Multi Medyada Masal var :)
Genç kız, çatalıyla önündeki patatesi isteksizce ileri geri oynatırken arkadaşının söylediklerine dikkatini vermeye çalışıyordu. Her ne kadar onu içtenlikle sevse de ünlülerin aşk hayatlarının pek ilgi alanına girdiği söylenemezdi. Sahi, neden abartılırdı ki şu mankenler? Onlar da herkes gibi değil miydi sonuçta? Herkesin seni sevip sayması için illa etkileyici yüz hatlarının veya uzaktan sayılabilen baklavalarının, fazla derin kıvrımlarının mı olması gerekiyordu?
''Sen beni dinliyor musun?'' İrkilerek arkadaşına döndüğünde ona bakan mavi gözlerle karşılaştı. Gerçi neden mankenleri sorguluyordu ki? Yanı başında belki de hepsine taş çıkartabilecek bir kız duruyordu. Düz parlak sarı saçları, çoğu kişiyi kıskandırabilecek açık mavi gözleri ve herkesin imrenerek dönüp bir kez daha boydan boya süzdüğü fiziğiyle, Karahan Koleji'nin gözdesiydi en yakın arkadaşı. Peki, en yakın arkadaşı bu kadar tapılası biriyken kendisi nasıl böylesine gölgede kalabiliyordu? Ah, doğru ya... Onun sarı saçlar yerine açık kahve saçları, açık mavi gözler yerine sıradan kahve rengi gözleri ve mükemmel bir fizik yerine fazla kıvrımlı olmayan sıradan bir vücudu vardı.
Derin Soyalp her zaman göz kamaştıran kişiyken, Masal Aksu sadece Derin'in küçük sevimli arkadaşı rolündeydi. Bundan çoğu zaman rahatsız olmuyordu, ama her kız gibi o da biraz olsun ilgiye ihtiyaç duyuyordu. Tabii ki sevgilisi olmuştu, hem de oldukça yakışıklı bir çocuktu. Ama sorun da buydu işte, sadece 'yakışıklıydı'. Emir birçok kızın hayalindeki beyaz atlı prens adayı olabilirdi, ama gerçekte sıcakkanlılıktan çok, okuldaki konumu gereği her zaman fazla havalıydı. Gereğinden fazla flörtöz bir yapıya sahipti ve kızları etkileme konusunda üstüne yoktu.
''Evet, tabii ki seni dinliyorum,'' diyerek bıkkın bir şekilde çatalını tabağının kenarına bıraktı ve arkadaşına tamamıyla döndü.
''En son ne dedim?''
''Patrick Schwarzenegger'in yeni sevgilisi için bütün varlığından vazgeçtiğini,'' diye kendinden emin olamayarak mıırıldanırken en son hatırladığı şeyleri birleştirmeye çalıştı Masal. Neyse ki Derin'in bakışlarından, yanlış bir şey demediği belli oluyordu.
''Evet, inanabiliyor musun? Tam kırk dokuz buçuk milyon dolardan vazgeçti resmen!'' Derin kocaman açmış olduğu mavi gözlerini Masal'dan ayırmazken ondan herhangi bir tepki bekliyordu. Ama işin aslı şuydu ki ne Patrick, ne de kırk dokuz buçuk milyar arkadaşının umurunda değildi. Aslında biraz daha dikkatli bakınca arkadaşının bakışlarının kendisinde olmadığını anladı. Biçimli kaşlarını hafifçe çatarak yavaşça arkasına, Masal'ın neye baktığını anlamak istercesine döndü. Ve karşılaştığı şeyle çatılan kaşları yavaşça havalanırken yüzünde kendinden emin bir sırıtış belirdi. Kumral saçlı bir çocuk, arkadaşlarının dedikleri şeylere gülerken yemekhaneye yeni girmiş gibi görünüyordu. Hatta belki de bu okula bile yeni girmiş gibiydi. Herkesi isim olarak tanımasa da en azından sima olarak tanıyordu. Ve bu çocuğu daha önce görmediğine yemin edebilirdi.
Derin tekrar Masal'a döndüğünde genç kızın hafif çatılmış kaşlarla yemeğini didiklediğini gördü. Koluyla hafifçe onu dürttükten sonra masanın üstündeki tepsisini iki eliyle kavradı.
''Hadi, kalkalım.'' Masal, bu iki kelimeyi bekliyormuşçasına tepsisini kavrayıp ayağa kalkarak Derin'in kalkmasını izledi. Derin, yavaş hareketlerle ayağa kalktıktan sonra iki eliyle kavramış olduğu tepsisini de beraberinde götürerek yanındaki Masal'la birlikte ilerlemeye başladı. Masal'ın bakışları dalgın, yüzü ifadesizdi. Neden bilmiyordu ama aklı hala az önce gördüğü kumral saçlı çocuktaydı. Ki çocuğun, biraz ilerisinde olması da onun hakkındaki düşüncelerinin silinmesinde pek yardımcı olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Uzak Dur (Devam Etmeyecek)
Teen FictionHayatınız boyunca hiçbir erkeğe karşı tam anlamıyla bağlanamadığınızı, sevemediğinizi düşünün. Ya da en basitinden âşık olamadığınızı. Ve belki de ileride bile âşık olmayacağınızdan emin olduğunuzu bir düşünün. En yakın arkadaşınız adeta bir kraliçe...