~1~

41 4 1
                                    


Sabah alarmın o iğrenç sesiyle uyandım. Hemen kendimi banyoya attım. Kısa bir duş aldıktan sonra üstüme kalçamın dört parmak kadar altında biten bir şort ve üstüme geniş beyaz bir tişört giyip saçlarımı kurutup düzleştirdikten sonra çantamla beraber aşağı indim.

Mutfakta hazır olan kahvaltımı yapıp arabama binip üniversiteye sürdüm. Arabamı park edip benim herzaman oturduğum ağacın önündeki banka gittim. Herzamanki gibi dersim başlayana kadar kitap okumayı düşünüyordum ama bugün hava güzel olduğu için başımın altına çantamı alıp banka uzandım. Ağacın dallarının arasından süzülen güneş ışıklarını ve rüzgarla ağaçtan yere düşen o kiraz çiçeklerini izledim. Bu beni çok rahatlatıyordu. Kısa bir an bile olsa etrafımdaki her şeyin silindiğini ve sadece ben ve bu ağacın kaldığını hissettiriyordu bana.

Tabi herzaman olduğu gibi güzel anları bozan bir şey mutlaka çıkar. Şuan ise bahçeden gelen kız çığlıkları yüzünden bozulmuştu. Uzandığım banktan kalkıp çığlıkların nedenini görmeye gittim. Bahçeye bir araba girmiş ve etrafı kızlarla dolu olduğu için olduğu yerde sıkışmıştı.

Araba yavaş yavaş hareket etmeye başlayınca kız topluluğu açılıp onlara park edecek alan yarattılar. Arabayı park edince etrafı tekrar kızlarla dolmuştu. ~Ah hadi ama lisede miyiz?!~ 

Arabadan inenlere bakmaya çalıştım ama kız topluluğu sağolsun bir türlü göremedim. Biraz daha yaklaştıklarında iki kişi olduklarını farkettim. Birbirlerine çok benzedikleri için ikiz olduklarını anladım.  Cidden o çığlıklar bunun için miydi?! Kızlara bakıp göz devirdim ve tam yerime tekrar dönecekken ikizlerden birinin bana baktığını gördüm. Ona da göz devirdim ve arkamı dönüp tekrar banka uzandım. Telefonumu cebimden çıkarıp saate baktım. Daha dersime vardı. Telefonu cebime koyup gözlerimi kapattım ve tenime değen güneşin sıcaklığını hissettim.

-" Çok rahatlatıcı." diye fısıldadım.

..." Eminim öyledir." dedi yanımda bir ses. Gözümü açmadan

-" Kimsin bilmiyorum ama beni rahat bırak." dedim sinirle. Tam rahatlamışken neden böyle şeyler geliyor başıma.

..." Hadi ama sadece konuşmak istiyorum." dedi. Bende onu taklit ederek

-" Hadi ama beni rahat bırak!" dedim.

..." Gözlerini açmayacak mısın?"

-" Ah açacağım ama sen gider gitmez. Hem dersime daha varken dinlenmek istiyorum. O yüzden git artık."

..." Vay demek biraz sinirliyiz. Peki seni rahat bırakacağım ama son bir soru."

-" Adımı falan soracaksan kusura bakma kimseye adımı söylemiyorum. Kendileri buluyorlar."

..." Adını sormayacaktım hem zaten ben bulurum. Soracağım şey şuydu; buraya sık sık gelir misin?"

-" Yenisin galiba. Burası benim yerim herzaman buraya gelirim. Şimdi sorunu sordun bende cevapladım. Artık git."

..." Peki peki gidiyorum. Bu arada adım Poyraz. Tekrar görüşmek dileğiyle." dedi ve umarım gitmiştir.

Biraz daha uzandıktan sonra oturup gözlerimi açtım. Cebimden telefonu çıkarıp saate baktım. Dersimin başlamasına 7 dakika vardı. Çantamı alıp dersin olduğu amfiye ilerledim. İçeri girip ortalara gidip oturdum. Önde oturmayı sevmiyordum ama arkadada oturamıyordum gözlerim yüzünden.

Çantamdan gerekli kitapları, kalemimi ve gözlüğümü çıkardım. Gözlüğü gözlerime taktım ve son olarak çantamdan ses kayıt cihazını kimse görmeden çıkarıp başlattım. Tam o sırada da hoca sınıfa girdi. Cihazı çantama koyup dersi dinlemeye başladım.

TWİNSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin