"Ah,uzaktan nazik görünen aşk,Nasıl da acımasız ve kaba denendiğinde..." ( Romeo ve Juliet / William Shakespeare )
Her şeyin bir zamanı vardı.
Her şeyin bir başlangıcı ve sonu olduğu gibi.
Hayatım boyunca kimsenin yaşamak istemeyeceği ama benim yaşamaya mahkum edildiğim hayatın bedelini ödeyerek yaşamıştım. Sürekli benim bir suçum olmamasına rağman yapılan hataların sorumlusu olmuş birçok bedel ödemiş ve sonunda asla olmak istemeyeceğim duygusuz ,kötü kalpli ve acımasız bir insana dönüşmüştüm.
Yaşamış ama yaşarken ölmüştüm.
Çığılıklar içinde yardım dilemiş ama en yakınımdaki insana bile sesimi duyuramamıştım.
Ya da ben öyle zannediyordum. Sesimi duyurmuş ama karşılık alamamıştım.
Annemin mezarının başında oturmuş bunları düşünürken yine duygusuzdum. Annemi yaklaşık bir ay önce kaybetmiştim ama birçok insana kıyasla üzgün değildim.Annemin varlığını hayatım boyunca hiç hissetmemiştim yokluğunu da aynı şekilde .Annem var mıydı? Yok muydu? Asla emin olamamıştım.Annem konusunda hep arafta kalmıştım.
Mezarın başından kalktım giydiğim mini eteği elimle silkeledim ve arabama doğru ilerledim.Topuklu çizmelerim çıkardığı ses dışında ses yoktu sakin ve huzurlu.Camları siyah film kaplama olan aracıma bindim ve başımdaki şalı yolcu koltuğundaki çantamın yanına koydum. Sakin bir şekilde arabayı çalıştırdım.
*
Yüzüme kendimden emin bir ifade yerleştirdim ve arabadan çıkıp karşımdaki büyük eve baktım.Kapıdaki korumaların dikkatini çektiğimi fark ettiğimde sakin bir şekilde onlara döndüm.
"Buyurun ? " içlerinden en uzun olanı diğerlerinden birkaç adım öne çıkarak soru dolu bakışlarını yüzüme çevirdi.
"Arda Bey ile görüşmem gereken acil bir konu var." acil kelimesine vurgu yaparak konuşmuş ve kendimi ifade etmiştim.Öne çıkan uzun boylu adam kafasını omzunun üzerinden arkaya çevirdi ve başıyla arkadaki diğer adama işaret verdi.Arkasındaki adam kulağındaki kulaklığa baş parmağı ile baskı uyguladığında evdeki görevlilere haber vereceğini anlamış ve bunu engellemek için harekete geçmiştim.
Önümde benden daha uzun olan adama yaklaşmış ve sert bir yumruk atmıştım.
"Acil olduğunu söylemiştim." arkadaki adam bana doğru gelince kolunu sert bir şekilde kavramış ve etrafında yarım tur döndürerek sırtına sert bir tekme geçirerek yere kapaklanmasını sağlamıştım.Uzun boylu adamın yerden kalktığını görünce hızlıca evin arka tarafına doğru koşmuş ve açık olan mutfak kapısından içeri girmiştim.Mutfaktaki hizmetliler bana korku dolu gözlerle baksada vakit kaybetmeden evin salonuna geçmiştim.