Önceki Bölümde: Yavaşla!" diye bağırdım; trafik vardı ve hâlâ çok hızlı ilerliyordu. Önümüzde bir kamyon vardı ve...
******
Ayıldığımda ufak bir odanın içerisindeydim. Beyaz badanalanmış odanın içerisinde üzerinde bulunduğum yataktan, yanımda yemeklerimin bulunduğu sehpadan ve ufak bir tuvaletten başka hiçbir şey yoktu. Her şeyin beyaz olmasından ve peçetelerin üzerindeki amblemden hastahanede olduğunu anlamıştım.
Bilincim çok karanlıktı. Başım dönüyordu ve herşey birbirine karışmıştı. Tolga'dan, kaçırdığı polis arabasından ve trafikte gittiğimizden başka birşey hatırlamıyordum. Göğsüm daralıyordu ve herşey hızlıca gözümün önünden geçiyordu.
Kahverengi saçlarımı sehpada bulunan tarakla taradım. Zorla tuvalete ilerleyip yüzüme soğuk su çarptım ve yeniden yatağa geri yattım. İnce pikenin içerisindeki bedenim, eski hastahane kıyafetleri giydirilmişti. Kolumda bir serum vardı ve sol ayağım bez ve lastikten yapılma bir askıya asılmıştı. Ayağımı ve bileklerimi hareket ettiremiyordum.
İçeriye sarı saçlarıyla gözümü kamaştıran biri geldi. Gözlerimi mavi gözlerine kenetledim; onu bir yerden tanıyordum ve tanıdığım yerin iyi olmadığına emindim.
"Daha iyi misin, tatlım?" diye sordu. O an, onu tanıdım. Tolga'ya yazılı kardı veren kızdı o.
"Sen, sen ona onu veren osun." Bilincim yüzünden istediğim sözcükleri sarf edemiyordum. Beni anladığını biliyordum; ama anlamıyor gibi davranıyordu.
"Neyi demek istiyorsun?" Çok masum duruyordu. Suçunu örtmek ister gibi bir hali vardı ama gözbebekleri nefretle doluydu.
"Tolga'ya k-kartı v-veren kız sensin!" Bana ona ihanet etmişim gibi baktı ve gözlerini gözlerime kitledi.
"Tatlım, bilincini kontrol etmelisin. Tolga da kim?" Aptalı oynaması çok saçmaydı. İkide bir öksürüyordum.
"Salaklık etme, sen T-tolga'ya k-kart verdin. Ü-üzerinde adresim y-yazıyordu..." Zorla konuşuyordum. Dişleri gıcırdamaya başladı.
"Eeh, yeter be!" Bana tokat atmaya çalışıyordu ama ben eğilince eli suyuma isabet etti ve cam bardak kırıldı. Daha da sinirlenmişti.
"Sen, benim kim olduğumu biliyor musun?" Bana daha da yaklaştı ve yanıma oturdu. Titriyordum.
"Tolga'nın sevgilisinin arkadaşıydım. Arkadaşı Özlem'in arkadaşı... Tolga ile çıkıyorlardı, ama sonra Özlem onu bıraktı. Tolga onu zorla adamlarına buldurttu ama evlenmişti. Bu arada, üvey annenin adının Özlem olması tesadüf mü, bilemedim." Cebinden bir iğne çıkardı ve bileğime yaklaştırdı.
"Tolga bana az para vermedi..." İğne damarımın hemen yanındaydı.
"...seni öldürmem için!" İğne damarıma girdi ve zehri enjekte etmeye başladı. 1 damla, 2 damla...
"Dur!" diye bağıran Tolga'ydı. Hemşire hemen iğneyi çekti ve Tolga'ya döndü. Tolga silahını çıkardı ve hemşireye tuttu ve... Saniyeler sonra tek görülen kadının cesediydi...
******
Bu bölümü kısa tutmak benim tercihimdi; çünkü yeni bir karakter geldi. Diğer bölüm çok, çok uzun olacak haberiniz olsun! Bu arada, hemşire hakkındaki yorumları bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız.
ActionDurgun bir kişilik, ilginç konuşma ve kıyafet tarzı. Değişik bir hayat. Farklı biri.