6. Bölüm

120 43 4
                                    

Keyifli okumalar :)

Arkamdaki sert ve kaslı olduğunu düşündüğüm adam ellerimi oynatmamam için sıkıca tutuyordu. Bileklerimin morardığına şimdiden yemin edebilirdim. Adamın elinden kurtulmak için debelensem de o bırakmamak için kararlıydı.

''Üf bıraksana be'' bağırmaya başladığımda sıkılmış gibi nefesini sesli bir şekilde verdi. Bir eliyle ellerimi tutmaya başladığında elini cebine attı. Elimde 3 seçenek vardı ya beni bayıltacaktı ya öldürecekti ya da cebinden telefonunu çıkarıyordu. 3. seçenek çok masum gelidiği için aklım direk diğer seçeneklere gitmişti. Düşünmek bile vücudumum titremesine yol açmıştı. Kendimi sakin tutmaya çalıştım. Elinden kaçmalıydım. Elini cebine sokmasını fırsat bilip kafamı geriye doğru hızla iterek kafa attım. Bu numarayı babamdan öğrenmiştim. Bir gün işe yarayacağını hiç düşünmemiştim oysaki.

Adam böyle bir şey yapacağımı beklemediği için geriye sendeledi. O nasıl benim bileklerimi morarttıysa bende onun burnunu kırmıştım. Hızlı olmaya çalışarak hemen koşmaya çalıştım. Merdivenleri üçer beşer atlarken her zamanki gibi sakarlığım tutmuştu. Yere düşmemle çığlığı basmam bir oldu. Şimdide bacağımı burkmuştum. Her zaman ki gibi canım çok yanıyordu. Ağlamayacaktım. Başımı havaya kaldırdım ve göz yaşlarımı geriye atmaya çalıştım. Her şey çok çabuk gelişiyordu. Hayatımdan bıkmıştım. 

Adamın yerden kalktığını görünce ayağımı umursamayıp ayağa kalktım. Burkulmuş ayağımı basmamla acı içinde tekrar yere düşmem bir olmuştu. Adam yüzünde sinsi bir gülümsemeyle tekrar yanıma geldi. Beni direk kucağına aldı ve çıkışa doğru yöneldi. Koluna son gücümle yumruk atıyordum. Ama o bundan bir gram bile etkilenmiyordu. Tabi etkilenmez kas yığını işte. Beni arabanın arka koltuğuna oturtup hemen içeri girdi. Benim dışarı çıkmama bile fırsat kalmadan kapıları kilitledi. Şimdi elimde olan tek silah çenemdi. Kendi pişman olacaktı.

''Sizin bu yaptığınıza adam kaçırma derler. Beni bir bırakın direk sizi şikayet edicem. Siz kimsiniz ya. Sen kas yığınından başka biri değilsin orası kesin. Şu surata bak bide alay eder gibi gülümsüyor. Bu kasları yapmak için çok mu uğraştın. Bende mekik çekmiştim bir aralar. Ama pek işe yaramadı babam sağolsun bazı şeyler öğrendim. Mesela senin burnunu kırmam gibi. Tabi siz babamı öldürdünüz. Hepinizden nefret ediyorum. Salaklar. Senin şu katil patronda kendi gelemiyo mu? Sadece ayağına çağırmayı bilir zaten. Bide sizin gibi maçoları göndermeyi-''

''Yeter lan! Bi çeneni kapat sabahtan beri açtın ağzını susmuyosun lan!''

''Aa lanlı falan olmuyor hem senin ismin ne bakim?'' gözlerini devirip önüne döndü.

''Üf be sohbetin de hiç iyi değil.'' kollarımı bağlayıp önüme döndüm. Yaptıkları saçmalıktı. O adama da ağzının payını verecektim. 

Sonunda araba durduğunda kilitleri açtı ve bende dışarı çıktım. Şimdi kaçsam da yolu bulamazdım ormanlık bir alandaydık. Bir mafyanın evi de tam böyle yerlerde olurdu zaten. Adam arkamdan gelip tekrardan moraran kolumdan tuttuğunda sabrım taşmıştı. Neden bütün erkekler şu kola takıntılıydı?

Adama gıcık olmuştum. Zaten yol boyunca konuşmamıştı. Deli gibi kendi kendime konuşmuştum. Aslında hep yaptığım bir şeydi bu durumda ben delimiydim? Sanırım evet. Neyse konumuz bu değil. Adamın sırtından tutup babamın öğrettiği gibi ayağımı dizlerinin arkasına geçirdim ve yere düşmesini sağladım . Sırtına da dirseğimle vurunca kas yığını yere yığılmıştı. Müthiş bir iş becermiştim. Şuan dans etmek istiyordum. Ama pek sırası değildi.

Aramızdaki bu iş ilişkisi bir kahkaha sesiyle bölündü. Kafamı kaldırıp gülen kişiye baktığımda ciddi yüz ifademi takındım. Patron dedikleri bu çocuk muydu? Mavi gözleri ve kumral saçları vardı. Kusursuz bir yüze sahipti. Onu incelediğimi görünce başımı eğmek yerine gözlerinin içine daha dikkatli baktım. Aramızdaki mesafeyi kapatıp yanıma geldi.

GÜNEŞ GİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin