LAURA MİKAELSON

2 "Cadılar Ve Kurt Kız"

Odama girdiğimde kısa bir duşun ardından odama yemek söyledim. Üzerimi değiştirmeden makyaj masasına oturdum, nemlendirici bir maske ve rutin bakımın ardından kapım tıklatıldı. Havlumu düzeltip kapıyı açtım, şansıma gelen hizmetli erkekti,havlu ile durmanın avantajları da vardı.

"İçeri geç yakışıklı." Kapının önünden çekildim ve geçmesi için elimi gösterdim. Yemek servisini açtığında onu telkin etmek için kendime çektim.

"Bağırma, sakince otur ve kadehime kanından doldur."

"Üzgünüm genç hanım, mine çiçeği kullanıyorum."

Elinde yeni fark ettiğim şırınga ile hızlıca boynunu kırdım. Islak saçlarım ani hareketimden dolayı açılıp yüzüme yapışmıştı. Elimle saçlarımı geriye doğru ittirdim. Öldürdüğüm yakışıklının üstünden geçip yemek masasına otururken söylenmeye başladım.

" Aptal, 1000 yıllık bir tribrid'i bir şırınga mine çiçeği ile durdurabileceğini sanıyor."

Kadehimi de doldurmamıştı. Kadehime içkimi doldurdum ve gelen bifteği yemeye başladım. Aklımdaki fikirler kendini belli etmeye başlamıştı.

Yemekten sonra üzerime basit siyah tayt ve havanın soğukluğunu göze alarak binlerce dolara aldığım özel tasarım siyah kazağımı giydim. Kombinime telkin ile aldığım pahalı botlarım ve çantamı ekledim.

Saçlarım doğal kızıllığı ile zaten güzeldi. Onlara dokunmadım. Makyaj yapmama gerek yoktu çünkü bataklıkta mutlaka biriyle kavga ederdim. Ona bakılırsa böyle abartılı giyinmeme de gerek yoktu ama bugün böyle giyinmek istemiştim.

Resepsiyona indiğimde kartı verip odamdaki herşeyi toplamalarını söyledim. Sabah çıkışımı yapardım.

Arabama binip şehir dışındaki kurt bölgesine sürmeye başladım. Şehir neredeyse hiç değişmemişti. İnsanlar hala zalimdi ve hala Mikaelson'lardan ölesiye korkuyorlardı.

Bataklığa gittiğimde kimse yoktu. Ama kokuları vardı,neden saklandıklarını bilmiyordum. Hala lanetlerini tetiklemeyen kurtlar vardı burada,öbürleri dolunaya kadar kurt formunda kalacaklardı.

"Hey! Ortaya çıkın,bende bir kurtum!"

Ve o an bana doğru gelen bir ok hissettim. Hızlıca dönük oku tuttum.

"En iyi atışın bu mu? Bir were-witch'i öldürmek için daha iyisini yapman gerek!"

Okları hırsla yere attım. Belki kurt kızı getirmeliydim. Evet kesinlikle kurt kızı getirmeliydim. Sinirle bataklıktan çıktım.

Hızla kanım ile yer belirleme büyüsü yaptım. Mezarlıktaydı. Arabam ile mezarlığa giriş yaptım. Sinirim vücudumu ele geçirmişti. Yüzyıllar önce bana kurtluğun güzelliğini öğreten sürü beni kabul etmiyordu.

Hızla kurt kızı buldum. Etrafında kıdemliler vardı işimi çabuk bitirmek için onları bile öldürebilirdim. Elimle bir hareket yaparak Agnes hariç bütün kıdemleri bayılttım, kız korkuyla ayağa kalktığında gözlerimle arkama geçmesini işaret ettim.

"Kızı götürürsen vekil olamazsın Laura."

Başıma keskin bir ağrı girmişti. Bana büyü yapıyordu,kaltak.
Ağrılar arasından konuştum.

"Benim vekilliğinize ihtiyacım yok, sizin benim vekil olmama ihtiyacınız var." Şimdi güç bendeydi. Aynı büyüyü ona karşı kullandığımda benim aksime Agnes yere düşmüştü

"Kızı alacağım ve siz hiç birşey yapmayacaksınız."

El hareketim ile Agnes'da yeri boylamıştı.

Kıza döndüm. "Hayatta kalıp düzgün bir hayat yaşamak istiyorsan beni takip et."

"Sana neden güveneyim ki?" Çünkü başka şansın yok, benimle her şekilde geleceğini bilsem bile kurt gözlerimi gösterdim.

"Aileni bulmana yardım edebilirim. Çünkü bende hilal soyundan geliyorum. Şimdi buradan çıkalım."

Kimse bizi görmeden arabaya bindik,yol boyunca sadece beni izledi. Muhtemelen bana soracağı soruları düşünüyordu.

- Şöyle bakmayı kes ve ne soracaksan sor."

Derin bir nefes aldı, gergindi bu belli oluyordu karnındaki çocuk sayesinde başına gelecekler aklına gelse Klaus'un yanından bile geçmezdi.

"Ailen hilal soyundan geliyorsa nasıl cadısın?"

Ciddi misin der gibi baktım.

"Annem cadıydı.Tabi ki değildi annem bir aykırıydı. Babamsa sadece kurttu. Mükemmelliğim annemden geliyor. Muhtemelen ikimizde Marcel'in dönemine denk geldiğimiz için başka ailelere verilmişiz. Bende ailemi hiç görmedim.Annemi de babamı da gördüm hatta babam benim kalbimi söktü.Ah ne büyük ironi."

-Peki karnımdaki şeyi ne yapacağız ben buraya ailemi bulmaya geldim. Tek gecelik bir ilişkiden olmuş bir çocuk için kendimi öldürtmeye değil.

Kızın kafası çok değişik işliyordu. O çocuk ona mükemmel bir güç verebilirdi.

- Karnındaki çocuk Klaus Mikaelson'ın çocuğu,binlerce düşmanı olan melezin. Sana fazlasıyla korkutucu gelebilir ama başına birşey gelmeden büyütebilirsen çocuk büyük bir güce sahip olur. Karnındaki şey çok özel,hem cadı hem kurt hemde vampir.

- Çocuğu doğurmamı mı bekliyorsun? Klaus beni öldürebilir. Canıma susamadım.

- Aptal kız hem Elijah hemde Klaus şuan New Orleans'ta başına birşey gelmemesini istiyorsan ya zamanı değiştirip Klaus ile yatmayacaksın. Ya da biraz kurtboğan içeceksin.

Derin bir nefes aldı" Hadi gidip biraz kurtboğan bulalım."

Kafası cidden değişikti. Fikrini değiştireceğine emin olsam bile bir cadı dükkanına sürdüm.

🌕🌕🌕🌕🌕🌕