2.Bölüm

99 4 0
                                    

Bana karşı negatif olan 3 prense, birkaç kalleş lordun beni gambazlaması ve prenslerin bana bu konuda ikaz dahi etmeden vampir prenslerinin başkanı olan John Daven a iletmesi sonucu idam edilip edilmeyeceğim kararı oylamaya açılmıştı. İdam cezası için gerekli olan 8 lordun oyu sağlanmış ve oylamadan 20 dk sonra odama 2 görevli gelmişti. Görevliler beni odamdan almış ve kararın bana açıklanacağı prens odasına doğru götürüyorlardı. Yaşım çok ileriydi. Pek çok vampir benimle ilk tanıştığında prens zannediyor. Aslında prens işlerinin bana sıkıcı gelmesi ve özgür ruhum dolayısıyla prens adayıyken adaylıktan vazgeçtim. Baş prensimiz benden 2 asırcık büyüktü. Belkide kalede tarihi önemseyen tek vampir bendim. Bu arada klanımız coğrafi olarak Avrupa'nın ortalarında bir kalede kurulmuştu. Şu anki baş prens John Daven ise klanın 2. prensiydi. Tarih olarak net bişi diyemeyeceğim ancak Kanuni Sultân Süleyman öleli 1(1567) sene olmuştu. Sizlere buralara nasıl geldiğimden, Buhara sokaklarında vampir kalesine nasıl geldiğimden bahsetmek isterim. Gazne devletinin kurulmasından  yaklaşık 5 yaz önce doğmuşum (956). Ailemin durumu ne iyi nede kötüydü. Babam demirciydi. Aynı zamanda acemi askerlere kılıç kullanmayı, at binmeyi ve ok atmayı öğretirdi. Babamın savaş aletlerini kullanmadaki ustalığı sayesinde çok küçük yaşlarda eğitim almaya başladım. 17 yaşıma geldiğimde tavsiye üzerine orduya alındım.  Babamın bana verdiği eğitimler, ordu içindeki diğer askerlerin arasında parlamama sebeb olmuştu. Askerler arasında çok sevilir olmuştum. 18 yaşımda iken Buhara kentinin zengin tüccarlarından birinin kızına aşık oldum.  Kızı ilk sokakta görmüştüm. O sıralar herhangi bi savaş yoktu o yüzden ordu çokta sıkı değildi. Bölük başımızın ricası üzerine kent pazarına indim. Bölük başım benden, eşine verilecek bir hediye için pazardan kadife kumaş almamı istedi. Kadife kumaşların satıldığı bir tezgahta, satıcı ile peygamber sünnetidir diye pazarlığa tutuşmuştum. Bu sırada bir hanım yardım istiyordu.

Yardım İsteyen Hanım : İmdat!!!  Yardım edin!! Hırsız vaaarr!!

Ben : Dayı, hemen geliyorum satma başkasına.

Yardım isteyen hanımın yanına vardığımda...

Ben : Ne tarafa gitti?

Yardım İsteyen Hanım : Ş ş şu tarafa doğru gitti.

O tarafa doğru yöneldiğimde şüpheli bir şekilde kaçan birini gördüm ve peşine takıldım.

Ben : Hey! Sen dur hemen!

Adamı ara bir sokakta yakaladım. Arkasından geldiğimi görünce ve kaçacak bir yerinin olmadığını anlayınca hemen kılıcını kınından çekti. Ufak bi boğuşmadan sonra adamın kadından çaldığı eşyaları geri aldım. Koşa koşa eşyaların sahibinin yanına gittim. Işte o sırada kadının yüzünü görünce elim ayağıma dolaştı.

Ben : B b buyrun hanımefendi. E e eşyalarınızı hırsızdan geri aldım. Emrinize ama-...

Yardım  İsteyen Hanım : İyide bu benim eşyalarım değilki. Benim eşyalarım başkaydı bunlar başkasının olmalı.

Tam bu sırada bi kadın yanımıza yaklaştı ve...

Kadın : Çok sağolasın beyim. Daha hırsız var diyemeden eşyalarımı geri almışsınız. Allah Razı olsun beyim.

Ben : Hay Allah. Buyrun.

Kıpkırmızı olmuştum. Resmen rezil olmuştum ama bu sırada yakın bir dostum, asıl yakalamaya çalıştığım hırsızı yakalamış ve kucağında aşık olduğum kızın tarif ettiği eşyaları getiriyordu. Allah tan daha o kızla konuşamadan eşyaları elinden kaptım ve...

Ben : Onlar sizin olmayabilir ama belki de bunlar sizindir hanımefendi?

Kız ( Hanımefendi -  Yardım  İsteyen Hanım)  : Aaa ama ama nasıl olabilir ki? Aynı anda? Çok teşekkür ederim beyefendi.

Ben : Eşyalar ağır gibi tek başınıza nasıl taşırsınınız?

Kız : Aaaa gerçekten keşke biri bana yardım etse. Şöyle güçlü biri lazım. Off nereden bulacam ki böyle birini ben şimdi?

Ben : İsterseniz yardımcı olabilirim hanımefendi.

Kız : Çok teşekkür ederim beyefendi.


Yolda kız ile neler konuşacaklar? Ömer kız yüzünden alamadığı kumaşın hesabını verebilecek mi? Hepsi ve daha fazlası 3. Bölümde.

Esen kalın.


BUHARALI VAMPİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin