Altıncı Bölüm

592 48 4
                                    

Jimin

Elimde tuttuğum kurşun kalemi bırakıp,sandalyemden kalktım. Ah,kaç saattir çizim yapıyordum? Açıkçası bilmiyordum. Konuştuğumuz günün üstünden iki gün geçmişti ve ben eve kitlenip,çizimlere dalmıştım. Hatta telefonumu kapatmıştım. Bilgisayardan,şarkının demosunu dinliyordum. Çizimlerin nasıl olmasını istediğini sorduğumda,bana şarkıyı dinlerken aklıma ne gelirse çizebileceğimi söylemişti Hoseok hyung. Bende öyle yapıyordum. Demoyu dinlerken aklıma ne gelirse çiziyordum. Nasıl bir şey çıkacaktı? Nasıl bir MV olacaktı? Merak ediyordum. Elimde şu an ondan fazla çizim vardı. Bunları Hoseok hyunga atmak için telefonumu açtım. Telefonumu açtığımda bildirimler sırasıyla gelip,telefonun kasmasına neden oldu. Biraz bekledim. Sonra uygulamalara girip teker teker cevap verdim bildirimlere ve telefonu kapattım. Tam o anda kapının sesini duydum. Aşağı inip,kapıyı açmadan önce üstümdeki saten geceliği düzelttim. Kapıyı açtığım gibi içeri giren Yoongi hyung ile geri adımladım. "Nerdesin sen? Başına birşey geldi sandım! Telefonu neden kapattın!?"dedi. İnip kalkan göğsüne bakıyordum. "Çizim yaparken rahatsız edilmek istemiyorum hyung. Özür dilerim."dedim. Çok hassas biriydim. Hemen gözlerim dolardı bana bağıranlar karşısında. "Bana bak güzelim."diyerek elini çeneme atıp,başımı kaldırdı. Gözlerimi başka tarafa çevirdim. Dolu dolu olan gözlerimi görmesini istemezdim. "Jimin,lütfen bana bak."dediğinde gözlerimi ona çevirdim. "Güzelim seni üzmek için söylemedim. Endişelendim senin için."dedi. Anlıyordum.

Sonradan fark ettiğim bir şey vardı. Şu an çok yakındık. Bedenlerimizin arasında santim yoktu. Hava geçmiyordu sanki. Sorun yakın olmak değildi,kalbimdi. Sanki maraton koşmuştum. Ah,bu hislerin ne olduğunu tabii ki biliyordum. Aşkı illaki yaşamıştım ben.

Biz öylece dururken hızlı ritimlere ateşte eklenmiş gibi soğuk terler döküyordum. Tanrım,aşkı yaşadım da,bu kadar yoğun yaşamadım ki,sadece heyecan vardı onda.

Aradan kaç dakika geçti bilmiyordum ama hala yapışıktık. Gözleri,gözlerim ve dudaklarım arasında mekik dokuyordu. Sanki birşey düşünüyordu ama o düşüncesinden emin değildi. Herşey bir anda gelişti. Aniden dudağıma asıldı ve karşılık vermemi bekledi. Bense,şu an duygularımdan emin olamadan ona karşılık veremezdim. İttim. Bana şok olmuşçasına baktı. Bense bedenlerimizi uzaklaştırıp,"Hyung bak,bende senden hoşlanıyorum sanırım,yani galiba. Bir süre görüşmesek iyi olacak."dedim. Birşey demedi. Öylece yüzüme bakıyordu. "Peki."dedi ve kapıyı çarpıp gitti. Telefonumu açıp,depresyon ortağım Taehyung'u aradım.

"Gelirken vişneli dondurma,nutella ve haşhaşlı doritos alır mısın? Battaniye ve pijamanı getir. Hatta bavul hazırla."dedim. O anlamıştı zaten. Cevap vermeden telefonu kapattı. Bende gidip depresyon pijamalarımı ve pembe tüylü battaniyemi alıp,balkonu olan ferah odaya geçtim. Depresyona girdiğim zaman o odayı kullanırdım. Odaya gidip,ışıklarını yaktım ve takipçilerimi bilgilendirmek amaçlı fotoğraf çekip,instagrama attım. Depresyona gireceğim zamanlar post paylaşmazdım çünkü. Uzun bir zamanda paylaşmayacaktım yine sanırım.

İnstagram

angelchimx

angelchimx

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

10.673 beğeni,yorumlar kapalı.
angelchimx depression mode; on...

_________________________

Uzun zamandır bölüm gelmiyordu^^

Saçmalamışsam özür dilerim. Kontrol etmeden atıyorum. Yazım hataları varsa görmezden gelin lütfen^^

Sizi seviyorum,görüşürüz!!

Angel Boy || YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin