Üçüncü Bölüm

228 8 2
                                    

Arkadaslar işte yeni bölümümüz. Büyük ihtimalle dördüncü bölümü çok merak edeceksiniz ama üzgünüz. Bu arada kitabı o kadar çok gören kişi olmasına rağmen çok az yorum var. Sizden tek ricamız nasıl kitaplardan hoşlanırsınız ve kitabın nasıl devam etmesini istediğinizi bize yorumlarla söylemeniz. Sizi seviyoruz. Iyi okumalar...

Kelimenin tam anlamıyla şoka uğramıştım. Dün Eylül'le mağazada gördüğümüz meteor kılıklı çocuk karşımda duruyordu. Artık nasıl baktıysam çocuk bana bakarak gülümsedi

"Merhaba,sizi hatırladım. Dün mağazaya gelmiştiniz bu arada dün tanışmaya fırsatımız olmamıştı ben Yağız"

"Ah evet bende Gizem tanıştığımıza memnun oldum" dedim. Daha sonra elimi uzattım.

"Bende" dedi. Sonra elini uzatarak, elimi sıktı. Bende önüme döndüm. Eylül yanımda pis pis sırıtıyordu. Daha sonra bana yaklaşarak

"Ooo eniştemiz de buradaymış" dedi. Bende bunu söylemesiyle koluna sertçe vurdum.

"Kızım saçmalama ne demek eniştemiz?"

"Sen kör oldun galiba çocuğun sana nasıl baktığını görmedin mi?" dedi. Bende "hadi dön önüne dön birazdan havalanacağız sonra başın falan döner" dedim gülerek. Böylece Eylül'de gülerek önüne döndü. Ve uçak havalandı...

*******

Yağız elimden tutmuş beni bir yere çekiştiriyordu. Birden bana döndü ve bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Kulağıma "seni seviyorum" diye fısıldadı. Ben de ona "Bende seni seviyorum" dedim. Sonra yüzümü avuçlarının içine aldı ve dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Bana gülümseyerek karşımda diz çöktü. Cebinden bir kutu çıkardı. Ve kutuyu açarak

"Benimle evlenir misin?" diye sordu.

"Evet evet evet" dedim tam Yağız'a sarılıyordum ki şiddetli bir şekilde sarsıldığımı hissettim. Ne oluyor be!?!?!?

"Gizeeemmm uyaaaannn!!!" diye bağırıyordu karşımda Eylül.

"Tamam be tamam uyandık" dedim hemen.

"Ne gördün rüyanda birşeyler sayıklıyordun?" dedi.

"Ne görücem ya saçma sapan bir şey" dedim. İçimden "Allah'ım lütfen birşey anlamış olmasın" diye yalvarıyordum.

"Hmm" dedi imalı bir şekilde Eylül. Onunla daha fazla ugraşmak istemediğim için çantamdan telefonumu ve kulaklığımı çıkardım ve idolüm Taylor Swift'in Blank Space şarkısını açtım. Biraz zaman geçtikten sonra yanımıza bayan bir hostes geldi ve yemeklerimizi koydu. Spagetti, Kekikli tavuk ve salata. Menüyü begenmistik. Eylül ile beraber hemen yemeklere gömüldük. Sonra yakınımızdaki bir hostese ne zaman varacağımızı sordum. Kadın bana ne kadar da sabırsızsın der gibi bir bakış attı ve daha sonra

"Neredeyse bir buçuk saat var" dedi. Of daha çok vardı. Ama ne yapalım bekleyecektik. O sırada uçak birden sallandı. Oha ne oluyor be !!! Herkes hemen endişelendi. Bağıranlar, ağlayan çocuklar... Eylül'de bana korku ve endişe ile bakarak

"Ne oldu ya" diye sordu.

"Ben ne bileyim ya pilot muyum ben?" O sırada pilotun sesi duyuldu

"Sevgili yolcular, lütfen endişelenmeyiniz. Küçük bir sarsıntı oldu ama şimdi bir sorun yok. Iyi yolculuklar..." Sanırım Eylül çok korkmuştu hemen bana sarıldı aslında bende çok korkmuştum ama belli etmedim. Kalbi çok hızlı atıyordu

"Eylül sakin olur musun canım ya bak yok birsey"

"Ne bileyim kızım ya çok korktum işte" ona bir bardak su verdim ve rahatlatmaya çalıştım. Bu sırada uçakta atıştırmalık servisi yapılıyordu. Biz Eylül ile beraber birer tane Nescafe ve kek almıştık. Eylül ile keklerimizi bitirdikten sonra biraz sohbet ettik.

"Acaba Italya nasıl bir yer?" diye sordu Eylül.

"Gidince göreceğiz" diye karşılık verdim. Aslında pek umursamasam bile bende Italya'yı merak ediyorum. Biraz daha sohbet ettikten sonra Eylül uykuya daldı, bende kulaklığımı kulağıma taktım ve uzun zamandır okumadığım kitabımı okumaya devam ettim. Bir süre sonra uçak tekrar şiddetli bir şekilde sarsıldı. Ama bu sefer ki sarsıntı ilk öncekinden daha şiddetliydi. Tabi bu sarsıntı hissedilince Eylül kabus görmüş gibi uyandı. Ama bu sefer bende korktuğum için pek bir sey söylemedim. Ve hoparlörden tekrar pilotun o rahat sesi duyuldu. "Sevgili yolcular..! Sizden çok özür dileriz fakat uçakta bir sorun tespit ettik. Bu yüzden uçağımız rötarlı bir şekilde en yakın havaalanına iniş yapacak" dedi. Eylül ile beraber birbirimize korkulu bir şekilde baktık. O sırada Yağız'ın da sanki az önce sallanan ucak bu ucak değilmiş gibi rahat birde şekilde oturduğunu gördüm. Adama bak ya takmış kulaklığını şarkı dinliyor. Biz ise burada üç buçuk atıyoruz. Ama daha sonra ucak tekrar bu sefer daha şiddetli bir şekilde sarsıldı...

Yaşanmalı Bu AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin