Televizyondaki spikerin söylediği birkaç cümleden sonra elinde ki çatal büyük bir gürültüyle masaya düşerken zorlukla yuttu ağzındaki lokmayı kadın. Ekrana gelen resmi fark ettiğinde oturduğu sandalyeden kalkıp televizyonun yanına nasıl geldiğini bilememişti. Sessizce okşadı ekranda beliren resmi. Ne diyordu bu kadın? Düşen uçakta şehit olan er mi? Hayır, hayır olamazdı bu imkansızdı. Daha dün gece birlikte uyumuşlar sabaha kadar kokularını çekmemişler miydi ciğerlerine sabahın ilk ışıklarına dek? Doğacak çocuklarına konulacak isimleri bile dün gece belirlemişken bırakıp gidemezdi, yapmazdı, yapamazdı değil mi? Islanan yüzünün farkına çok sonradan vardı kadın, on beş saniyelik kısa bir haber olmanın ardından hangi ünlünün hangi ünlü hakkında ne yorum yaptığı merak konusu olmuştu bile. Daha demin sevdiğinin ölüm haberini vermemişler miydi? Bu kadar mı kolaydı yani? Peki neden içinde oluşan boşluk gittikçe büyüyordu?
Kötü haberi getirircesine çalmaya başlayan kapıya aldırış etmedi kadın. Daha sonra saate ilişti gözü, hep bu saatte gelirdi çiçekleriyle eve. Hızlıca doğrulup bir hışımla koştu kapıya. Kapıyı açarken titreyen bacaklarına aldırış dahi etmemişti. Kapının önünde ki çiçekçiyi gördüğünde içinin burkulduğunu hissetti kadın. O an tekrar tekrar dönmeye başladı o haber gözünün önünde, çiçekleri kaptığı gibi üstüne iliştirilen notu okumaya başladı"Biliyorum sevgilim beni bekliyorsun ama bugün tamamen aklımdan çıkan bir uçuşumuz vardı. Hem gönlünü almak hem de güzelliğini gülüşünle taçlandırmak için bu çiçekleri kabul eder misin?
NOT: Eve geldiğimde tavır yaparken insaflı davranırsan sevinirim meleğim :)"
Notu okuyan kadın başını kaldırıp çiçekçiyi görmek isterken karşısında gördüğü ne zaman geldiklerini anlayamadığı üniformalı adamlara bakmaya başladı
"Üzgünüm" diye mırıldandı adam sessizce yere bakarken
"Çiçek yollamış bana Ahmet abi, akşam ona kızmaman için gönlünümü almaya çalışıyor .Anlıyorum ama bu kadarına gerek yoktu lütfen söyleyin kendisine bu yaptığıyla daha çok kızmaya başlıyorum" dediğinde adam bakışlarını yerden kaldırıp kadının yüzüne bakmaya başladı. Bakışlarında acıma var gibiydi, yabancısı olduğu bu anlamı kavramaya çalışırken içine girdiği boşlukta kayboldu kadın. İstediği bu değildi ki, haberi yalanlayacak küçücük bir umut ışığı istercesine umutla bakıyordu karşısında ki adamın yüzüne. Beklediğini alamayacağını anladığında bir kez daha vurdu gerçekler hızla yüzüne. Kendisiyle birlikte tüm dünyanın yok olup gittiğini hissederken huzuru hissetti. Yok olmuşluğun vereceği huzuru sevdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalan
RomanceBazı hikayelerin sonu olmayabilir, yarım kalabilirmiş hayatlar. Hayallerimden ziyade hayatımın yarım kalışıyla tanınmış bir insanım. Her düştüğümde üstümdeki tozları kendim silkeleyip kalkarken ilk kez birine güvenmek istedim. Ama unutmuştum, bazı i...