fuck off ¬woosan¬

§

choisan:
her seferinde önce beni umutlandırıp daha sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranmandan sıkıldım jung wooyoung
ben senin oyuncağın değilim
seni seviyor olabilirim ama bu yaptığın her şeye göz yumacağım anlamına gelmiyor
lütfen bundan sonra senden vazgeçme kararıma saygı duy ve benden uzak dur

wooshi:
benden uzak durmayan sensin choi san
ayrıca bazı şeyleri görmem için benim de test etmem gereken şeyler var anlamıyorsun beni
anlamanı da beklemiyorum

choisan:
insanlar senin kullanabileceğin bir oyuncak değil wooyoung
her istediğini elde etmeye çalışan şımarık bir çocuk gibisin
ne halin varsa gör
kalbimi kırmandan bıktım usandım artık
beni daha fazla kırmana izin vermeyeceğim
senin için geri dönüşü olmayan birçok şeyden vazgeçtim
şimdi bir bakıyorum da belki de değmezdi
sana verdiğim sevginin karşılığı bu olmamalıydı
senden beni sevmeni bile istemedim sadece bana ve hislerime saygı duy ve belki de bir şans ver istedim 'sevmesen bile'
belki seversin diye ümit ettim
ama benden bu kadar
bir daha beni görmeyeceksin rahatça kız arkadaşınla takılabilirsin

wooshi:
san
biraz ileri gidiyorsun
sakin ol ve düzgünce konuşalım
lütfen
ben seni kaybetmek istemiyorum
sadece bazı şeylerden emin olmam gerekiyordu

choisan:
bunu başka bir kızı öpmek yerine beni öperek test edebilirdin
ben sana bunun için bile izin verdim
ama iğrenirsin diye korktun değil mi?
ne salak bir insanım
beni sevebileceğin ihtimaline tutundum
her gün beraber olabileceğimizi hayal edip asla vazgeçmedim
içimdeki aşkı ve hevesi öldürdün wooyoung
nasıl bu kadar umursamaz olabilirsin aklım almıyor
seni bu kadar severken
neden anlamıyorum

wooshi:
san özür dilerim
ben gerçekten özür dilerim
senden iğrenmiyorum
lütfen gitme

choisan:
seninle olmayınca canım yanıyor wooyoung

wooshi:
o zaman gitme san
gitme

choisan:
ama seninle olunca canım daha çok yanıyor
seninle hem bu kadar yakın olup hem de bu kadar uzak olmak canımı daha çok yakıyor
o yüzden uzak durmak en iyisi
seni seviyorum jung wooyoung
umarım aradığın mutluluğu bulursun
insanlara şans vermekten korkma ve cesur ol.

"ağlamamalıyım." demişti ağlarken wooyoung. san'ın onu neden bu kadar sevdiğini düşünüyordu. o bu sevgiyi hak etmiyordu. "ben senin aşkını hak etmiyorum ki san. neden en başından vazgeçmedin?"

kapıyı kırarcasına açtı babası. "konuştun mu? bitirdin mi her şeyi?" gözlerindeki yaşları yavaşça silerek ayağa kalktı ve buruk bir gülümseme yerleştirdi kiraz tadındaki dudaklarına. "evet, bitirdim."
hem doğruydu hem de yanlıştı. bitirmek için konuşacaktı ama yapamamıştı. onun yerine san bu konuşmayı yapmış wooyoung ise ona gitmemesi için yalvarmıştı ama o yine de gitmişti işte.

"ben senin yüzünden en yakınımı kaybettim. beni hiç mi sevmiyorsun baba? san bir daha asla yüzüme bakmayacak." babası tehditkar bir şekilde wooyoung'un çenesini tutarak havaya kaldırdı. "bir erkek bir erkekle asla olamaz. san'ı severdim ama onun iğrenç biri olduğunu bilmeden önce. bu yüzden de onunla asla görüşmeyeceksin anladın mı?"

tükürürcesine sarf ettiği sözleri wooyoung çok iyi anlamıştı. hatta o kadar iyi anlamıştı ki şimdi canı daha çok yanıyordu. san'ın bahsettiği acı bu muydu gerçekten? 'özür dilerim' dedi içinden. babası odadan çıktı, wooyoung ise göz yaşları gelmeyene kadar ağlamaya devam etti. iki erkek olamaz mıydı birlikte? ama olabilir demişti san.

"eğer iki insan birbirini severse hiçbir şeyin önemi kalmaz wooyoung bunu aklından asla çıkarma. kim ne derse desin bu değişmez. seni, gökkuşağını izlemeye götüreceğim bir gün. gökkuşağı bizim sığınağımız olacak. beni seveceğin günü dört gözle bekliyor olacağım, bebeğim." tabii wooyoung bu sözlerin üzerine utanmış ve cevap olarak sadece 'siktir git' demişti bu da san'ın gülmesine sebep olmuştu. utandığını çok iyi biliyordu.

"özür dilerim san. seni sevmeme rağmen babama karşı çıkamadım. ben senin kadar cesur olamadım. belki de haklıydın değmezdim ben hiçbir şeye." soğuk zeminde oturarak ağlamaya devam etmişti.