Bacaklarıma biraz daha kuvvet uygulayıp, hızımı yavaşlattığım 'da sahilde ki yürüyüşüm kimse tarafından dikkat çekmiyordu. Etrafın sessizliği havadaki kuşlarıda etkilemiş olsa gerekti ki sesleri durulmuştu. Denizin kokusu buram buram burnumu doldururken başımı yerden ayırdığım da aklıma bugünün Pazar günü olduğu ve sıkıcı hayatımın sıradanlığında tekrardan boğulma günü diye tabirlesek daha doğru olurdu.
Adımlarımı sahile yakın olan evimize yönlendirdiğimde eve dönme vaktinin gelmiş olması içime bir sıkıntı irdelemişti. Alnımdaki terleri elimin tersiyle geriye ittiğimde içime yorulmanın verdiği derin bir nefes çekmiştim. Caddeye çıktığımda, sahilden uzaklaşmış , sıralı olan lüks ve para kokan villaların önünden geçiyordum. Gerçi bizim evimiz de bu para kokan lüks evlerden olsa da zenginliğin bir hayat feslefesi olmadığını bilen insanlardandım.
18 yaşımın bitmesine yakın olan aylar 19 ' uma adım atmama sebep olacak üniversite hayatımın ilk filizlerine el sallamama neden olacaktı. Bu benim sevinmeme neden açmıyordu çünkü hayatımda belirlediğim pek bir şey yoktu. Mesela tek bir hedefim vardı Mimar olabilmek, galiba evler dekorasyonlar dikkatimi çekiyor olsa gerekti. Lise son sınıf olarak oldukça yoğun bir tempoya sahiptim. EV ve okul arasında mekik dokuyor, ve oldukça sakin nefes alan hayatıma her gün merhaba diyordum.
Evin önüne geldiğimde nefes nefese kalmış bir halde büyük siyah demir kapıyı ileriye ittirip, iki katlı beyaz gösteriş akan evin kapısının önüne gelmiş anahtarla evin kapısını açmaya koyulmuştum. Kapıyı açıp evin içine girdiğimde evdekileri uyandırmamaya çalışarak mutfaktan gelen yemek kokularıyla adımlarımı oraya yönlendirmiştim. Ablam , annem ve babam uyanmadıklarına göre Zehra teyze yine döktürüyordu.
Mutfakta kahvaltı hazırlayan Zehra teyzenin yanağına sulu bir öpücük kondurduğum'da sırıtmış ve işine geri dönmüştü. Zehra teyze bizim çalışanımız dı yıllardır bu evdeydi ve ona bağlanmamak elde değildi.
" Bizimkiler hala uyanmadılar mı ?. Uyurken ölmelerinden çok korkuyorum." dediğimde Zehra teyze kahkaha atmış bense kocaman sırıtmıştım.
" Hayır kızım uyanmadılar, ama uyanırlar birazdan. Sen git şimdi bir duş al belli ki yürüyüşten geliyorsun, hem bu kadar enerji dolu olman bu aileye çekmediğin anlamına geliyor." demiş ve yine gülmüştü. Bu aileye tek benzemediğim yön sabahları erken ve dinamik kalkmamdan kaynaklanıyordu.
" Tamam Zehra tonton." dediğimde sırıtıyordum. Kızdığını bildiren bakışlarını bana attığında sırıtarak karşılık verip, hızlıca üst kata odama çıkmıştım. Odamın duvarları en açık sarı tonuyla harmalanmış bir haldeyken tavan bordonun en koyu tonuyla boyanmıştı. Oda sade ama tertipli bir haldeyken içimde içerlenen ve gittikçe büyüyen sıkıntıya gözlerimi kısmıştım. Her mutlu zamanımda her gülümsediğim anda beynimi kurcalayan bir sayfa doluydu hemde lekeli bir sayfa sebepsiz yere mutlu olduğum zamanda bile mutluluğu tam yaşayamıyordum.
On dakikalık bir duşun ardından hızlıca üzerime salaş beyaz bir elbise giydiğimde, saçlarımı kurutmuş ve ayağıma babetlerimi giymiştim. Büyük boy aynasının önüne geçtiğimde zayıf aynı zamanda rahatsızlık vermeyen bedenim ve koyu kestane saçlarımın göğüslerimin hemen üzerine dalgalı bir şekilde dağılması beyaz elbiseye renk katmıştı. Gözlerim mavinin en koyu ton rengiyken yüzüm oldukça solgun ve çekilmez bir sadelikteydi.
Makyaj masasına oturduğum da gözlerime hızlıca siyah 'ın en açık tonlarını kullanıp hafif bir makyaj yaptığımda ayağa kalkıp telefonumu elime almıştım. Berilden 20 adet mesaj vardı ve hepside aynı mesajdı.
" İzgi ,Sahile inerken almadığın telefonu senin kafanda patlatacağım.Bu arada ben çok açım ya bizimkiler evde yok ya beni uyandırmadan kaçmışlar , sizde yemek varmı ? ." Mesaj bundan ibaretti. Evet telefonumu evde unutmuştum. Çünkü sahilde hiç bir irtibatım olmasını istemediğim için yanımda taşımazdım. Berilin aç olması nadir görülen bir şeydi. Çoğu zaman yemek yemezdi yese bile az ve öz yer beni kendisine hayran bıraktırırdı. Mesaj yazmaya başlamışken bu deli kızla senelerdir komşu olup aynı zamanda arkadaş olmamız beni her zaman gülümsetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZGİ
Teen FictionMükemmel hayatlar vardır Mükemmel olmayanlar ile kıyaslanır İyi insanlar vardır ve her zaman kötüler ile kıyaslanır Şizofren denecek kadar deli bir adam ile mükemmel bir kızın hikayesi İyi ve kötü değil bu, hayatın kötü olduğu bir hikaye Bardakta ki...