1. BÖLÜM

350 23 13
                                    

Selam arkadaşlar. Bu hikaye değişik bir kurgu. Çoğu hikayedende farklı. Farklı olmasının en önemli kısmıda; Bir erkeğin ağızından yazılıyor oluşu. Medyada Ateş Kıran. Ateş Kıran' ın gözünden Gizemli hikayesini okuyorsunuz. İyi okumalar...

Alarmın sesi ile uyandım. Ölümüm çalar saati kafamda kırdığım için olacak. Ben Ateş. Arkadaşlarımın taktiği isimle: Ateş Taşkıran. Soyadımın Kıran oluşu ve ne kadar güzel olursa olsun bana yaklaşan hiç bir kız ile yaklaşmadığım için arkadaşlarım bana bu lakabı taktılar.

En yakın arkadaşım: Derya Ünal. Bebeklikden beri arkadaşız ve ailelerimiz de çok yakın arkadaşlar. Onu artık kardeşim gibi görüyorum. Ailelerimiz ortak iş yapıyorlar. "Kıral Holding".

Biliyorum yalnış yazdığımı düşünüyorsunuz ama sahiden "kral" değil "kıral" çünkü Kıran ve Ünal soy adlarının birleşimi. Okurkende fantastik geliyor. Babalarımız çok yoğun çalışıyorlar o holdingde. Annelerimizde evde sıkıldıkları için ortak bir marka kurdular. Kendi butikleri var. Oda tahmininizdeki gibi "Kıral Butik". Çokda meşur.

İleride planlanan: Derya ve kız kardeşim holdingin başına geçecek. Benide holdingin başına geçirmek istiyorlar ama kimse kusuruma bakmasın ben müziği bırakmam. Çünkü insan kendinden daha çok sevdiği hiçbir şeyi bırakamaz.

Okulda halamın okulu olduğu için okulda ben ve Derya çok popileriz. Daha doğrusu bizim dört kişilik grubumuz çok popiler. Ben, Derya, halamın bizden bir yaş küçük oğlu Eren, Aras ve onun sevgilisi İlayda.

Okulda gruplaşmalar olsada bizi herkes sever. Denilemez. Daha doğrusu Ela, Sinan, Meriç ve Selen dörtlüsü dışında herkes. Eskiden onlarlada iyidik. Fakat Ela bir gün okul çıkışı benimle konuşmak istediğini söyledi. Bende konuşa bileceğimizi söyledim söylemez olaydım. Bana hayat hikayesini ağlayarak anlattı. Ona ne kadar soğuk davransam bile bir aya yakın peşimi bırakmadı. Ona ondan nefret ettiğimi söledim fakat benim adımı kötüye çıkartmaktan başka hiçbir şey yapmadı. İnsanların duyguları ile oynuyormuşum. Ona umut vermişim. Bunlar için bana düşman oldular. Tabi grubumada. Ama bizim çokda umrumuzda değildi. Onun aslında aklındaki planda belli. Okulda altına girmediği nadir erkeklerden biri olduğum için, benimke bu kadar uğraşıyor olabilir.

Amn neyse bunları düşünmekten başka yapacak çok işim var ve saat sekize geliyor. Okul dokuzda başlıyor ve ikinci dönem yeni gelenlere kendimizi tanıtmak için, grubum ile okula biraz erken gideriz.

Yataktan kalktım ve odamdaki banyoya koştum. Duş alacak zaman olmadığı için elimi yüzümü yıkadaım. Yüzümü sildikten sonra saçımı taradım. Dolabımın önüne geçip bana bilerek biraz küçük aldığım okul bluzümü ve siyah pantolonumu giydim. Niye bilerek küçük niye aldın demeyin baklavalar meydana çıkıyor.siyah ne alakada demeyin. Bizim okulda siyah olması şertıyla altına pantolon kot gibi şeyler giyebiliyorsun.

Üzerimede lacivert kapşonlumu giydim. Kalın olduğu ve havada bozuk olmadığı için bir sıkıntı duymadım. Boy aynamada son düzeltmelerimi yapıp, saçımı düzelttim. Ayağıma siyah botlarımı giyip çıktım. Fazla yakışıklıyım. Ama ileride karım olacak kız için koruyorum bu yakışıklılığımı.

Arabama bindim ki, beni Aras aradı. Açmak istemiyorum trafikde ama grubumuzun en sert çocuğu ve İlayda ile düğünlerinde şaidi olcağım için açmazsam ayıp olur. Güler yüzle açtım telefonu.

"Efendim karşim." Biz böle konuşuruz yargılamıyın.

"Karşim, marşim değil konu şu an. Okula bir kız gelmiş sanırım yeni. Müzik odasında senin gitarını çalıyor. Çabuk gel. Sesi seninkinden daha güzel iyide gitar çalıyor." Dedi ve sözünü kestim.

"Ne? Benim gitarım mı? O kız bunu çok fena ödiyecek." Dedim ve telefonu suratına kapadım. Gazı kökledim. Hangi kız, hangi cesaretle benim gitarıma dokunuyor? O gitar benim için çok değerli. O gitarı aldığımda 8. Sınıftaydım. Ailemden para istediğimde bana hayır demişlerdi. Bende bütün yaz denize girmiyip. Ukala çocuklara getir götür yapmıştım ve para biriktirmiştim. O benim hayatımda kendi param ile aldığım. Ailemin tek kuruş vermediği tek şey. Çok değerli.

Okula geldiğimi fark edip okulun önündeki park yerime park ettim. Kızgın ifadem hala yüzümde arabadan çıktım ve sert bir şekilde kapattım. Okula kızgın bir şekilde ellerim yumruk koşar adım gürüdüm.

Okula girince erken gelen herkes bana baktı. İlk defa bu kadar kızgın görüyorlar beni. Ben şu an hangi ifadede olduğumu bile bilmiyorum. Sadece yeşil gözlerim kurban arıyor. Kaşlarım ise gözlerim ile birleşecek birazdan eminim.

Sonunda müzik odasının bulunduğu kata geldim. Koridorun başında Aras ve İlayda' yı gördüm. Onlara bakmadan Müzik odasına yürüdüm.

Kapının önünden, kızın sesini duya biliyordum. Piyano çalıyor ama şu an. Kıskanmadım desem kimse inanmaz. Kapı kolunu tutumki şarkının giriş bölümüne girmek üzereydiki içeri sessizce girdim beni fark etmedi. Yeni çözmüş olduğu bir parça olduğunu anladım. İki tane gitarda öle duruyor. Biri benimki biri onunki sanırım. Gitarımın benim olduğu anlaşılsın diye özel ayrıntıları vardı. Benim olan gitarı boynuma geçirdim. Ve şarkıya başladı. Onu dinlemek istedim.

"Zor olsada galiba dönüyorum sana,

Gel dersen hemen,

Çağırmassan geçerken

Yerle gök arsında, bir yerde..." Dedi ve durdu. Bende ona eşlik ettim.

"Sen beni tanımazsın," dedim gülerek Medcezirdeki gibi. Ama o bana kızgınca baktı. Ve şarkının devamını getirdi.

"Severimde söylemem,

Sen beni uzak sanırsın,

Bilirimde söz dinlemem." Dedik birlikde. Ve şarkıyı böle birlikde devam ettirdik.

"Ah bu ben, kendimi nerelere koşsam?

Saklansam bir yerlere gizlice ağlasam.

Ah bu ben, kendimi nerelerde busam?

Çekilsem sahillere hayaller mi kursam?"

"Zor olsada galiba dönüyorum sana,

Gel dersen hemen,

Çağırmazsan geçerken

Yerle gök arasında bir yerde...

Sen beni tanımazsın.

Severimde söylemem,

Sen beni uzak sanırsın,

Bilirim söz dinlemem

Ah bu ben kendimi nerelerelere koşsam?

Saklansam bir yerlerede gizlice ağlasam.

Ah bu ben kendimi nerelerde bulsam?

Çekilsem sahillere hayaller mi kursam?"

Ayağa kalktım ve gitarı gere bıraktım. Yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Ona doğru yürüdüm. Bana doğru yani arkasına döndü. Gülümser bir ifade ile ayağaya kalktı. İlk defa bir kızdan etkileniyorum desem. Altında siyah kot pantolon, üzerinde lacivert kapşonlu. Ayağındada siyah bot. Benim gibi giyinen bir kızdan. İçimdeki ses:

"Ooo... Çok uyumlu, çift gibisiniz sizi yerler." Dedi. Ona içimde göz devirdim. Etkilendim aşık olmadım ya sonuçda. Ama dışım ona karşı istem dışı olan gülümseme suratımdan silinmiyordu. Onun o deniz mavisi gözlerinde kayboldum.

GİZEMLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin