Keşif Gezisi

61 16 1
                                    

Nöbet dönüşü kendimi odama atıyorum. Gözlerimi tavana dikmiş zihnimin derinliklerinde kendimi dinlemeye koyuluyorum. Fakat zihnim daha önce hiç tanımadığım bir kişiye odaklanmıştı. Simon'a...

Topluluklar arasında halkların birbiriyle etkileşim kurması için her ay belirlenen belli günlerde tüm topluluklar Yörünge'nin merkezinde bir araya gelirler. Burda geçirilen birkaç saatlik toplanmalara nadiren katılırdım çünkü, kalabalık ortamlardan pek hoşlandığım söylenemezdi. En son iki ay önce Richard ile gitmiştim.

Fakat daha önce hiç tanımadığım bu kişi hakkında -Simon hakkında- zihnimin bir yerlerinde saklı kalan adını koyamadığım bir takım düşüncelerin var olduğunu olduğunu hissediyordum.

Bu kişinin zihnimin derinliklerinde yer almasına anlam veremiyorum. Zihnimde kayalara vurup köpüren dalgalar gibi aniden belirip kaybolan Simon'u düşünmeyi bırakıp yatağımdan kalkıp kendimi koridora atıyorum.

Boş koridorda duyulan tek ses attığım adımların çıkardığı ses oluyor. Loş ışıkta ilerlerken koridorun sonunda odasından çıkan Sofia ile karşılaşıyorum. Sofia, topluluğumuzun işlemci biriminde çalışıyor. Kısa kızıl saçlarının ona ayrı bir hava kattığını itiraf etmeliyim. Mavi gözlü, uzun boylu oldukça dikkat çeken topluluğumuzun en güzel kızlarından biri. Ayrıca Richard'ın ablası.

Göz göze gelince yüzünde beliren gülümseme ile bana doğru yaklaşıyor. "Anya, ben de yanına geliyordum Yörünge'de halletmem gereken işler var. Acil olarak çağrıldım fakat bugün Bay William benimle bir konu hakkında görüşmek istemişti. Ona biraz gecikeceğimi haber verilir misin?"
"Tabii ki..." diyerek başımı onaylıyorum. Sofia omzuma dokunup yüzünde beliren gülümsemesinin ardından koridoru aydınlatan loş ışıkta gözden kaybolup gidiyor.

Bu benim için iyi bir fırsattı. Babamla en son üç gün önce görüşebilmiştim. Kuralların bazen can sıkıcı taraflarının olduğunu söyleyebilirim. Fakat bunu ben seçmiştim. Babam topluluk lideri olduktan sonra görev yerimin değiştirilmesi teklif edilmişti ama ben görevimden memnun olduğum için kabul etmemiştim. Güvenlik biriminde olmanın; her an tetikte bekmenin bana güç veren bir yönü vardı sanki. Aldığımız zorlu eğitimler bizleri her türlü kötü durumlara karşı hazırlamıştı. Olmam gereken yer burasıydı. Burayı bırakamazdım, ruhumun hayat bulduğu yeri terk edemezdim. En heyecan verici yönü ise her yıl topluluklar arasında yapılan Güçler Çarpışması'na ilk defa katılacak olmamdı. Bir hafta sonra yapılacak bu yarışmayı geçen yıla kadar ekrandan izliyordum. 18 yaşına girmiş olmam bu yarışmaya katılmama hak sağlıyordu. Yıllardır beklediğim bu heyecan dolu anın yaklaşması bende tarif edemediğim birtakım hisler uyandırıyordu.

Babamı topluluk meclisinde yanında John ve Eva ile görüyorum. Yer yer beyazlaşan saçlarına ve ilerleyen yaşına rağmen babam hala güçlü ve kuvvetli biri.
John 60'li yaşlarında, saçları ve sakalları beyazlamış, solgun mavi gözleriyle hala topluluk için çalışan önemli biri. Eşi Eva ondan birkaç yaş küçük, hafif kilolu nazik bir kadın. Siyah saçları arasına düşen aklar ona farklı bir tarz katıyordu. Hararetli bir şekilde yaptıkları konuşma beni farkettiklerinde hemen kesiliyor.

Babamla göz göze gelince yüzünde beliren gülümseme eşliğinde ona doğru ilerliyorum. Hayattaki tek varlığım babamdı, ona sarılınca kendimi güvende ve her şeyden uzakta hissediyorum.

Sıkıca sarılıyorum babama. Her şey bir süreliğine de olsa siliniyor zihnimden... Babam başıma kondurduğu öpücük ile "Anya, tatlım seni çok özlemişim" diyor. "Ben de baba, ben de..." sesim oldukça ürkek çıkmıştı.
John ve Eva ile selamlaştıktan sonra babama Sofia'nın durumunu anlattım. Sorun olmayacağını söyledi.

YÖRÜNGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin