hep kaybettim

781 115 73
                                    

Tüm bunların üzerinden beş yıl geçti.

O gece yine hata yapıp uyuyakalmıştım ve uyurken kollarımda olan Jisung sabah uyandığımda yoktu.

Gece tekrar geleceğini düşünüp onun için alışveriş yapmıştım. Geceler boyu hep konuştuğumuzdan az çok neyi sevip sevmediğini artık biliyordum.

Sabaha kadar uyumayıp gelmesini bekledim.

Ama gelmedi.

Başına bir şey mi gelmişti, ne olmuştu bilmiyordum.

Onun hakkında bir şeyler bildiğimi sanarken aslında hiçbir şey bilmediğimi fark etmiştim.

Jisung bana özellikle hep boş şeylerden bahsetmişti.

En sevdiği filmi bilirdim, en sevdiği kitap serisini, en nefret ettiği yiyeceği, tuttuğu takımı...

Ama ona nasıl ulaşacağımı bilmiyordum. Hep bana gelen oydu ve o gün olduğu gibi bir gece bana gelmezse ona nasıl ulaşırdım hiçbir fikrim yoktu.

Ulaşamadım da.

Sonraki gece bir daha onu bekledim. Yine gelmedi.

Her gece bekledim onu. Bir süre sonra gelmeyeceğini anlasam da beklemekten vazgeçmedim.

İlk başlarda ona kızmıştım beni bıraktığı için. Ama sonra ona ne olduğunu bilmediğimi anladım. Belki hayatta bile değildi.

Yine ve yine hiçbir şey bilmiyordum.

---

O günden itibaren normalde evden hiç çıkmayan ben, her gün dışarı çıkıp boş boş sokaklarda gezinmiştim. Belki onu görürüm umuduyla.

Nerede olduğunu bilmediğimden her gün farklı bir yere gitmiş orada dolanmıştım.

Beş yıl boyunca her gün... Yine de bir kere bile göremedim onu.

Belki de Jisung sadece bir hayaletti. Ya da tamamen benim hayal ürünüm. Ama bu ihtimal de çok canımı sıkmıştı.

Gerçek olmalıydı. Her şey bir rüyadan ibaret olamazdı.

---

Şu an kalem elimde boş sayfayla bakışırken kalem tutmayı bile unuttuğumu fark ediyorum. Neden bilmiyorum. Yazasım, çizesim gelmiyor.

Ve beş yıl önce fark etmem gereken şeyi fark ediyorum.

Eskiden yazdığım sayfalardan biri yoktu, yırtılmıştı. Evime kimse girmediğinden tek seçenek Jisung'un almış olmasıydı.

Olmayan sayfanın bir önündeki ve arkasındaki yazılanlara bakıp o sayfaya ne yazdığımı hatırlamaya çalıştım. Tabii ki başaramadım.

O kadar hafızam yoktu. Zeki bir insan da değildim. Tek yaptığım boş yazılar yazmaktı. Jisung da bunlardan birini kendine almıştı.

O sayfada ne yazdığını deli gibi merak ediyordum.

Sinirle defteri duvara fırlattım. Zaten eski olan defter duvara çarpınca kapağından tamamen ayrıldı.

Jisung'un -eğer hala yaşıyorsa- beni hatırlayacak bir şeyi vardı ama benim ona dair hiçbir şeyim yoktu.

Tanrım! Yaşamıyor olması ihtimali canımı öyle yakıyor ki. Kalbimi içimden söküp atmak istiyordum. Eminim o halde daha az canım acırdı.

Onu hatırlamalıydım. Benden ne aldığını bilmeliydim.

Ya da artık onu bulmalıydım.

~ SON ~





aklıma çok aniden gelen bir kurguydu ve en çok uyan çiftin binsung olacağını düşündüm umarım beğenmişsinizdir🥺

Beş // BINSUNG ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin