3. bölüm

37 4 3
                                    

Katalia'nın ağzından

Maalesef Tyler'la bir grup oluşturmak zorundayız ve ben bunu istemiyorum. Ben hep Luna'la takım oluştururdum, neden benim yerime onu seçti ki ya da ben çok abartıyorum.
Eşyaları almak için kırtasiyeye girdim ve orada Luna'la karşılaştım. Onunla konuşmadım almam gerekenleri aldım ve Tyler'ın bana verdiği adresi aramaya başladım. Tahmin edeceğim gibi yazısı okunmuyor, telefonu da yok. Ben şimdi ona nasıl ulaşayım? En iyisi birine sormak. Yoldan geçen birini gördüm ve kağıdı gösterdim:
-şey ben bu yere nasıl ulaşabilirim?
-bu şehirden uzak ama şu mavi metroya bin ve en son durakta in eminim bulursun
-sağolun bana çok yardımcı oldunuz
dedim ve oradan ayrıldım. Adamın dediği gibi metroya bindim ve son durağı beklemeye başladım. Metro çok kalabalıktı ve aşırı derece sıkışıktı. Ensemde bir adamın nefesini hissetmesem daha iyi olurdu değil mi? Arkamı döndüm ve onları gördüm yine gülüyorlar. Onlar ilk durakta indi, lanet olsun bu arkamdaki adam bana daha çok yapıştı:
-şey biraz çekilme şansınız var mı?
-rahatsız hissediyorsun demek
-aslında evet
-o zaman hissetmeye devam et
-azaldık hadi ama biraz uzakaşın
dedim adam daha çok yapıştı. Sonunda ineceği durağa geldi ve indi. Bu iğrenç bir histi,birinin bana yapışması, her neyse sonunda ineceğim durağa geldim ve indim zaten sadece bir ev vardı çok büyüktü. Galiba burası ama bir ev için fazla büyük.
Kapıyı çaldım bir kadın kapıyı açtı:
-hoşgeldin, sen galiba Tyler'ın arkadaşısın
-evet
-hadi gir
Tam girdim ve Tyler resmen bana uçtu elimden tuttu ve elimi kavrayıp beni merdivenlerden yukarı çıkarttı:
-ne kadar hızlı büyüyorlar
Beni odasına çıkarttı ve cittiyim odası benim odama bin basıyor:
-hadi konumuzu seçelim
-tamam...sen han...gi kon...uyu seçe...lim
-sen neden benim yanımda kekeliyorsun?
-sadece ilk kez bir kızla konuşuyorum
bunu da hızlı söyledi:
-merak etme kızlar seni yemez, hem benden çekinmene gerek yok
-tamam... öyle..yse... konuyu seçelim... hadi

Luna'nın ağzından

Hemen eşyalarımı bırakıp kitapçıya gittim ve buluşma saatti gelene kadar orda oyalanmaya karar verdim. Bura o kadar büyüktü ki anlatamam her türden kitap vardı. Aslında bir kitap almak istiyordum, korku türü kitapları severim bu yüzden o tür kitapları bulabileceğim bir rafa yaklaştım:
-o kitaplardan birini almak istediğinizden emin misiniz?
-aslında evet
-onuları sevebileceğinizi sanmıyorum. Sizin için onu okumamak daha iyi
-peki neden
-o kitaplarda ya katillerin itirafları olur ya da eski şehir efsaneleri falan işte
-ben böyle şeylerden korkmam. Okumak istiyorum
-tamam sen bilirsin
Çalışan görevli biraz tuaf davrandı ama ben pek takmam böyle şeyleri. Neyse raflara tırmandım ama beğenebileceğim  bir şey bulamadım. Sonra yere düştüm ve rafın altında kalın bir kitap buldum:
-bu da neyin nesi?
-şey o kitap satılık değil!
-tamam ama içinde ne var?
-bu beni bile alakadar etmez
-tamam
dedim ve kitabı yerine bırakıp diğer rafa yöneldim ama içinde ne olduğunu o kadar merak ediyorum ki. Görevli görmeden onu çantama attım ve hemen ordan çıktım. Buluşma noktasına geldim:
-hey! Nerelerdeydin, seni merak ettim
-hiç kitapçıda
-tedirgin görünüyorsun. Bir sorun mu var?
-hadi bunu daha güvenli bir yerde konuşalım
dedim mavi metroya binip Kuriyu'nun evine gitmeye başladık:
-hey! Ne olduğunu söylicek misin?
-biraz sabırlı ol bu şey aklını başından alacak
-meraktan çatlamak üzereyim. Hadi ama söyle
dedi ve kitabı çantadan çıkarttım:
-bak bu çok özel bir kitap
-nedenmiş?
-bilmiyorum bunu kitapcı bile hiç açmamış
-vay! Acaba içinde ne yazıyor
-bende çok merak ediyorum
-hadi hemen açalım
-hayır bunu çaldım ve güvenli bir yerde açmalıyız
-ne kitabı çaldın mı?
-sessiz ol biri duyacak
-tamam bunu bizde konuşacaz
İlk durakta indik ve Kuriyu'nun evine doğru yol aldık. Sonunda vardık ve Kuriyu'nun annesi bize atıştırmalık bir şeyler hazırlayıp Kuriyu'nun odasına bıraktı:
-Luna artık sana güveniyorum
-citti misin?
-evet, sana bir şey söylicem
-söyle merak ettim
-şey... ben Timmoty'den hoşlanıyorum
-citti misin?

Kuriyu'nun ağzından

Buluşma noktasına geldim ama Luna daha gelmemişti. Biraz bekledim ve onun geldiğini gördüm ama dur bir saniye bu Luna değildi Jeff ve Tim'di. Bir an kalp atışlarım hızlandı:
-hey, Kuriyu! Bizim kısmımızı da yapar mısın? Bilirsin bizim büyük bir maça hazırlanmamız lazım(Timmoty)
-yaparım merak etmeyin(Kuriyu)
-tamam bu kadardı(Jeffrey)
-kendine iyi bak(Timmoty)
-sizde iyi bakın(Kuriyu)
dediler ve gittiler tam o sırada Luna koşarak yanıma geldi ve bize gittik annem bize biraz atıştıramlık getirice konuşmaya dalmışız:
-citten ondan hoşlanıyor musun?
-evet, o bana iyi davranıyor
-her iyi davrananın kötü bir niyeti yok diye bişi yok biliyorsun değil mi?
-biliyorum ama yaklaşık bir yıldır onunla arkadaşım
-ve?
-arada buluşuyoruz
-bu güzelmiş. Sevgilin mi?
-hayır o ann'den hoşlanıyormuş
-kötü oldu be
-ama olsun ben onu yinede seviyorum
dedim ve birden aklıma geldi:
-hey! Biz kitabı inceliyecektik
-aynen bir bakalım içinde ne var
İlk sayfalar boştu ve içindekiler kısmı açıldı birden:
-hangi karakteri açalım?
dedi Luna ve ben düşünürken gözüm bir karaktere takıldı
-bence angel of darkness'i açalım bakalım özelliği ne?
Angel of darkness'i açtık ve şunlar yazıyordu ,angel of darkness bu aşırı hızlı bir seri katildir. Avının yerini hissederek bulur ve herkese saldırmaz. Gece vakti siz uyurken odanıza girerer ve sizi uyurken öldürür, bu çok saçma birde not bırakmışlar sayfaya:
-BOL ŞANS, OYUN BAŞLASIN
Katil bir kadının efsanesi beni korkutmuyor ama gerçekse bu çok korkunç olur:
-kanka gel bir araştıralım bu angel kimmiş?
-aynen bir bakalım
Bir sürü araştırmadan sonra bir şey bulamadık. Tek bulduğumuz yatakta boynu kesilerek öldürülmüş insanlar:
-ya gerçekse, ben korkuyorum Kuriyu
-belki daha fazla araştırma yaparsak buluruz
-bir bakmadığımız deepwep kaldı bence
-aynen haklısın am bizim onu bulmamız gerek. Kim girebilir ki oraya
-Benjamin girebilir yada Katalia
-biliyorsun Benjamin 50 doların altında iş yapmıyor, Katalia'yla aramız bozuk
-doğru, haklısın. Her ihtimale karşı uyumamak en iyisi
-bence de

proxy olmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin