~6~

6 1 0
                                    

" Bazen gerçeklerle yüzleşmek zordur"

İki gün sonra

Ayaz kendini biraz da olsa toparlayabildiği için artık taburcu oluyordu. Poyraz ise bir-iki gün daha kalacaktı. Hare Hanım Ayaz'ın çıkış işlemlerini tamamlarken Ayaz da sırt çantasına eşyalarını yerleştiriyordu. Burada kardeşinin yanında kalmak istiyordu. Bugün dersi vardı ve kardeşinin zoruyla gidecekti.

A:" Gitmesem olmaz mı? Senin yanında kalmak istiyorum Poyraz."

P:" Hayır, ben gidemiyor olabilirim ama senin gitmeni istiyorum. Git ve biraz kafanı derslerle dağıt. Hem benim için not al daha sonra çalışmam için."

A:" Peki peki, ama sırf senin için gidiyorum." Poyraz sadece başını salladı. Kendisi derslerden geri kalacaktı ama kardeşinin geri kalmasını istemiyordu. Düşüncelere daldığı sırada Ayaz'ın sesiyle onu dinlemeye başladı.

A:" Poyraz?"

P:" Neyi merak ediyorsun?"

A:" Senin şu kızdan hiç ses seda çıktı mı?" Poyraz bakışlarını kapıya çevirip kimsenin gelip gelmediğine baktı. Daha sonra Ayaz'a dönerek

P:" Senin şu merakın bir gün başımıza bela açacak biliyorsun değil mi?"

A:" Biliyorum biliyorum. Geç şimdi bunları, soruma cevap ver."

P:" Hayır. Verdiğim iki notu da okudu ama dönmedi. Zaten bir şey yapmayacağını biliyordum."

A:" Anladım."

P:" Sen beni boşver şimdi. Kalk hazırlan geç kalacaksın dersine. Daha eve gidip duşa girmen lazım leş gibi kokuyorsun." dedi son cümlesine alay eklerken.

A:" Öyle mi dersin? Ya senin kokuna ne demeli? Sen de leş gibi kokuyorsun artı bir de duman kokusu da var üstünde. " İkisi birlikte söylediklerine güldüler. Poyraz, gülümsemesi hüzünle kaplanırken bakışlarını bacaklarına çevirdi. Gözleri dolarken gülümsemeye devam ederek:

P:" O zaman dersin bittiğinde beni yıkamak için geri dönmen lazım. Gelirken temiz kıyafetler getirmeyi unutma sakın." Ayaz yerinden kalkıp Poyraz'ın yanına yatağa oturdu. Sesine alay ekleyerek

A:" Kardeşim merak etme. Seni öyle bir temizleyeceğim ki bugüne kadar nasıl yıkandığını sorgulayacaksın." Poyraz başını kaldırıp dolu gözleriyle kardeşine bakıp güldü. Kolunu Ayaz'ın boynuna dolayıp başını kolunun altına aldı ve elleriyle saçlarını iyice dağıttı.

P:" Öyle mi dersin kardeşim?(!)" Son kelimeyi onun söylediği gibi vurgularken Ayaz da başını kurtarmaya çalışıyordu.

A:" Tamam bırak artık beni, daha eve uğrayacağım." Poyraz onu bıraktı ve gülümseyerek ona baktı.

P:" Git hadi. Notları isterim ama geldiğin zaman."

A:" Peki. Kaçtım ben." dedi ve el sallayarak çıktı.

____________

Dora, gece Elis'in çok geç uyuyacağını bildiği için erken bir saatte uyuyup sabah çok erken bir saatte uyandı. Elis uyanmadan önce halletmesi gereken bir şey vardı. Hemen dolabına gidip üstünü değiştirdi. Evden sessiz bir şekilde çıktı. Daha güneş yeni yeni doğuyordu. Bacaklarını gerdi. Koşmaya hazırlanıyordu ama bu defa çok daha hızlı.

Gözlerini kapatıp gücünü hissetti. Gözlerinin daha şimdiden kırmızı, turuncu karışımı bir renk aldığının farkındaydı. İçinde hızlanan adrenalinle koşmaya başladı. Çok çok hızlı koşuyordu. Şimdiye kadar yaşayan en hızlı insandan bile hızlıydı. Her bir saniyede caddeleri teker teker ardında bırakıyordu. Daha hızlı koştu. İçinden geçen akımı hissetti. Bu onun rahatlama şekliydi.

TWİNSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin