Sabah olmuştu. Cemre uyanmamıştı. Annesi odaya girdi. Cemre hadi kalk kızım okula geç kalıyorsun dedi. Ama Cemre'den hiç bir ses yoktu. Annesi yorganı kaldırdı ve Cemre'nin yüzünün kızardığını gördü.
Cemre; Üşüyorum anne kapat dedi.
Annesi hemen elini alnına koymuştu. Cemre ateşler içinde yanıyordu. Havale geçiriyordu resmen. Annesi hemen sirkeli su yapıp bezle kafasına koydu ama fayda etmiyordu. Ateşini gittikçe yükseliyordu. Hastaneye götürmeliyiz seni dedi annesi.
Cemre; Hayır anne ya bir şeyim yok uyuyayım geçer.
Banu Hanım; Hayır kızım olmaz ateşin gittikçe yükseliyor. Havale geçirirsin Allah korusun. Hadi konuşma daha yorma kendini kalkmaya çalış.
Cemre'nin konuşmaya bile takati yoktu. Gözleri kapanıyordu.Hastaneye gelmişlerdi. Doktor bey Cemre'nin ateşini ölçüp hemen acil servise götürün ateşi çok yüksek düşürmezsek havale geçirebilir.
Cemre'yi hemen acil servise götürmüşlerdi. Ateşini düşürmeye çalışıyorlardı. Bir kolunda serum alnında ıslak bez dizlerinde kollarında her yerine ıslak bezler koymuştu hemşireler. Ama ateşi düşmüyordu. Hatta gittikçe artıyordu. Hemşireler ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Doktoru çağırın diye bağırdı bir hemşire. Doktor odadan içeri girip Cemre'nin ateşini ölçmüştü tekrar. 38.8 çıkmıştı. Düşmezse havale geçirecek dedi hemşirelere bakarak. Bir anda bütün hemşireler doktorlar Cemre'nin olduğu odaya doluşmuşlardı. Hepsi bir yandan ıslak bezleri alnına dizine kollarına koyuyorlardı. Ateşi hafiften düşmeye başlamıştı. Ama hala riskliydi. İyice düşmeden rahat edemeyeceklerdi. Sürekli serum veriyorlardı.Ateşi sonunda düşmüştü 36.1 olmuştu. Hala küçük de olsa bir risk vardı. Ama şimdilik durumu iyiydi. Doktorlar ve hemşireler odadan çıkmışlardı. Oda da bir tek Cemre ve annesi kalmıştı. Saat 15.30'a geliyordu.
Birden Cemre'nin telefonu çalmıştı. Annesi evden çıkarken çantasına atmıştı telefonu.
Banu Hanım telefona cevap vermişti. Arayan Denizdi.
Banu Hanım; Alo!
Deniz; Alo Cemre nerdesin seni çok merak ettim. Okula da gelmedin bugün iyi misin?
Banu Hanım; Çocuğum ben Cemre'nin annesi Cemre çok hastalandı. Ateşi çok yükseldi. Biz de hastaneye getirdik. Şuan uyuyor. Bu arada sen kimsin?
Deniz; Ne Cemre iyi mi bir şeyi yok demi?
Banu Hanım; Merak etme düştü ateşi şimdi de uyuyor. Serum verdiler.
Deniz; Hangi hastanedesiniz? Ben gelip göreyim Cemre'yi.
Banu Hanım;
Bu hastanedeyiz. Ama gelme içeri almıyorlar.
Deniz; Ben bir yolunu bulurum. Cemre'yi bu haldeyken yalnız bırakamam.
Banu Hanım; Tamam çocuğum sen bilirsin.
Deniz yola çıkmıştı.
Hastanenin önüne gelmişti. Kaldığı odanın numarasını öğrenip hemen asansöre bindi. Cemre'nin kaldığı odanın kapısını çaldı.
Banu Hanım; Girin.
Deniz; Merhaba efendim. Ben Deniz. Telefonda konuşmuştuk.
Banu Hanım; Tamam Denizcim gel içeri.
Deniz içeri girmişti.
Banu Hanım; Ben bir su alıp gelicem. Sen bir şey ister misin evladım.
Deniz; Hayır teyzecim. Teşekkür ederim.
Banu Hanım odadan çıkmıştı. Deniz Cemre'nin yanına doğru gelip elinden tutmuştu. Cemre hafiften gözlerini açmıştı. Deniz'i karşısında görünce çok şaşırmıştı. Konuşmaya çalışıyordu.
Cemre; Deniz senin burada ne işin var?
Deniz; Sen okula gelmeyince aradım. Annen açtı. Hastalandığını ve hastanede olduğunuzu söyledi bende geldim. Ama sen kendini yorma uyu sonra konuşuruz.
Cemre; Tamam.
Akşam olmuştu. Deniz hala evine gitmemişti. Cemre'nin başında bekliyordu. Ne yemek yiyordu ne de su içiyordu. Sadece Cemre'ye bakıyordu.
Banu Hanım; Deniz evladım. Saat geç oldu sen artık eve git annen merak eder.
Deniz; Haber verdim teyzecim. Ama sorun olmazsa ben bu gece burada kalabilir miyim? Cemre'yi yalnız bırakmak istemiyorum da...
Banu Hanım; Git desem de gitmeyeceksin zaten. Peki tamam kal o zaman.
Deniz; Teşekkürler.
Banu Hanım; Koltukta mı uyuyacaksın?
Deniz; Ben sandalye de otururum uykum yok. Cemre gece uyanır falan uyumam ben. Siz yanda ki yatakta uyuyabilirsiniz.
Banu Hanım; Olmaz öyle sana bir yer yapalım uykun gelirse uyursun.
Deniz; Peki tamam.
Koltuğu açıp bir yatak sarmışlardı. Deniz sandalye de oturuyordu. Cemre hala uyuyordu.
Banu Hanım; Deniz biraz konuşalım mı?
Deniz; Tabi teyzecim buyrun dinliyorum.
Banu Hanım; Bak çocuğum ben seni ikk defa görüyorum. Kimsin sen Cemre'yle ne zamandır beri tanışıyorsunuz. Nerden tanışıyorsunuz?
Deniz; Biz aynı sınıftayız Cemre'yle. Arkadaşız yani.
Banu Hanım; Bu arkadaşlığın ötesinde sanki biraz. Sen Cemre'yi seviyor musun?
Deniz; Ee şey
Banu Hanım; Merak etme aramız da kalıcak.
Deniz; Aslında daha yeni tanıştık. Ama ona bir şey olmasından çok korkuyorum. Hastalandığını duyunca kalbim yerinden çıktı sanki. Hep onu düşünüyorum. Bir dakika bile onu düşünmeden yapamıyorum. Sizce bu ne?
Banu Hanım; Ben sana söyliyim yavrum. Sen aşık olmuşsun. Ondan bunlar. Peki Cemre'de seni seviyor mu? Yani o da sana aşık mı?
Deniz; Emin olun onu hiç bilmiyorum...
Banu Hanım; Ben seni sevdim Denizcim sana güveniyorum da. Kızımı üzmeyeceksin bunu da biliyorum. O yüzden bu konuları sana bırakıyorum. Ama sana bir anne tavsiyesi. Cemre böyle şeylere alışkın değil. Yani sevgili aşk olaylarına hiç girmedi. Bilmez pek. Sen sabırlı ve sevgili olursan çok güzel şeyler olur zaten.
Deniz; Bunları bilmeniz beni çok mutlu etti. Güzel şeyler olacak inanıyorum...