-GİRİŞ-

488 100 25
                                    

Multimedya Güneş

Ben Güneş Doğan. Saçlarım koyu kızıl ve turuncu karışımı , ela gözlü , 18 yaşında , hayatı oldukça berbat olsada etrafındakilere her zaman gülümseyen bir kız. Herkesin teklifini reddeden ve kimseyle yakınlaşmayan kız. Dışarıdan masum gözüken içeriden ise sigara ve alkol kullanan kız. En önemlisi de hayatı boktan olan kız.

Hikayem annemin ölmüyle başladı. Annemi bir ay önce kaybettim , babam sayesinde. O adam her gece başka kadınlara giderdi. Kazandığı paraları da o orospulara yatırırdı. Bazen de ölümüne içer ve eve kör kütük sarhoş gelirdi. Dayak yediğimde oldu. Her kız babasını severdi hani? Benim baştan beri babam yoktu ki zaten. Ne olursa olsun güçlü kaldım ya da kalmaya çalıştım. Bana ne kadar vursa da onun karşısında hiç ağlamadım. Odama çıkar sessizce ağlardım. Annem de babamla kavga ederdi. Her zaman düşünürüm neden bunları yaşıyorum diye. Sanırım bizi yaratan beni cezalandırmıştı. Yani hayata 1-0 geriden başlamıştım.

O gün farklıydı babam. Geldiği gibi beni çağırıp içki parasını istemedi. Zorla paramı almadı. Evet evin geçimini ben sağlıyordum. Annem temizliğe giderdi arada bende sabahları okula gidip akşam işe gidiyordum ve sadece 4 saat uyuyarak yapıyordum bu işleri. Üstüne babama da zorla para veriyordum. Orospularına harcaması için.. Ama o gün tek fark bu da değildi. Bu sefer kendinin de aşmış ve hiç içmediği kadar alkol almıştı. Belki de eroine başlamıştır kim bilir? Önünde ki suyun orda olmasına bile sinir oluyordu. Küçük şeylerden kavga çıkartıyordu. Sebepsiz yere anneme bağırmaya başladı. '' Senden nefret ediyorum. Seni hayatıma aldığım güne lanet olsun. '' gibi sözler söylüyordu. Ardından hiç durmadan yüzüne yumruk atmaya başladı. Kan. Çok kan. Kalbim duracak gibi hissettim.

Mutfağa gittim ve bıçağı aldım. Sanırım en keskin bıçak buydu. O an verdiğim kararla babamı bıçaklayacaktım. En fazla ne olabilir ki? Hapis? Umrumda değildi. Sonuçta konu annemdi. Beni doğuran kişi. Hayat veren kişi. Ölümüne razı olmayacaktım. Babamın karşısına geçip bağırmaya başladım. Elimde ki bıçağı görünce gözünden alev çıkarak sanmıştım bir an. Sinir krizi geçiriyordu belli ki. Ne olmuştu onu bu kadar kızdıracak? Bana doğru yaklaştı. Bıçağı hiç tereddüt etmeden saplamalıydım. Bıçağın deriye girmesi biraz zordur. O yüzden sapı sıkı tutup hızlıca itmem gerekiyordu. Bıçağı sıkıca kavradım ve bir adım attım. Elimi kaldırıp bıçağı sokacağım sırada babam elimi tutup engel oldu. Ne bekliyordum ki zaten beni o eğitmişti. Erkekleri alt edebilecek kapasitem vardı. Ama babamın karşısında süt dökmüş kediye dönüyordum. Sarhoş olduğu halde ne yapacağımı anlıyordu.

Elimden bıçağı aldı ve sertçe koltuğa fırlattı. Öyle sert tokat attı ki kendimi yerde buldum. Parmak izi çıktığına emindim. Ağzıma gelen tatla istemsizce elim dudağıma gitti. Kanıyordu! Babam bana bakmayı bırakıp anneme döndü. Yerde acı çekişiyordu. Gözünü bile açamıyordu. Yüzünün heryeri kan içerisindeydi. Bu sefer daha sert vurmaya başladı. Sanki bana olan sinirini annemden çıkarıyordu. Engel olamıyordum. Lanet olsun ki yerimden bile kıpırdayamıyordum. Sadece ağlıyordum.

Annemle işi bittiğinde yanıma geldi ve yere bakan gözlerimi gözleriyle buluşturmak için çenemi sertçe kaldırdı. '' Bundan birine bahsedersen seni de böyle yaparım ya da daha iyisi o gittiğim sürtükler gibi olursun. ''

Her cümlesi beni tekrardan öldürüyordu. Benim öz babam nasıl böyle olmuştu? Yere tükürüp kapıyı sertçe çekip gitti. Annemin yanına gittim ne kadar dürtsem de uyanmadı. Nabzını kontrol ettim. Durmuştu! Tek ailem ölmüştü.

Ben Güneş Doğan yanlız kalmıştım yeniden , yeniden ve yeniden...

Bu ikinci hikayem. Birincisinde biraz şansızlıklar oldu. Bu hikayeyi iki kişi yazıyoruz. Lütfen vote vermeyi unutmayın. Şimdiden teşekkürler.

GÜNEŞ GİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin