-DANIEL-
Jacksonun gözleri şişmişti üzüntüden. onu sakinleştirmeye çalışıyordum;
"Jackson kendine gel böyle düşünme. stelle iyi olacak buradan çıkacağız. üzülme..."diyebilmiştim sadece. kurtulmamız biraz zordu ama yinede üzüntüsünü durdurmaya çalışıyordum.
"Sen öyle san daniel. o p*ç rose ona zarar verecek buradan kurtulmamız gerek" diyordu ağlayarak. bizimkiler hep ağlıyordu. Anna sinir krizine girmiş, ellerini başına kenetlemiş, oturuyordu. kapı aralandı. bu gelen o pislik adamdı. arkasından da rose girdi. adam konuşmaya başladı;
"Annayı da götürün!" Diye bağırdı ve annayı oradan çıkarıp içeri götürmeye başladılar.
"Bırakın onu! Onun kılına zarar verirseniz hepinizi gebertirim!"(david)
"Sen kendine çok mu güveniyorsun?" Dedi adam sırıtarak. "ya annayı götürücem yada seni!"
David sustu ve devam etti.
"Beni götürün!"(david)
"David kendine gel benim için Canını tehlikeye atma!"(Anna) dedi ağlayarak.
"Ne olursa olsun. annayı bırakın beni götürün!"(david)
"Peki öyleyse annayı bırakıp David'i ALIN!"dedi adam sırıtarak.
Ben hiç bir tepki vermedim. david gerçekten cesurdu. kurnazlığı ile oradan kurtulmayı başarabilirdi...umarım... Kaş göz ile stelleyi ve kendini kurtarması için işaret yaptım. ama anladı mı bilmiyorum...
David'i götürüyorlardı. bir yandan korkuyordum çünkü david benim kankamdı.
-ANNA-
David benim için Canını tehlikeye attı. eğer ona bir şey olursa kendimi asla affetmem.. bir kere de david için ağladım. onu çok seviyordum. stelleyide. umarım hepimiz buradan sağsalim çıkabiliriz.. nerden girdik ki buraya! Of ya of!
-ALEX-
Keşke girmeseydik buraya. hepimiz teker teker öleceğiz galiba. çok korkuyorum. kapı yeniden açıldı. rose geliyordu elinde kanlı bıçakla... Jackson'a doğru gidiyordu. bıçağı doğrulttu ve karnına değdirdi. Bıçak kanlı olduğu için karnında kan izleri beliriyordu. pislik rose! Sana nasıl inandık biz?! Alice bayılmıştı. ona seslendim fakat beni duymuyordu. Allah cezalarını versin!!!
-JACKSON-
Rose elinde kanlı Bıçak ile bana yaklaşıyordu. ilk ittirmeye çalıştım fakat olmadı. beni tek bir hareketle adamları tutarak etkisiz hale getirdiler. rose konuşmaya başladı;
"Bu kimin kanı biliyor musun?"(rose) alaycı bir gülümseme ile.
Olamaz tahmin ettiğim kişi olamaz!
"Ne yaptın ona?!" Diye Çığlık attım. pislik.!!
Devam etti.
"Anladın demek ki?"(rose)
"Onu madem çok seviyorsun, kanlarınızı birleştirmeye ne dersin?"(rose) Allah cezanı versin! Tam cevap verecekken rose stellenin Kanı bulunduğu bıçağı karnıma sapladı. artık konuşamıyordum. Gözlerim kararıyordu. tek duyduğum ses rosenin kahkaha ve bizimkilerin hıçkırıkla ağlayış sesiydi...
&&&&&&&&&&
Arkadaşlar nasıldı? Lütfen bana eksiğim varsa söyleyin. önerin. sizi seviyorum<3 vote bekliyorum lütfen:);)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEHŞET EVİ
Random8 arkadaş gezerken bir ev Gözlerine çarpar ve bu ev eski, yıkık bir villadır O villaya girdiklerinden sonra hiç bir şey yolunda gitmez. Karışıklılık olur. Aralarında aşk vb duygular yaşanır fakat sadece iki Seçenek vardır; sevgilin mi? Canın mı?... ...