " " Sen sıkıntı yapma ben ayarlıyacağım şimdi senin gelmen lazım " " tamam geliyorum da nasıl gideceğiz ve nereye gideceğiz ? " " seni peri ütopyası'na götüreceğim " dedi ve " gözlerini kapat " diye tekrar söyledi Ve Cansu'da gözlerini kapattı sonra da ışınlanarak periler camiasının olduğu bölüme gittiler Ve Cansu gözlerini açtığında şaşkınlıkla etrafa bakındı " burası neresi ? " diye söyledi. " Peri ütopyası yani senin anlayacağın şekilde söyleyim perilerin yaşadığı yer " dedi " peki beni niye buraya getirdin? " diye sordu Cansu Melisa da " çiçeğinin söylediği gibi sen bir perisin ve seni buraya getirmem gerekiyordu bazı sorumlulukların var onları öğrenmen ona göre yaşaman gerekiyor ilk olarak bazı güçler verilecek yani senin de özel yeteneklerin olacak onları almak için Peri nine'nin yanına gideceğiz o sana verecek , ama sakın hiçbir şeyi sorgulama sadece ne diyorsam onu yap " dedi. Cansu'da kafa salladı anladığını ifade etmek için. Peri nine ona bazı özel güçler verdi bunlar; uçmak , sihir yapmak , hızlı koşmak ve zamanı durdurmak. Daha sonra Melisayla evlerine döndüler Cansu " Bu güçleri almak için mi oraya gittik şimdi ne yapacağım peki ? " " aslında başka şeyler yapacaktık da benim anlatmam gerekiyormuş onları sana hatta anlatayım çünkü ; ne kadar erken öğrenirsen ona göre işin kolaylaşır " dedi ve Melisa bir bir anlatmaya başladı " bizim buraya taşınmamızın asıl amacı seni peri olduğunu söylemekti ben de yeni öğrendim Öğrenir öğrenmez peri gücümü kullanarak ailemi bir şekilde ikna ettim ve buraya taşındık ben de peri olduğumu öğrendiğimde oniki yaşındaydım senin benim hatta bütün perilerin asıl amacı bu ülkeyi kötülüklerden korumak ve sende bunlardan birisin. Biz seninle bir ekip olacağız ve biz seninle beraber savaşacağız. " dedi Cansu da " tamam o zaman " dedi ve Melisa gitti çok geçmeden Cansu'nun annesi Hülya geldi " nasılsın tatlım çiçeğinle güzel vakit geçirdin mi ? " dedi. Nereden bilsin kadın çiçeğin konuştuğunu hatta özel güçleri olduğunu , Cansu " evet harika vakit geçirdik anlatamam muazzamdı. " " sevindim kızım " " bende " dedi Cansu. Üstünden tam bir ay geçti Cansu Melisa ile sürekli görüştü hatta bir kaç kere de peri ütopyasına giderek bir kaç sihir öğrendi aslında yavaş yavaş Cansu da zevk almaya başlamıştı ama pek belli etmiyordu. Bir gün Melisa Cansunun evine geldi ve " Cansu sana çok önemli bir haberim var ilk görevine hazır mısın ? " " sanırım hazırım ne oldu ? " " bu ilk görev için fazlasıyla büyük ama yardımın gerekiyor bir ekip olarak bunu başarmalıyız , periler ütopyası'na saldırı olmuş ve bizim nine periyle beraber güçlerimizi birleştirmemiz ve yenmemiz gerekiyor " " nasıl bir saldırı yani kim saldırmış ? " " siyahi ve adamları senin için tanıtayım bu siyahi denen adam Amerikan vatandaşı ve siyahi zaten bu yüzden ona siyahi diyorlar bu adamlar pisliğin hası düşün ki pislik denince mutlaka o işte parmağı oluyor neyse işte bunlar peri ninenin İçinde en önemli sihirler bulunan sihir kitabını çalmışlar bunun sonu çok kötü olur yani nereden baksan bizim bile sonumuza neden olabilir öyle şeyler var yani içinde gerisini sen düşün. " " peki ne yapacağız ? " " güçlerimizi birleştirip bir plan kuracağız daha sonra onlar'a sinsice bir tuzak kuracağız Ve başaracağız başarmak zorundayız yoksa sonumuz olabilir. " " anladım " " Şimdi peri ninenin yanına gidiyoruz " dedi. Melisa daha sonra peri ninenin yanına ulaştılar plan kurdular planları da siyahi ve adamlarını yanlarına çağırıp sihir güçlerini vereceğini söyleyerek tuzağa düşürmekti. Siyahi ve adamlarını çağırdılar aynı şekilde onları kandırmayı başardılar o sırada Cansu siyahi'nin çantasını gizlice ele geçirdi ve o sihir kitabını aldı evet kurtarmışlardı. Peri ütopyası artık rahat bir nefes alabilirdi , Cansu'da çok mutlu olmuştu. İlk görevini düzgün bir şekilde yerine getirmek haliyle ona özgüven vermişti.
Bugünden itibaren ara ara görevlere gittiler ve hepsini başarıyla yerine getirdiler , tabii biliyorlardı iyi insanların işi her zaman doğru gider pek fazla sapma olmaz eğer kötü olsalardı belki de İşleri düzgün gitmeyebilirdi ya da hiç olmayabilirdi. Bugünden itibaren Cansu ve Melisa çok yakın iki yakın arkadaş oldular , çok iyi bir ekip oldular. Hayatlarının sonuna kadar iyileri savunmaya devam ettiler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİHİRLİ ÇİÇEK
Short StoryMerhaba , masal ödevim vardı yazdım buraya da koymak istedim yazmışken koydum kısa bir hâyâl macerasına çıkmak isterseniz bekleriz efenim :) herkese keyifli okumalar