Özel Bölüm 2/2

280 24 0
                                    

Jimin

Elimdeki tabağı makineye yerleştirdim ve makineyi kapattım. "Min!"diyerek oğluma seslendim ve koşma seslerini dinledim. Bugün onun doğum günüydü. On yaşına girecekti artık. "Efendim baba?"diyen sesini duyduğumda arkama dönmüş ve "Kardeşin ile bahçeye çıkar mısın? Abi oldun artık,göster bakalım ağabeyliğini."dediğimde ellerini çırpmış ve "Elbette baba!"diyerek yanımdan ayrılıp Jung Su'nun yanına gitti.

Elimdeki kekleri düzgünce servis tabağına dizip masaya götürdüm ve hazırladığım mavi pastanın yan tarafına koydum. Etraftaki mavi ve gri balonlara bakıp gülümsedim ve bahçede oyun oynayan çocuklarıma seslendim. "Jung Su! Min! Hadi gelin buraya!"

İkisi pıtır pıtır gelerek bana sarıldıklarında Jung Su'yu kucağıma aldım ve Min'in elini tuttum. "Ayye!"diyerek bağıran kızıma gülerek "Efendim annem?"dedim. Minik ellerini yanağıma koyup tatlı tatlı güldü ve "Paşya!"dedi. "Amcalar gelince prensesim."

İlk önce Min'in üstünü giyinmesi için mavi bir gömlek ve lacivert kumaş bir pantolon seçtim ve giyinmesini söyledim. O giyinirken de Jung Su'ya güzel bir elbise giydirdim ve uzamaya başlamış bal rengi saçlarını taradım. Onu hazırlayınca Min'in saçını da yaptım ve onları bahçeye gönderdim. Tabii ki üstlerini kirletmemeleri için tembihlemeyi de unutmadım.

Onlar bahçeye inince yatak odasına gidip bende üstüme mavi bir tulum ve siyah bir topuklu geçirdim. Saçlarımı olduğu gibi bıraktım. Odadan çıkıp bahçeye indim ve bahçedeki süsleri de düzelttim. Süsleri düzeltirken gördüğüm arabalar gülümsememi sağlamıştı. Hemen kapıya gittim ve onlar daha arabadan inmeden kapıyı açtım. Yoongi arabadan inerek yanıma gelmiş ve hemen ellerini belime sarıp öpmüştü beni.

Diğer gelenlere sarılmış ve içeri geçtiğimizde Min ve Jung Su gelerek Jungkook'un üstüne atlamışlardı. Jungkook onlarla ilgilenmişti bir süre. Ama sonra Taehyung ve Jungkook'un çocukları ikisini alıp bahçeye götürmüş ve oyun oynatmışlardı. Küçük Minseo'nun benim minik kızıma bir zaafı vardı. Her bir araya gelişlerinde hemen onun yanına gider ve kendi aklınca onu korumaya çalışırdı. Min ve Chaeyoung birbirleri ile konuşur ve birlikte her zaman aynı oyunu oynarlardı. İkiside birbiri ile çok iyi anlaşırdı. Tabii bazı küçük kavgaları hariç.

"Ee,Minseo yoruyor mu?"dediğimde Taehyung "Çok tatlı birşey. Evde eğilip doğrulurken popişine vurmadan duramıyorum. Yormuyor daha çok güldürüyor."demişti. Evet,bebeklerin popişine popişine vurmak bizim sevme şeklimizdi.

"Ay ya,Alvin,"

"Efendim bebeğim?"

"Bende istiyorum bir tane Jung Su,ya da Minseo?" Hepimiz öksürük krizlerine girdiğimizde Lily ne dediğini daha yeni anlamış ve "Ups."diyerek yerinde kaybolmaya çalışır gibi koltuğa sinmişti. "Eve gidince konuşuruz bu konuyu."demiş ve konuyu kapatmıştı Alvin'de.

"Ay ne kadar çabuk büyüdüler ya! Daha dün gibi hatırlıyorum evde paytak paytak yürüdüklerini!" Ortamı duygusallaştırmadan dediğim şeyler her ne kadar neşeyle söylemiş olsamda durgunluk getirmişti.

Pastalar kesilmiş,hediyeler verilmişti akşam üstüne doğru. Min,hediyeleri açmış ve Chae ile oyuna dalmışlardı. Bizde oturup oyunlar oynamıştık. Kutu oyunları oynamak bizim için gelenek gibi olmuştu. Her bir araya gelişimizde konuşur ve kutu oyunları oynamaya dalardık. İstisnasız değişmezdi bu.

"Görüşürüz tatlım. İyi geceler." Taehyung'lar ile vedalaşmış ve geriye küçüklerin vedalaşmasını izlemek kalmıştı. Min, Chae'ye sarılmış "Bir daha gel sarı yelloz."demişti. Chae göz devirmiş ve "Gidiyorum salak oğlan. İyi geceler,rüyanda cikcikler gör."demişti. "Sende."demiş ve Chae'den ayrılıp salona doğru koşmuştu. Vedaları pek sevmezdi. Gerçi,kim severdi ki?

Minseo Jung Su'ya yaklaşmış ve ellerini yanağına koymuştu. "Göyyüşüj Yung Şu!"demiş ve öpmüştü. Jung Su'da "Yöyüşyüj Minşo."diyerek sarılmıştı. Bu bebişlerin vedalaşması şu an burada olan herkesin favorisiydi. Diyemedikleri harfleri,birbirlerine sarılmaları çok sevimliydi. Dayan,Jimin. Yeme çocuğu sakın.

Günü böyle sonlandırdığımızda evin içinde boşluk varmış gibi hissediyordum. Onlar geliyor,kalabalık,ses gürültüye alışıyorduk ve gittikleri zamanda garip bir hüzün çöküyordu. Elbette iki küçük bebeğimizin birbiri ile oynadıkları oyunları neşemizi yerine getiriyordu.

İyi ki,Yoongi bana o mesajı atmıştı ve iyi ki bende kalbimi dinleyip ona cevap vermiştim. On dört sene önce başlayan hikayemiz,mutlu bir sonsuzluğa doğru gidiyordu ve ben zaman geçtikçe,her dakika,her saniye şükrediyordum. Tanrıya,böyle güzel bir aileyi bana verdiği için sayısız teşekkürlerimi iletiyordum.

__________________________

Bitti...

Friend yerine yayımladığım bir kitaptı ve nasıl geliştiğini dahi anlamamıştım yazarken. Bitti,son bölümü yazdım.

Vedaları sevmem,veda konuşması yapamamda. Tek diyeceğim okunma ve oylar için teşekkür ederim. Okuyan herkesi çok çok çok seviyorum ve onlara teşekkür ediyorum,bu saçma ve garip kitabı okudukları için.

Sizi seviyorum. Wctp'de görüşürüz.

Angel Boy || YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin