4. Bölüm

44 4 0
                                    

Multi:Batuhan. Yani Evren Emre Toprak. Buradanda Boycott boyband ının çıkardığı yeni şarkıyı Döner Gelir parçasını desteklediğimi ve çok beğendimi belirtiyorum. Hepiniz dinlemelisiniz ^^ İyi okumalar.

Okul çıkışında Deryalara gittik. Anneme okulun kış kampı gezisi ile ilgili bilgilendirme mesajları gelmişti. Deryaların oturma odasında le şekli koltukta o köşeye bende alt tarafta televizyonun karşısındaki kısıma kuruldum. Kocaman çantamdan cipleri çıkardım ve masadaki çerezliklere döktüm.

Tam o an zil çaldı ve bizimkiler teker teker kapıda koşuşturarak belirdi. Elinde bir dosya ile duran Eren önden sevinçli, evi inletecek şekilde bağırarak koşuyordu. ''Buldum!'' derken üzerimde Eren'i hissetmem bir oldu. Üzerimden iterek ''Ne oluyor lan bir rahat dur.'' dedim çatık kaşlarımla.

Gülümsemesini büyüttü. ''Senin kızın adresini buldum.'' dedi. Şaşırmıştım. Ne kadar Gizemli'den bahsettiğini anlasam da. ''Benim kız kim?'' dedim şaşkın ifade takınarak. Göz devirerek kahkaha attılar. Aras gülerek söze karıştı. ''Gizem.''

Evin önüne geldiğimizde iki katlı müstakil bir evle karşılaştık. Ev beyaz renkliydi ve oldukça hoş görünüyordu. Evin kocamanda bir bahçesi vardı. Balkonda bir adam oturuyordu ve saat daha 8 bile değilken evde balkon ışığından başka ışık yoktu. Orada olmadığını düşündüm. Mantık olarak. Tabii ki beni zorla getiren canım arkadaşlarım aynı zamanda Poyraz' ında ev adresini buldukları için bu sefer oraya gitmek zorunda kaldım. Zaten bir iki sokak ileride olduğu için erkenden gitmiş olduk. Yine müstakil evlerden biriydi. 3 katlı ahşap bir evi ormanlık bir alanın içindeydi. evin güvenlik kapısı güvenliği gibi şeyleri yoktu. Zaten kolay bulunan bir yerde değildi. Eren'in sonradan öğrendiği kadarı ile bu ev sadece Poyraz'a aitmiş ve ailesinden ayrı burada tek kalırmış. Yanan balkon ışığı ve balkonda sohbet eden iki kişi gözümüze çarptı. Ben, Eren ve Aras gelmiştik. Hep beraber giriş kapısına gittik. Kapının ziline hayvan gibi bastılar kaçtılar ki ben ne olduğunu anlamadan orada kalakaldım.

Arkalarından garip bir şekilde bakarken bir anda ses geldi. ''Ateş!'' Poyraz'ın sesi olduğunu fark ettim. Ona döndüm. ''Selam'' dedim gülümseyerek. Afallamış surat ifadesi gülümseyip içeri geçmemi işaret eden bir hareket yaptı. Üst kattan konuştukça yakınlaşan ses ''Kim gelmiş Poyraz?'' derken merdivenlerde gözleri ile karşılaştım. Şaşkın bir surat ifadesi ile bana bakıyordu. Saçını yandan örmüş üzerinde bacaklarının bir kısmını saran bir eşofman ve sporcu badisi ve hırka vardı. Harika görünüyordu diye bilirim. Oldukça doğaldı, elinde içinde bir iki parça cips kalmış bir tabaklık karşımda duruyordu. Kendini toparladı ve merdivenleri inmeye devam etti. Ben de gülümsedim aklımdan ne kadar güzel die geçirirken sözcükler dilimden "Merhaba" olarak çıkmıştı. Sinir bir şekilde kaşlarını çattı. "Ne işin var lan burda senin?" Dedi bağırarak. "Sen telefonuma mesaj atmayınca merak ettim gelim görim dedim" dedim gülerken. Kaşlarını daha çok çattı "Geldin gördün hadi yol al!" Diyerek omzumu ittirdi. Etrafa baktım "Aa olur mu canım öyle bir çayınız içmeden şurdan şuraya gitmem." Diyerek ona yaklaştım ve dudağımı yaladım. Sonrada arkamı döndüm ve salona doğru ilerledim çiftli koltuklardan birine oturdum.

Poyraz tepside 3 tane çay ve cips, çikolata gibi yiyeceklerle yanımıza geldi. Gülümseyerek aldım çayımı. Oda bana gülümsedi ve kapının çalış zilini ve kapıya vurulmasından birinin geldiğini anladım Poyraz kalktı kapıyı açmaya gitti.

Kapının açılması ile odaya giren biri dikkatimi çekti. Mavi bir kazak ve altında siyah bir pantolon elindede dolu dolu poşetler vardı. Suratına baktığımda gayet yakışıklı yeşil gözlü esmer biriydi. Suratında çikolata yiyen bir çocuk kadar saf ve içten bir gülümseme vardı ve dik saçlarından bir kaç tel anlına düşmüştü, bu da ona doğal bir hava katmıştı. Yaşı bizim kadar belki bir iki yaş büyüktü. Salona geldiğinde Gizemli bir şok içerisine girmişti. Gözlerinde nefret ve şaşkınlık arasında bir bakış vardı. Vücudunda kendini kasma hissini belli ediyordu ve ellerini yumruk yakmıştı.

*___*

Gizemli avuç içlerine batan tırnaklarının acısını dahi önemsemeden gelen Batuhan'a bakmaya devam ediyordu. Batuhan olduğu yerden memnundu ve Ateş'in garipsemiş bakan gözleri ile keşti bir an. Gülümsemesini büyüttü,

"Ben Batuhan. Seni tanımıyorum ama iyi anlaşacağımızdan eminim tatlı çocuk."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GİZEMLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin