Dördüncü Bölüm

180 4 1
                                    

Arkadaslar çok özür dileriz. Bölüm baya geç geldi. Ama işte yeni bölümümüz. Iyi okumalar. Umarız artık yorum yaparsınız. Çünkü siz yorum yapmadıkça bizimde canımız hiç yazmak istemiyor. Sanki kimse yokta biz hikayeyi boşuna yaziyormusuz gibi hissediyoruz. Umarız artık yorum yaparsınız. Hepinize iyi okumalar...

Uyandığımda başım çok şiddetli bir şekilde ağrıyordu. Kendimi çok yorgun ve bitkin hissediyordum. Sanki üzerimden bir tır geçmiş gibiydim. Ve bir hastanedeydim. Yattığım yataktan doğrulmaya çalıştım ama hiç gücüm yoktu. O sırada kapı açıldı ve içeri sarı saçlı, uzun boylu bayan bir hemşire girdi. Uyandığıma sevinmiş olacak ki hemen gülümsedi. Ve yanıma geldi.

"Merhaba, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"

"Çok yorgun ve bitkin ama ben neden buradayım?"

"Şöyle ki sizinde içinde bulunduğunuz ucak düştü ve siz bu büyük kazadan şans eseri kurtuldunuz. Çünkü sizinle beraber sadece 11 kişi kurtuldu."

"Peki ben ne zamandan beri buradayım?"

"Iki hafta oldu ve siz iki haftadır yogun bakımdasınız." Tam ağzımı açacaktım ki kadın

"Ben gidip doktoru çağırayım" dedi ve gitti. Bir dakika geçmemişti ki kapı tekrardan açıldı. Ne kadar da hızlı bir doktor diye düşünürken içeriye Yağız girdi. Onu karşımda görünce çok şaşırdım. Demek o da kurtulanlar arasında diye aklımdan geçirdim.

"Nasılsın?"

"Daha iyiyim, teşekkür ederim sen nasılsın?"

"Bende iyiyim" dedi. Sonra birden aklıma gelen soruyu sordum.

"Yağız sen neden hala buradasın? Yani neden hala Türkiye'ye dönmedin?" dedim. Evet, biliyorum çok saçma bir soruydu ama çok merak etmiştim.

"Çünkü seni burada, tek başına bırakamam" dedi. Aldığım cevabın etkisiyle kesinlikle yüzüm kıpkırmızı olmuştu.

"Iyi de ben yanlız değilim ki Eylül var" dedim. Evet ya Eylül vardı ama neredeydi?

"Yağız, Eylül Nerede?!?!" diye bağırdım. Gözümden yaşlar süzülmeye başlamıştı.

"Sakın ol Gizem" dedi.

"Sakin falan olamam. Eylül Nerede dedim sana!" Bunlari söylerken aynı zamanda kolumdaki serumları çıkarıyordum.

"Gizem hemen yat şuraya!!!" bağırmıştı ama hicbirsey umrumda değildi. Hemen kapıyı açıp koridara çıktım. Yağız'ın arkamdan geldiğini biliyordum.

"Eylüüülll!!!" koridorda bağırıyordum. Aynı zamanda hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Başım dönüyordu. Dayanmak istiyordum ama olmuyordu kendimi olduğum yere bıraktım.

***

Kendime gelmeye başlamıştım. Gözlerimi açtığımda Yağız'ın suratıyla karşılaştım. Bana endişeli bir şekilde bakıyordu.

"Iste seni bu yüzden bırakamam" dedi ve bana sarıldı. Bende ona sarıldım ve

"Teşekkür ederim Yağız çok teşekkür ederim" dedim. Bana sımsıkı sarılıyordu. Onu hiç bırakmak istemiyordum. Ağlıyordum.

"Bırakmayacağım zaten" dedi. Ve o sırada içeri doktor girdi. Elinde büyük ihtimalle tahlil sonuçlarım vardı. Onlara bir süre göz gezdirdikten sonra gülümsedi.

"Bugün hastaneden çıkış yapabilirsiniz" dedi. Yağız bana baktı

"O zaman bende çıkış işlemlerini yapayım" dedi ve çıktı. Doktor da

"Bayan hemşire biraz sonra gelir size yardım eder" dedi ve içeri bayan bir hemşire girdi. Doktor da çıktı. Ilk olarak üstümdeki hasta kıyafetini çıkarmama yardım etti.

"Sevgiliniz siz yoğun bakımdayken neredeyse hiç uyumadı. Hep sizin yanınıza geliyordu" dedi. Bunu duyunca hemen kadına döndüm ve

"Biz sevgili değiliz" dedim. Kadın çok utanmış olacak ki

"Ben, cok özür dilerim" dedi ve gidip dolaptan kıyafetlerimi getirdi. Kıyafetleri giyerken bir yandan da Yağız'ı düşünüyordum. Neden bana bu kadar iyi davranıyordu? Evet bunu ona soracaktım. Üstüme tişörtümü de geçirdikten sonra kapıya yöneldim. Yağız dışarıda bekliyordu. Beni görünce

"Hadi gidelim. Benim burada bir evim vardı. Oraya gideceğiz" dedi.

"Yağız gitmeden bir kere Eylül'ü göreyim sana yalvarıyorum" dedim.

"Bunu doktora sordum. Ama bunun mümkün olmadığını söyledi" dedi. Sonra da elindeki çantayı hemen odaya bırakıp elimi tuttu.

"Gel benimle"

"Yağız nereye gidiyoruz?" diye sordum.

"Eylül'ün yanına" dedi. Ve hemen asansöre bindik. Asansörden indiğimizde karşımıza bir yoğun bakım odası çıktı. Camdan baktığımda Eylül'ü gördüm. Yağız yanımda durmuş bana bakıyordu. Ben ise ağlıyordum.

"Eylül uyan lütfen, uyan!" diye yalvarıyordum.

"Uyanacak merak etme" diye karşılık verdi Yağız. Bunu söyleyince hemen gidip onun boynuna sarıldım. O da bana sarıldı.

"Yanımda olduğun için cok teşekkür ederim." dedim.

"Ben hep senin yanındayım. Seni hiç bırakmayacağım" dedi. Sonra aklıma gelen soruyu hemen sordum.

"Yağız, neden bana bu kadar iyi davranıyorsun? Her şeye rağmen hep yanımdasın." dedim. Bana döndü ve

"Çünkü seni seviyorum"

Yaşanmalı Bu AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin