Gizli

569 26 2
                                    

Kainatın Ağzından

Cana hamile olduğumu söylemiştim. Doğruydu da. Fakat hiçbir tepki vermedi. Ne konuştu nede kıpırdadı. Yoksa istemiyor muydu? Yok canım. Benim ve onun bir parçasıydı bu. Tabiki de istiyordu. Boş boş bakıyordu. Birden kalkıp kapıya doğru koştu. Ceketini alıp dışarı çıktı. Ne yani bu kadar kolay mıydı çekip gitmek? Beni yanlız bırakmak. Bizi istememesi normal değildi. Ama hemen pes etmek olmazdı değil mi? Sessizdim. Hani derler yaa fırtına öncesi sessizlik. Bende sessizdim. Patlamadan önce gitmeliydim burdan. Belki de yok olmalıydım.
Selimin Ağzından

Off nerden çıkardım televizyon izlemeyi. Duygusal bir film bile değildi. Kemal Sunalın komik filmlerinden biriydi. Ama Şebnem gülmesi yerine ağlıyordu. Hormonlardan hep bunlar hormonlardan. Ben diyom size. Şebnemin gözyaşlarını silip

"Aşkım ,bitanem, ağlama lütfen. Bu komik bir film. Gülünür bunda."

Dedim. Kaşlarını çatıp bana baktı. Banyoya yürüyerek

"Aman iyi be. Ben acıktım."

Dedi. Daha demin ağlayan Şebnem değil miydi? Ne ara topladı kendisini. Aman her neyse. Aşağı indim. Almila ve Özgür mutfakta kahvaltı hazırlıyorlardı. Kainatla Can nerdeydi. Mutfağa gidip ağzıma bir tana salatalık attım. Dolaptan bardak alıp

"Canla Kainat nerde?"

Dedim. Özgür elindekileri bırakıp bana döndü.

"Valla biz bilmiyoruz. Canı aradım ama açmıyor. Kainatıda aradık, işi olduğunu söyledi kapattı hemen."

Dedi. Önemli değildir heralde. Ağzıma bir tane daha salatalık atıp yukarı çıktım.

Canın Ağzından

Kainat hamileydi. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Hızla ceketimi alıp dışarı çıktım. Kainatı çok seviyordum. Ama daha hazır değildim. Baba olmak için daha erken değil miydi? Belki de Kainatı alıp uzun bir süre buradan kaybolmalıydık. Kafa dağıtmalıydık. Kabul eder miydi acaba? Arabaya atlayıp eve doğru sürdüm. Kainatıda alıp yurtdışına çıkıcaktım. Ve bir süre sonra geri dönücektik. Arabayı rastgele park edip eve doğru yürüdüm. Kapıyı açıp merdivenlere doğru yürüdüm. Yukarıdan gelen sesler duyunca şaşırdım. Hızla yukarı çıkıp bizim odamıza girdim. Kainat diz çökmüş ağlıyordu. Hızla yanına çöküp sarıldım. Saçlarına minik öpücükler kondurup
"Lütfen ağlama. Hadi kalk. Bak ben geldim, birazdan gidicez tamam mı? Yurtdışına gidicez. Bir süre orda kalıcaz. Sadece ikimiz. Ve ufak bebeğimiz tamam mı? "
Dedim. Artık ağlamaları iç çekişlere dönmüştü. Kollarını bana sarıp
"Neden çıkıp gittin?"
Dedi. Gerçekten neden gitmiştim. Kainattan ayrılıp dolabın yanından valizi çıkardım. Kıyafetlerimizi gelişi güzel valize tıkıp
"Bilmiyorum. Hadi kalk kızlarla konuş gidiyoruz."
Dedim. Kainatın elinden tutup aşağı indik. Evi kilitleyip arabaya bindik. Ve gitmek için yola koyulduk.

Özgürün Ağzından
"Bak şimdi öyle olmayacak. İlk önce işe inceden başlayacaksın. Oklavayı hamurun üzerinde yavaş yavaş döndürüceksin. Zaten sen ne anlarsın ki yemek yapmaktan. Şebnem olmayan yeteneklerini görsün diye mi? Yook. Ben hakkımı yedirtmem. Çıkıcam Şebnemin karşısına ben yaptım bu yemekleri diyecem. Türkiyeyi ben kurtarcam. Ben yöneti-"
Kafama aldığım darbeyle sustum. Başımı yavaşça sallayıp kendime doğru gelmeye çalıştım. Arkamda duran Selime bakıp gözlerimi kıstım. Ellerini tezgaha koyup
"Özgür bi sus yaa. İki saattir vır vır. Amacım o değil. Gönlünü almaya çalışmaya çalışıyorum. Nedenini bilmediğim bir trip atıyor. Şu hormonlar canımı sıkmaya başladı."
Dedi. Kafamın sızlayan yerine buz koyup sandalyeye oturdum. Ben rahattım. Yayvan bir şekilde sandalyeye yayılıp
"Eee. Çekeceksin abicim. Onu evlenmeden önce düşünecektin. Evlendin ne oldu? Eline ne geçti? "
Dedim. Selim kaşlarını kaldırıp bana baktı.
"Özgür sende evlendin hatırlatırım. Elime ne mi geçti? Güzel mi güzel bir karım ve minicik bebeklerim var. İyiki evlenmişim. "
Dedi. Haklıydıda. Benim bebeklerim olmasa da Almilam vardı. Selim ufka bir kahkaha atıp
"Hem sen de bu acılara katlanıcaksın. Almila eninde sonunda hamile kalıcak."
Dedi. Kaşlarımı bir anlık çatıp serbest bıraktım. Alaycı bir ifadeyle 12 numaralı "yaw he he" bakışlarımı gönderdim. Selim elini yıkayıp içeri geçti. Bende ellerimi yıkayıp içeri geçtim. Almila ve Şebnem oturmuş sohbet ediyordu. Hemen Almilanın yanına geçip oturdum. Artık eve gitsek iyi olucaktı. Almilanın yanağına ufak bir öpücük kondurup
"Hadi eve gidelim Almiloşum. Çok kaldık burda."
Dedim. Şebnem kaşlarını çatıp bana baktı. Bir an olrufe öldürecek sandım. Sonra kaşlarını geri düzeltti. Sevecenlikle Almilaya bakıp
"Almila isterse gidersiniz."
Dedi. Soran gözlerle Almiloşuma baktım. Güler yüzüyle ayağa kalkıp
"Hadi gidelim."
Dedi. Bizi kapıya doğru geçirip içeri geçtiler. Motora binip kaskı Almiloşuma verdim. Arkama geçip belime sarıldı. Motoru çalıştırıp eve sürmeye başladım.
...

Eve geldikten sonra motoru garaja koyup kilitledim. Eve girip kapıyı kapattım. Montumu çıkarıp koltuğa koydum.
"Almiloşum aç mısın? "
Dedim. Ceketini çıkarıp koltuğa oturdu.
"Yok aşkım. Hadi gel yukarı çıkalım."
Dedi. Vay vay vayy. Yüzüme sinsi bir sırıtış koyup
"Hadi gidelim."
Dedim.

Selimin Ağzından

Özgürler gittikten sonra koltuğa yayıldım. Şebnem yanıma gelip sıkıca sarıldı. Kollarımı beline sarıp kendime çektim. Dudağına minik bir öpücük kondurdum. Huzurumuz yerindeydi. Bebeklerimiz olucaktı. Yanımda karımla onlara bakıcaktık. Baba olucaktım. Telefonum çalınca istemsizde olsa kaşlarımı çattım. Şebnemden ayrılıp telefonu aldım. Numara kayıtlı değildi. Aramayı cevaplayıp kulağıma götürdüm.
"Alo? "
Karşıdan bir süre ses gelmeyince sinirle telefonu kapattım. Geri Şebneme sarılıp koltuğa yayıldım. Başını göğsüme yaslayıp
"Kim aramış?"
Dedi. Bilmem kimdi arayan? İçim kötü bir hisle kaplanırken dahada büyümemesi için kafamı iki yana salladım.
"Bilmiyorum. Cevap vermedi."
Dedim. Başını sallayıp koltukta rahat bir posizyon aldı. Saçlarını okşamaya başladım. İçimdeki huzur git gide azalıyordu. İçimi kemiren bir fare vardı sanki. Uyuyan Şebnemime bakıp gülümsedim. Kucağıma alıp yukarı doğru çıkmaya başladım. Yatak odasına girip yavaşça yatağa yatırdım. Ne Şebneme ne de bebeklerime zarar verilmesine izin vermezdim. Üstünü örtüp aşağı indim. Kapıya doğru yürüdüm. Dışarıyı nedense sis bulutu kaplamıştı. Sisi engelleyip kapıyı kapattım. Dumansız bir yere gidip nerden geldiğine baktım. Bizim evin önündeki boş arsa yanıyordu. Hemde bir yeri değil karesi karesine yanıyordu. Dumanlar daha da yükselirken göz gözü görmez oldu. Hangi salak yaptı bunu. Daha fazla dayanamayıp içeri girdim. Kapıyı kilitleyip pencereleri kapattım. Perdeleri indirip yukarı çıktım. Odaya girip Şebneme baktım. Durmadan öksürüyordu. Hemen pencereyi kapatıp masaya doğru yürüdüm. Hızla bir bardak su alıp Şebnemin yanına oturdum. Sırtını yatak başlığına dayayıp suyu içirdim. Sırtına yavaşça vurdum. Kendime lanetler okudum. Neden yanlız bırakmıştım ki? Kollarını bana sarıp yüzünü omzuma gömdü. Birlikte yatağa girip yorganı üstümüze çektim.
"İyi misin bitanem? Ben çok özür dilerim."
Dedim. Gözlerini gözlerime dikip
"Özür dileme. Sen nerden bilicektin? Hem bak ben iyiyim. Sadece biraz uyusak olmaz mı? "
Dedi. Uyuruz tabi. Alınını öpüp başımı olumlu anlamda salladım. Başını göğsüme koydu. Sıkıca sarılıp kenime çektim. Kokusunu içime çekip gözlerimi kapattım.
Yazarın Ağzından
O gün zaten lanetli bir gündü. Herkesin hayatını karartacak bir karar almış ve Türkiyeye dönmeye karar vermişti. Arayan kişide oydu zaten. Boş arsada yangını çıkaran da oydu. Hırsını, öfkesini, karamsarlığını herşeyini o almıştı. Annesini o almıştı. Ölüm sebebiydi o. Herkesin eceli olucaktı. Sanki hiç görünmüyormuş gibi ortalıkta gezip katil olucaktı. Kimsenin haberi olmayan bir çocuk vardı. Artık oyun oynamak yoktu. İşini bitirip ortadan kaybolucaktı. Hayalet gibi gitmişti. Şimdide gelmişti. Bütün kozlarını masaya yatırmış plân yapıyordu. Annesi bir hiç uğruna ölmüştü. Şimdi sırada Selim İnan vardı. İnanların tek varisi. Peki kendisi kim oluyordu. Abisi ölünce onun yerine kim geçicekti. Babası gizli oğlunu ortaya çıkaracak mıydı? Sevgisini gösterecek miydi? Yanında kalıcak mıydı? Selim yok olunca herşey yoluna giricek miydi? Nefreti sönücek miydi? Öfkesi onu daha dibe batıracak mıydı? Yoksa umutsuz bir ışıkla yukarı mı çıkacaktı? Sonucu ne olursa olsun bir kişi ölücekti. Belki de iki kişi. Şimdi kontrolsüz bir hâlde 2 tane can almaya gelmişti. Nefreti onu katil olmaya itiyordu. O 2 can alacağını sanıyordu. 3.'den habersizce bekliyordu. Selim İnanın kâbusu olmaya hak kazanmıştı...
&~&~&~&~&~&~&~&~&~&~&~&
Ta ta ta. Aksiyon koydum .d Aklıma bişey gelmedi. Neyse. Uzun bir ara oldu. İnşallah hikayemi kütüphanenizden silmemişsinizdir. Diğer kitapta bahsetmiştim bir sorun çıktı diye. Onu düzelttim. Bütün olaylarımıda düzelttim. Ailevi meselelerimi de düzelttim. Artık kesintisiz günü gününe yb gelcek. Ara vermiyorum. Hepsini yazıcam. Sınır da koymicam. Ama hani küçücük yıldıza basmak isterseniz basabilirsiniz. Sorun yok. No problem. Bu arada Kainatın yeni oynadığı dizi manyak gibi olmuş. Beyaz Yalan show tvde. Müfit de oynuyo .d Canın oynadığı dizi Maral tv 8 de oda iyi olmuş. Neyse fazla konuştum. Yeniden görüşmek üzere. Sizleri seviyorum. Bol vote ve yorumlu günler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bizim Adımız Aşk-ŞebSel-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin