Yeonjun'un gözleri fal taşı gibi açılınca Soobin'ın suratındaki acı gülümseme düşmüştü.
"ne oldu?"
"sen...Soobin misin?Helios'ın oğlu?"
"evet, neden ki?"
"hiç"
Yeonjun gözlerini Soobin'den kaçırmıştı.
Soobin ise onu rahatsız etmek istemediği için sorgulamak istemedi.
"Sen ayı sık sık görür müsün?"
Bu sefer sessizliği bozan Soobin olmuştu.
Yeonjun'un endişesini hissetmişti ve konuyu dağıtmak istemişti.
Ani soru ile ilk olarak bir şey diyemeyen çocuk, Soobin'in ne yapmaya çalıştığını anlamış olmalı ki sonunda bir cevap vermişti.
"Evet, hem de fazlasıyla."
Çocuğun birazcık rahatladığını gören Soobin'in içinde de bir rahatlama oluşmuştu.
"Nasıl bir duygu anlatsana, ayı ve yıldızları görebilmek"
Soobin hala büyük gözlerle gökyüzüne bakıyordu ve Yeonjun'un ona baktığından haberi yoktu.
Yeonjun gülümsedi.
"Çok güzel bir duygu. Her yıldız sanki farklı bir hikaye gibi. Eğer dikkatlice dinlersen her birinin hikayesini duyabilirsin hatta. İçinde kaybolmak bu hikayeler, kendini kaybetmek ise en güzel yanı. Tıpkı bir şarkı gibi, ne zaman başladığını veya bittiğini fark etmesen de, kendini içinde kaybettiğin güzel bir an."
Soobin, kendisini o anda kaybetmişti. Gözlerinin parladığının, suratında oluşan gülümsemenin, Yeonjun'un ona baktığının, Kendisinin onun gülümsemesinin içinde kaybolduğunun, bunların hiçbirinin farkında değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
desbunda
Fanfiction"Nasıl bir duygu anlatsana, ayı ve yıldızları görebilmek?" Hala büyük gözlerle gökyüzüne bakıyordu ve karşısındakinin ona baktığından haberi yoktu. Cevap vermeden önce gülümsedi. "Çok güzel bir duygu. Her yıldız sanki farklı bir hikaye gibi. Eğer di...