~14~

307 18 0
                                    

Anahtar sesiyle Sakura yerinden sıçradı, bir saat önce kucağında bir kitapla kanepeye kıvrılmıştı. Saat dokuzu geçiyordu yani her zamanki yatma vakti yaklaşmıştı ve şimdiden birkaç kez sızmıştı bile. Ama Sasuke eve gelene kadar uyanık kalmaya kararlıydı. Onu delicesine özlemişti. Bir önceki maçı için yaptığı antrenmanın zorlu olduğunu sanmıştı, oysaki gelecek dövüşe hazırlanırken yaptığı çalışmanın yanına yaklaşamazdı.

Çoğunlukla birbirlerini görmüyorlardı bile. Sakura sabahları ondan erken kalkıyor, çoğu zaman da o daha spor salonundan dönmeden uyuyakalıyordu. Geçen gün telefonda konuştuklarında Sasuke erken gelebileceğini, birlikte yemek yiyebileceklerini söylemişti. Ama sonra ona bir mesaj atarak, ihmal ettiği salonla ilgili bazı işleri halletmesi gerektiğini haber vermiş, onsuz yemesini söylemişti.

Sakura, birkaç hafta içinde bu maçın bitmesini sabırsızlıkla bekliyordu ki daha normal zamanlarına geri dönebilsinler. Daha yoğun antrenman dönemlerinin olacağını biliyordu ama aralarda geniş zamanlar olduğu müddetçe buna alışmayı öğrenecekti.

Tabii mahkemenin belirlediği süre bittikten sonra birlikte olmaya devam ederlerse.

Bunun için şimdi endişelenme. Hâlâ yirmi altı gün var. Maçı bitince “o konuşma”yı yapmak için yeterince zamanın olacak.

Ayağa sıçrayıp Sasuke kapıdan girerken onu karşıladı. Sasuke kapıyı kilitleyip çantasını yere bırakır bırakmaz kadın kollarını onun boynuna doladı ve dudaklarını onunkilere bastırdı.

Sasuke de onun beline sarılıp sıkıca kendine çekti ve öptü. “Eve geldiğimde beni böyle karşılamandan hiç bıkmıyorum.”

Sakura bakışlarını ona çevirip gülümserken son kullanma tarihlerinin yaklaşması yüzünden hissettiği gerginliğin suratına yansımadığını umdu. “Ben hâlâ ayıkken eve gelirsen sürekli böyle karşılanırsın.”

Sasuke kadının saçını kulağının arkasına takıp derin bir soluk verdi. “Biliyorum, üzgünüm.” Tişörtünü üzerinden çıkarınca Sakura ne konuştuklarım anında unuttu. “Hemen bir duş alacağım. Masamda biriken evrak yığınını hallettikten sonra biraz daha kardiyo çalıştım. Birazdan çıkarım. ”

“Sana eşlik etmemi ister misin?” diye sordu Sakura, parmağını onun göğsünde istekli bir şekilde gezdirerek.

Sasuke onun elini tutup dudaklarına götürdü ve avcuna bir öpücük kondurdu. “Bu gece değil. Hemen girip çıkmak istiyorum.”

Sakura, hayal kırıklığını gizlediğini umarak gülümsedi. “Pekâlâ, acele et.” Sasuke duş alırken, geceleri giydiği şortunu ve askılı bluzunu üzerine geçirdi ve bunların kısa süre içinde yere atılmalarını umdu, yatağa yöneldi.

Tam yatmak üzereydi ki apartman kapısının çalındığını duydu. Gecenin bu saatinde kim gelmiş olabilirdi ki? Belki de bir komşularının bir şeye ihtiyacı vardı. Boş vererek antreye yöneldi ve gözetleme deliğinden baktı.

Daracık spor kıyafetleri içinde, kısacık saçlarıyla esmer bir Tinkerbell’i andıran muhteşem bir kadın bekliyordu. Kadının geliş sebebine dair kafasından onlarca sebep geçirmesine fırsat bırakmadan kapının kilidini çevirip açtı. “Buyurun?”

Tinkerbel'in yüzünde şaşkınlık belirdi. “Ah pardon, affedersin,” dedi kadın gerginlikle gülerek. “Evli olduğunu tamamen unutmuşum.”

Sakura bir kaşını kaldırdı, korku ve endişe dolu hislere daha yakınken bıkkın ve kayıtsız bir ifade takındı. Daha kaç kadın Sasuke'nin bir ilişkisi olduğunu unutmuştu? Yani o, Sakura'dan hiç bahsetmiyor muydu? Spor salonundayken yüzüğünü mü çıkarıyordu? “Eh, artık hatırladığına göre,” dedi Sakura soğuk bir şekilde. “İyi geceler.”

~ANLAŞMALI EVLİLİK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin