3

1.6K 158 192
                                    





🕊
Ooh, you're taking up a fraction of my mind
🕊


Chan

Dudağımı dişleyerek gelen mesaja bakarken yanlış görmeyi diledim. Tanrım bu gerçek olamazdı değil mi? Felix ve Hyunjin'in çekimlerine aşık olan bir kıyafet markası ikisini çekim için çağırmıştı. Sıkıntı çağırmaları değildi yanlış anlaşılma olmasın, sıkıntı çekimlerin Japonya'da olmasıydı.

Sinirle tableti kapayıp telefonu elime aldım. Bay Yun'u aramak için rehbere girdim. Bir iki çalıştan sonra yaşlı adamın sesi kulaklarıma doldu.

"Efendim Chan?"
"Bay Yun. Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama.. ben Japonya'da ki çekimler için aradım."
"Ee?"

"Felix'in bu çekimleri istemediğini söylemek istedim." Üzgünüm Felix ama oraya ikinizi tek gönderemezdim.
"Anladım. Felix ile konuşmam için yarın çekimden önce onu yanıma getir."
"Ama Efendim.."
"Getir dedim! Şimdi izin ver uykuma geri döneyim."

Telefon yüzüme kapandığında ne bok yediğimi düşünüyordum. Saate baktığım da sabahın yedisi olduğunu görünce dudağımı sarkıtıp ayağa kalktım. Tableti elime alıp odadan yavaş adımlar ile çıkıp salona girdim. Felix'i koltuka büzülmüş uyuduğunu görünce gülümseyip koltuğun kenarındaki pikeyi elime alıp üstüne örttüm. Uzanıp alnına öpücük koyup tekli koltuğa kendimi bıraktım.

Tabletten gelen mail'i tekrar okurken dişlerimi sıktım. İstedikleri kıyafetlere bakarken bir kaçının Felix'in üstünde hayal edince bir şeyler hareketlenmişti. Ne olduğunu tahmin edebiliyorsunuz herhalde? Fotoğraflara bakarken gördüğüm iç çamaşırları ile duraksadım. Siktir. Hayır, hayır. Buna kesinlikle engel olmalıydım.

"Chan Hyung?" Felix'in uyku mahmuru kalınlaşmış sesi ile bana seslendiğinde gözlerimi tabletten çekip Felix'e çevirdim. Güzel yüzü uyuduğu için şişmiş ve dudakları olduğundan daha kırmızı hale gelmişti. Camdan vuran güneş güzelliğine güzellik katarken kısık gözlerine diktim gözlerimi. "Güzelim?" Hafifçe doğrulup saçlarını arkaya doğru atıp bana gülümsedi. "Neden uyumuyorsun? Saat çok erken değil mi?" Başımı iki yana sallayıp ayağa kalktım.

"Biraz daha uyu. Saat çok erken. Beni uyku tutmadı biraz hava alacağım." Felix'in cevap vermesini beklemeden hızla odadan çıktım. Biraz daha orada dursaydım kırmızı dolgun dudaklarına yapışmam an meselesiydi.

Balkon kapısını açıp dışarıya çıkıp kapıyı geri kapattım. Havuzunun kenarındaki hamağımıza ilerleyip uzandım ve manzarayı izlemeye başladım. Buranın manzarası çok güzeldi. Ah tabi Felix'imin gülüşüne asla değişmem ama cidden güzeldi.

Manzara bu hamağı istediğiniz yerde ve şekilde hayal edebilirsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Manzara bu hamağı istediğiniz yerde ve şekilde hayal edebilirsiniz.

Yanıma gelen adım sesleri ile gözümü manzaradan çekip gerçek manzarama çevirdim. Felix minik adımaları ile yanıma gelip izin ister gibi yüzüme bakmıştı. Gülümseyip başımı salladım ve kolumu kaldırıp yatması için diğer elimle işaret verdiğimde gülümseyip kolumun altına kıvrıldı. "Hyung?" "Efendim güzelim." "Neyin var? Bana artık bir şeyleri anlatmanın vakti gelemdi mi sence?"

Earned It  ~ChanLix~ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin