12

268 38 19
                                    

Yeonjun en son sabahı göreli yüzyıllar olmuştu. En son gördüğü zamanı hatırlayamıyordu bile doğru düzgün, ama bir sahne apaçık bir şekilde aklındaydı, Soobin.

Onunla olan dansı, onun suratına bakışı, ona sanki dokunursa kıracakmış gibi narince dokunması, Soobin'in ona dokunduğunda onun dokunuşları altında erimesi, Soobin'in onun kalbini yakması, hepsi anı anına aklındaydı. Bunların hepsi yüzyıllar önce ölümlülerin 'tutulma' olarak adlandırdığı, tanrıların ise 'imkansız buluşma' olarak adlandırdığı anda olmuştu.

Yeonjun, Soobin'ı en son o zaman görmüştü. O anı ise her gün hatırlıyordu. Beyninden ziyade kalbine kazınmış bir andı. Yasaları aşıp, birbirlerine kavuştukları ilk ve tek andı.

Soobin, büyüleyiciydi. Soobin, Yeonjun'un şu ana kadar gördüğü en güzel şeydi. Yeonjun, Soobin'in her detayını kalbine kazımıştı.

İçinde kaybolduğu koyu gözlerini, pembe yanağının üstünde sanki özenle konulmuş gamzesini, sarı, özenle taranıp şekillendirilmiş tane tane saçlarını...

Ve yine de ölmüşlerdi.

Hem de aynı anne babaları gibi.

Birbirlerine aşık olmaya mahkum olmalarına rağmen aşık olmaları yasaklanan iki genç...

Ölmüşlerdi.

desbunda  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin