Önceki Bölümde: "Nerede şu bilet, acelem var!" diye yeri göğü inleten destansı sesiyle bağırdı. Adama böyle bağırması saçmaydı, yalnızca birkaç dakikadır oradaydı. Ardından adama doğru eğilip elini tokat atmaya hazırladı. Ceketi, kolunu kaldırması sebebiyle büzüşünce beline taktığı silah gözüktü.
Gerçek ve tahminimce içi dolu bir silah.
******
"Buyrun, biletiniz." dedi yaşlı satıcı zorlukla. Tahminimce ona tokat atılmasından çok korkmuştu. Kıl payı kurtulduğu tokat, belliydi ki korkularına gerçekten tokat çarptırmıştı.
O adamla aynı vapurda olma düşüncesi beni korkutsa da, düşününce bundan çok daha korkunç anılarım olmuştu. O kadar acınacak haldeydim ki kendime acıyordum. Anılarımdan uzaklaşıp bileti aldım ve sular üzerinde dalgalanan vapura bindim. Beni boğacak gibi durmayan silahlî, gâyet sakin bir şekilde denizi seyrediyordu. 'Belki de sadece kendini korumak içindir?' diye düşündüm. Suratında meraklı bir ifade vardı. Elinde bir kart vardı ve karta baktıktan sonra karaya bakıyordu. Bir yeri aradığı çok belliydi.
Aklımdan geçen bin bir korku filmi senaryosunu kenara çekip başka taraflara odaklandım. Dışarıdan bakan 3. gözlerin neden şu adama odaklandığımı sorgulaması olasılığına karşılık silahlıyla göz teması kurmama kararı aldım. Denizi izleyemiyordum çünkü anılarım depreşiyordu. Silahlıya hiç bakamıyordum ve sanırım sebebinden emin değildim. Giydiklerimi inceleyerek vakit geçirmeye çalıştım.
Düşününce, belinde silahı olduğunu bildiğim biriyle vapur seyehati yapmak o kadar da kötü değildi; bin bir kötü anımın arasında hiçbir şeydi belki de. Vapur limana yanaşıyordu ve hiçbirşey olmamıştı.
Derin bir nefes alıp Kadıköy'e doğru ilerlemeye başladım. Ara sıra arkaya bakmaktan kendimi alamıyordum; silahlı beni benden alıyor, ona odaklanmamı sağlıyordu. Görüş mesafemden çıkınca yoluma devam ettim.
Saat altıya yaklaşıyordu; babamın beni merak etmediğinden emindim ama bahsettiği kadar önemli bir proje ise, sevmesem de babamın arkasında olmalıydım.
Eve vardığımda ayakkabılarımı çıkarıyordum ki evin önünde bir taksi durdu.
Taksinin müşterisi ise hiç de yabancı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız.
ActionDurgun bir kişilik, ilginç konuşma ve kıyafet tarzı. Değişik bir hayat. Farklı biri.