DEHŞET EVİ

13. Bölüm

Birden rose önümüzde belirdi.
&&&&&
Oldukça şaşırmıştık. nerden çıktı bu? Daha yeni durumu hafiflememişmiydi? Hemen iyileşmişmiydi? Nasıl yani? Biz ondan baya önce çıkmamıza ramen bizi nasıl buldu? Dıştan olarak konuşmaya başladım;
"R-rose... sen buraya nasıl geldin? Daha yatman gerekiyor."
"Ne oldu beni düşünüyor musun stelle?"dedi rose sırıtarak. sırıtmak buysa ben sırıtmak istemiom aq. Devam ettim;
"Seni Düşünen kim?! Onca şey yaptıktan sonra seni mi düşüneceğiz?!"dedi alice benden önce davranarak. alex hala yutkunuyordu. jackson Öne çıkarak;
"Sen...sen...sen o kadar pislik birisin ki! Sen benim Kardeşimi öldürdün be. sen benim bir parçamı aldın! Sen David'i öldürdün! Arkadaşlarıma, bana işkence çektirdin. peki neden?! Şimdi yol senin, Si*tir git! Çık git hayatımızdan!"dedi bağırarak. daha ileri gideceğini, rose ye vuracağını düşünüp, onu kolundan tutup sakinleştirmeye çalıştım.hiç beklemediğim bir Çıkışta bulundu bana jackson."stelle Yürü git! Seninle uğraşamıcam hiç!"dedi ve kolunu çekti. yoluna devam etti... ben ise arkasında sol gözümde süzülen YAŞ ile ona bakakaldım. Anna 'nın daniel ile Yanıma gelip beni sarsmasıyla kendime geldim.
"Stelle ağlıyor musun?"dedi daniel.
"H-hayır. öptüğü yeri temizliyorum sadece" diyip hıçkırıklara boğuldun.
Daniel devam etti;
"Inan jackson bilerek kalbini kırmamıştır. o seni seviyor, kolluyor. fakat biraz fazla sinirlendi. kendine hakim olamadı."dedikten sonra alex,alice,anna,daniel bana sımsıkı sarılıyor, rose ise oradan bize bakıp sırıtıyordu...
-JACKSON-
Lanet olsun! Si*yim seni rose! Senden nefret ediyorum! Senin Yüzünden stelleye Kırıcı sözler söyledim! Evet bunun farkındayım! Deyip en yakınımdaki ÇÖP kovasına hızlı bir şekilde tekme attım.
"Lanet olsun!"
Önüme gelen ilk bara girdim ve bir kaç Şişe içki istedim. kafam iyi değil. yine içkiye vericem kendimi! Hep senin Yüzünden rose, hep senin yüzünden! Deyip, ellerimle Gözlerimi ovalayıp hıçkırıklarla ağlamaya başladım. evet bunu yapıyordum, ağlıyordum!
•••••••••••••
6 bira içmiştim. kafam iyiydi. sendeleyerek ayağı kalktım ve yakınımdan bir arabayı ödünç Alıp yola çıktım. radyo çalıyordu. Hüzünlü bir Şarkıydı ve bu şarkıya bağırarak eşlik ettim. arabayı zor kullanıyordum, önümdeki kamyonu birden görünce frene bastım ama nafile! Sarhoşluktan fren yerine gaza basmıştım.
Son duyduğum sesler ise, o radyodaki şarkı sesiydi...
-STELLE-
Bizimkilerle vedalaşıp eve doğru yürümeye başladım. rose zaten birden ortalıktan kaybolmuştu fakat bu çıkmayacağı anlamına gelmez. tedbirliudik bu yüzden. aklıma jackson geldi ve onu düşünmeye başladım. gözlerimden azda olsa bir kaç YAŞ süzüldü. eve geldiğimi farkettim. kapıyı çaldım ve annem kapıyı açtı. hepsi meraktan perişan olmuş şekilde beni bekliyordu. hepsine teker teker sımsıkı sarıldım. kokularını içime çektim. fazla soru yağmuruna tutulmak istemediğim için "uykum var" diyerek odama çıktım ve yatağıma yattım. birden telefon çaldı.
Jackson arıyordu...
*alo jackson*
*siz jacksonun kız Arkadaşı olmalısınız*
Bu seste kimin?!
*siz kimsiniz?* dedim merakla.
*jackson, jackson bir kaza geçirdi ve durumu kritik*...
&&&&&&&&
Çok üzgünüm geç geldii. öpüldünüz*~*