YETİM -1-

489 35 14
                                    

Hizmetlinin söyledikleri aklımda yankılanıyordu.

Baban seni almaya geldi.

Baban seni almaya geldi.

Baban seni almaya geldi.

Ben kendimi bir ailem olmadığını inandırmıştım. Gerçekten bu söylediği üzerine küçük dilimi yutmuştum.

''Hadisene !'' diye birden bağıran hizmetli yerimden sıçramama neden oldu. ''Babam mı ?'' dedim kısık bir sesle. ''Evet! Hadi'' eğer hareket etmezsem dayak yeme ihtimalim yüksekti.

Aslında yanıma alacak hiçbir şeyim yoktu. Burada telefonum filan yok. Burada hiçbir şeyim yok. Giydiğim siyah bacaklarıma yapışan pantolona ve üzerimdeki tişörte baktım. Ceketimi giyip kapıdan dışarı çıktım.

Hizmetli kolumu sıkıca sıkıp sürüklemeye başladı. İçimde hem korku hem de heyecan vardı. Bir yerde durduğumuzda benden boyu küçük olan hizmetli kolumu bıraktı. Diğer elim refklesk olarak sıktığı yeri okşadı.

Karşıma baktığımda acayip genç bir adamın bana baktığını gördüm. Bu kimdi ki ? danışmanın orada duruyordu. Ve gerçekten çok ciddi derecede yakışıklıydı.

Bi ara buraya bakıp tekrar danışmaya döndü fakat gözlerini büyütüp tekrar bana baktı. Danışma beni gösterince genç adam bana doğru yürümeye başladı.

Hadi canım artık. Bana sen erkeksin deseler buna inanırım ama bu adamın babam olduğuna inanmak zor. Hem bunca yıl neredeydi ? hem niye bu kadar genç ? aklımda binlerce soru varken tam karşımda durdu.

Aramızda hafif boy farkı vardı. Başımı hafif kaldırıp ona baktım. Küçük bir tebessüm edip eski halina döndü. Tebessüm edişi bile mükemmelken gülünceki hali.. hala bu adamın baban olduğuna inanmıyorum.

Elimi tutup beni dışarı çıkarmaya başladı. Ben kaç yıldan sonra ilk defa dışarı çıkmıştım. Yetimhanede ben dışarıda kötü şeyler olduğunu söylerler. Yetimhane güvenliymiş ama dışarısı kötüymüş. Yıllarca

bunlarla avutuldum ben. Ama gerçek şu ki dışarısı ne kadar kötü olursa olsun bir o kadar da güzel.

Rüzgar tenime vurunca hafif bir titreme olmuştu vücudumda. Karşımızda siyah bir o kadar da lüks bir araba vardı. Beni arabaya daha çok sürükleyip ön kapıyı açtı. İçerisine oturup ellerimi birbirine sürtüp ısınmaya çalıştım.

O'da arabanın çevresinden dolaşıp sürücü koltuğuna geçti. Bana bir gözüp atıp arabayı çalıştırdı ve klimayı açtı. Daha hiç tanımadığım bir adamın bunu yapması neden se hoşuma gitmişti.

Senin için değil kendi içinse ? belki o da üşümüştür ?

Bazen bu iç sesler nasıl benim iç sesim olduğunu çözemiyorum. Her ortamın içine etmek için varlar sanki. İki dakika mutlu olmuşum çok mu gördün bana ? hepsi lanet bir ses. Ama hepsinin söyledikleri doğru.

Eee dost acı söylermiş ??

Kes sesini seni kaltak. İç sesimden nefret ediyorum ve onunla sürekli kavga ediyoruz. İç sesimi boş verip kafamı yanımda cazibeliğe adadım. Yandan bile çok güzel. Bir de bana bak. Çok çirkinim. Ama o çok yakışıklı ve babam olması biraz zor değil mi ?

Afallayıp gözlerimi saçlarına çevirdim. Açık kahverengi rampa saçlar ? portakal renginde kalın dudaklar ? bu adam nasıl bu genç yaşta benim gibi bir kıza sahip olabilir ? hadi bilim adamları bunuda açıklayın ? bir babadan daha çok bir abi gibi.

Ben onu incelmeye devam ederken kadife sesi doldurdu kulaklarımı. ''Adın ne ?'' Sesi bile büyüleyici. Çok garip değil mi ? babam ama adımı bilmiyor. Bende onu bilmiyorum.

YETİM(Justin Bieber FanFic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin