Onunla aynı yaranın kanamasıydık.
Geçmiş bizim kalpteki yaramızdı, ve ben onunla aynı yaranın en orta yerinden kanıyordum.
En acısı da, onu seviyordum.
*
Başlangıç: 19 Temmuz 2020.
Güzel okumalar, oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım!
Bölümler hakkında bilgi sahibi olmak için, Instagram: mellikegvnc
🍁
Bölüm Şarkıları:
Sezen Aksu-Ünzile
Agoni&Zayi-Sarıl Bana (♡♡ )
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✒
Selam, anne.
Bu sana altmış dokuzuncu mektubum, bunları okumadığını da biliyorum ama biliyorsun işte, sesi çıkmayan çocuğunum ben, öyle diyordun.
Parmak uçlarımdaki izler yine sızlamaya başladı, senin yaptığın gibi üflüyorum ama hiç geçecek gibi durmuyor. Eksi kırk derece soğukta kalsam da acıyacaklar. Böyle dedim diye üzülme sakın.
Geçen sene yazdığım mektuptan sonra çok bir şey olmadı, Lezâ iyileşti anne, Mirza'nın kardeşi. Sima da üniversiteye geçti, ilk gününde elinden tutup ben götürdüm, yine üzülme ama benim elimden tutmamıştı kimse okula giderken. Eşek ölüsü kadar çantayı kamburlarım çıka çıka taşımak canımı acıtmıyor da, arkamı döndüğümde bana el sallayan birilerinin olmaması çok acıtıyor.
Mirza...Çantamı hiç sırtımdan almadı, tam bir abi gibi, değil mi? Odun, davar, eşek, kara böcek, tarantula, kardeş, can, tüm gülüşler, kilometreleri sıfıra indiren koca bir taşıma aracı, bazen mızmız bazen delikanlı, çok kavgacı ama bir de atarlı, zeki ama sadece kendine, adımı duyduğunda içi titrer ama uyurken beni şafak baskını yapılmış gibi yataktan uçurur, ha, bir de kahramandır, tüm inancımdır. Çok hakaret etmişim, birazını okuma.
Sima...Çantamı o da sırtımdan almadı ama çantam ağır olmasın diye çoğu zaman defterlerimi kendi çantasına koyardı. Yükümü almadı ama hafifletti, daha dik durabildim onun sayesinde. Hâlâ biraz dengesiz, gülünce burnu eğildiği için burnunu tutarak kahkaha atıyor, üst dudaksızlığımla dalga geçiyor ve poposu yok diye pantolonun içinden üç kat kışlık tayt giyiyor. Yeşil fasulyeye olan aşkı artık daha fazla, üç köy öteden kokusunu alıyor. Beni tosunum diye seviyor ve göbeğimi ben uyurken mıncıklıyor, midemdeki besinlerin başı dönüyor bu yüzden ve kusasım geliyor.
Altmış sekiz mektubun hepsinde sayfalarca onları anlattım sana, kendimden ve sana olan özlemimden bahsettim. Anneannem hâlâ her gece resmini öpüyor anne, özür dilerim ama sana yaptıkları için ondan nefret ediyorum. Tekmelemek yerine kucaklasaydı seni, şu an yaşıyor olurdun gözüm, benim canım annem.
