Kai yüzündeki pis sırıtışla kapıyı açtığında Beomgyu elindeki hediye torbasını arkadaşının yüzüne fırlatarak salona ilerledi.
"Soobin hyung evde mi?"
Kapıyı kapattıktan sonra Kai de salona ilerledi ve elindeki torbayı karıştırmaya başladı. "Hyung, bu harika!" derken torbadaki marka hırkayı çıkardı. "Ve hayır okulda bir işi olduğu için sabah erkenden çıktı."
Soobin ve Kai de birlikte bir dairede kalıyorlardı, ablası mezun olmadan önce Huening kardeşler beraber kalıyorlardı fakat Lea iş bulup şehirden ayrılınca Bahiyyih de babasının evine geri dönmüştü ve Kai de yalnız yaşamaktan nefret ettiği için Soobin'den ev arkadaşı olmasını istemişti. O günden beri ikiliyi birbirlerinden ayrı görmek nadir bir hadise sayılıyordu.
"Güzel." dedi Beomgyu Kai'nin koluna güzelce bir yumruk atmadan önce. Genç olan acıyla inlese de çok etkilenmiş durmuyordu. "Öncelikle senden nefret ediyorum ve o Yeonjun hyungun hediyesi."
"Sana yardım ettim! Teşekkür etmelisin."
"Yardım falan etmedin! Bir şey olduğu yoktu, hiçbir zaman olmadı." Beomgyu sızlanarak dizlerini kendine çekip başını sakladı. "Arkadaşlığımızın temeline hasar verdin."
"Birincisi, ben bir şey yapmadım. Dudaklarınızı morartıp salyalarınızı akıtana kadar öpüşenler sizdiniz. İkincisi, aranızda cinsel bir çekim olmadığına ikna edemezsin beni. Ve üçüncüsü, aranızdaki ilişkinin temeli mi işte neyse, hiçbir şekilde hasar alamaz."
Beomgyu kafasını hafifçe kaldırarak baktı. "Öyle mi diyorsun?"
"Tabii ki. Senden ve Yeonjun hyungdan bahsediyoruz."
"İlişkimizin eski halinden gayet memnundum. Memnundan da öteydim hatta, çok mutluydum. Arkadaşı olduğum için çok mutluydum."
"Sadece arkadaş olarak kalmanızı engelleyecek ne var ki? Yalnızca bir öpücüktü."
Beomgyu bakışlarını kaçırdı. Sessiz geçen birkaç saniyeden sonra Kai Beomgyu'nun yanaklarını tutarak kendine çevirdi. "Yalnızca bir öpücüktü değil mi?" diye sordu yüzündeki sırıtışla.
"Eve döndüğümüzde tekrar öpüştük ve..." Beomgyu o gece olanları tekrar hatırladı.
"Ve?" Kai heyecanla cümlenin devamını bekliyordu.
"...ve dün sabah, dün sabah da öpüştük." dedi Beomgyu Kai'nin elini yüzünden uzaklaştırırken.
"Siktir, hyung! Üç kez mi öpüştünüz?!"
Teknik olarak üçten fazla kez öpüşmüşlerdi fakat bunu belirtecek hali yoktu.
"Neden ben de bilmiyorum, yalnızca o an öyle gelişiyor!"
"Nasıldı?"
"Detayları anlatmayacağım seni sapık."
Kai keyifle kıkırdadı. "O kadar iyiydi yani, öyle mi?"
Beomgyu düşünmek istemiyordu fakat son günlerde düşündüğü tek şey buydu. Ne kadar iyi olduğu. Evet, o kadar iyiydi.
Hafifçe başını sallamakla yetindi.
Salonda bir süre sessizlik hakim oldu. Kai diğer hediyesini de açtı, su yeşili tavşanlı bir uyku tulumuydu Beomgyu'nun hediyesi.
"Yani, bu bir sorun olmak zorunda değil. Biliyorsun değil mi? Çıkabilirsiniz."
Beomgyu bıkkınlıkla iç geçirdi. "Yeonjun hyungla ilk tanıştığımda sevgilisi vardı biliyorsun. Uzun, iki yılı aşan bir ilişki içerisindeydi ve uzun bir süre daha ilişkisine devam etmişti. Yani sanırım, ona hiçbir zaman o gözle bakmak aklıma gelmedi. Evet o Yeonjun, en yakın arkadaşım, en değerlim. Fakat o şekilde değil."
"Hiç mi o gözle bakmadın?"
Beomgyu bu sefer kıkırdadı. "Hayır, hiç. O zamanlar tek arkadaşımdı ve başka bir şeyim olmasına da ihtiyacım yoktu. Asla da olmadı."
"Ah," dedi Kai, yüzündeki mahcupluğu görebilirdiniz. "üzgünüm."
"Sorun değil. Sadece şaşkınım o kadar." Şaşkın ve sarsılmış demek daha doğru olurdu fakat sorun değildi. Olmamalıydı.
"Belki de arkadaşlara özel bir şeydir, ne dersin?"
"Ne? Sence tüm arkadaşlar yoğun çekim gücüne mi sahipler?"
Uzun genç omuzlarını silkti. Beomgyu'ya bakarken yüzünde düşünceli bir gülümseme vardı.
"Ne var?"
"Denemek ister misin?"
Beomgyu duyduğu soruyla gözlerinin açılmasına engel olamadı. "Ne?"
"Beni öp ve Yeonjun hyungla olduğu kadar iyi giderse eski arkadaşlığınıza geri dönebilirsiniz."
"Seninle çok vakit geçiriyor olmalıyım." dedi Beomgyu. "Bunun kulağa mantıklı gelmesinin başka açıklaması olamaz."
"Dahiyane fikrim için rica ederim."
"Soobin hyung bu duruma ne diyecek?"
"Öpülmek için yaratılan dudaklarını öptüğüm için mi?" derken elleriyle tırnak işareti yaparak doğum günü kutlamasında sevgilisinin onayladığı yorumu hatırlattı genç olan. "Hiçbir şey diyemez."
"Mhm, hala sinirlisin anlaşılan."
"Hiç de bile. Hatta kayıt altına alalım hoşuna bile gidebilir."
"Öyle bir şey olmayacak." dedi Beomgyu kaşlarını çatarak. "Beni sürekli birileriyle öpüşmeye zorlaman yeterince tuhaf zaten."
Kai duyduğu söze kıkırdayarak karşılık verirken arkadaşının düşünceli çehresini izliyordu.
Beomgyu işleri uzatmak istemediğinden arkadaşının yüzünü yavaşça elleri arasına alarak minik bir öpücük kondurdu. Birkaç saniye öpüşmeye devam ettikten sonra beklediği heyecan, karıncalanma ve elektriklenmeyi hissetmeyince dudaklarını ayırıp Kai'nin alnına minik bir öpücük daha kondurdu.
"Gördün mü? Geçen gece de olması gereken şey buydu, hiçbir şey yani."
"Hey!"
Beomgyu kıkırdayarak kaşlarını çatan gence cevap verdi. "Şaka yapıyorum. İyi öpüşüyorsun, Soobin hyung şanslı biri."
"Teşekkür ederim hyung." dedi Kai yüzündeki utangaç gülümsemeyle. "Umarım aklındaki soru işaretleri için yardımcı olabilmişimdir."
Beomgyu derince iç çekti. Soru işaretleri, zaman geçtikçe çoğalıyordu.
hehe yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.. ben de hazır hızımı almışken yan çifti beomjun olan çok tatlış bi sookai çevirisi yapmayı düşünüyorum ilgilenirseniz diye reklamımı da yapayım :3
ayrıca diğer bölüm biraz yetişkin içeriğe sahip olabilir, yaşı tutmayanlar ya da rahatsız olacak olanlar varsa bir sonraki bölüme kadar bekleyebilir, öptüm hepinizi <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
senses | beomjun
FanfictionKai'nin doğum günü için tek dileği, yakın arkadaşlar Beomgyu ve Yeonjun'un öpüşmesiydi. beomjun - yeongyu side sookai