Bölüm : 1

8 1 0
                                    


Güneş utangaç ışıklarını eski ipek perdemden gözlerime yansıtırken artık uyanma vaktimin geldiğinin farkına vardım. İçimde var olan sıkıntıda gözlerimle beraber aralanırken eski ancak o eski huzurunu kaybetmiş yatağımdan doğrulurken her gün tekrarlamam gereken rutinimi aklımdan geçirmeye başlamıştım bile.

Lavaboya bıkkın adımlarla ilerlerken çalıştığım dükkanı açma saatimin gelmeden hemen hazırlanmak gerektiğini kendime unutturmamaya çalışıyordum fakat bu unutulacak bir şey değildi ki. Bu saçma düşünceme dalga geçercesine kendi kendine gülerken yüzümü yıkayıp havluyu alıdığım gibi yüzümü sertçe kuruladım. Ardından hızlanmam gerektiği için hemen dişlerimi fırçaladığım gibi odama dönüp üstümü değiştirdim.

Ne giyeceğim konusunda pek bir ikilemde kalmadan siyah kot pantolonumu ve mavi polo yaka tişörtümü giydiğim gibi baharın yalancı sıcağına güvenmeden hırkamıda kapıp konsolun üzerindeki akşamdan hazır ettiğim çantamıda alıp küçük dairemden çıktım.
Spor ayakkabılarımın bağıcıklarını bağlarken neden lavaboda bu kadar oyalandım ki diyerekten hayıflanıyordum. Hızlı adımlarla merdivenlerden indiğim gibi kendimi sokağa atıp durağa doğru nerdeyse koşarcasına yürümeye başladım.

Durağa geldiğimde hırkamı almakla akıllık ettiğimin farkındaydım çünkü esen rüzgar beni üşütmeye yetmişti. Minibüsü beklerken çantama astığım hırkamı hızla üzerime geçirdim.

Benim gibi sabahın ilk ışıklarında işlerine gitmeye çalışan insanları izlerken karnımın acıktığını hissettim. Ah evet bu iş gerçekten çok iyiydi benim için ama dükkanı açmak için sabah erken kalkmam gerekiyordu ve bundan dolayı kahvaltı etmeye fırsatım olmuyordu. Aslında sabahları genel olarak müşteri sayısı az oluyordu ama gidip öğlen için hazırlık yapmam gerekiyordu ancak yetişiyordu her şey.

Minibüs durağa yaklaşırken hırkamın fermuarını çekip kapısına yöneldim. Ücreti ödedikten sonra tekli koltuklardan birinde yerimi aldım.
Camdan akıp iken yola bakarken biraz olsun zihnimdeki düşüncelerinde akıp gitmesi için neler vermezdim ki.

Tanrım.. neden diyorum bazen neden bu kadar şeye rağmen ben en ağır cezayı alıyorum ki. Masum olan ben iken neden bu olanların ceremesini ben çekiyordum. Ah asla asla anlamıyorum.

Yolda yürüyen küçük öğrencileri görünce bir anda kendi eğitimim geldi aklıma. Halim geçekten vahim. Üniversite tatilimi gelişim kurslarında , düzenlenen kamplarsa geçirmek yerine suçum olmayan bir konuda cezalandırılarak küçük bir
cafe-restorantta çalışıyordum.

Aslında çalışmak benim için iyiydi çünkü çalışmazsam başım ağrıyana kadar  saatlerce müzik dinleyip düşünürdüm bazen abarttığımın farkındaydım ama bence düşünmeli insan evet hani derler ya her şey kararında olmalı azı ve fazlası zarar ortasını bulmak gerek ama ben azı beceremem işte.

Minibüs ineceğim durağa yaklaşırken yerimden kalkıp beklemeye başladım ancak bu doğru bir karar olmadığını minibüsün ani freni ile anladım.

Ah cidden bu olmaz ya olmamalıydı zaten yeterince güzel başlamayan günüm adeta taçlandırılımıştı sanki. Yere yapışmıştım ya , yerden kalkarken hiçkimsenin umursamamasına şaşkınlıkla bakıyordum biraz daha sert düşmüş olsaydım kafam patlayabilirdim. Hale bak !

Sinirle inerken esen sert rüzgara meydan okurcasına hızlı hızlı yürüken derin nefesler alıyordum.
Biraz daha sakin olmam gerek..

Çalıştığım yere yaklaşırken bir yandanda çantamdan anahtarı arıyordum. Ah lanet olsun bu anahtara bir anahtarlık almam gerekiyor. Sinirle çantamı yere atıp içindekileri boşaltmaya başladım.

Sonunda salak anahtarı çantanın en derinlerinde buldum. Boşalttığım eşyalarımı alel acele çantaya tıkıştırıp dükkanın eski ahşap kapısı açtım. Eşyalarımı arka taraftaki giyinme odasına bırakıp orman yeşili ve beyaz renklerine sahip önlüğümü taktığım gibi siyah gür saçlarımı çantamdan çıkardığım tokamla toplamaya çalıştım.

Daha fazla ön tarafı boş bırakmak istemediğimden odadaki viledayı alıp o tarafa yöneldim.

Elimdekileri bırakıp hemen ters sandalyeleri düzeltmeye başladım.
Hepsini hallettikten sonra yerleri paspaslaamam gerekiyor ve ardından toz almam aslında bunu her gün yapmıyorum ama hafta ortası ve haftanın son günleri yapmama gerekiyor.
Bu günün hafta sonu olmasını çok isterdim ama ah daha hafta ortasındaydık.

Kendi kendime yakınmayı bırakarak daha viledaya doğru yürüdüm bu gün biraz daha fazla halsiz hissediyordum umarım gün sonunu getirebilirim.

§

Güneş son ışıklarını saçmış ve gözden kaybolmuşken adımlarımı soğuk rüzgarın eşliğiyle yavaş yavaş atarken her iş çıkışı yaptığım gibi kulaklığımı takmak için çantama uzandım. Her köşesine bakmama rağmen lanet olasıca kulaklığı bulamadım ve tek zevkim olan müziktende mahrum kalmış oldum..Somurttuğum suratımla adımlarımı atmaya devam ettim.
Zihnimdeki gürültüyü dinlememek için yürüdüğüm sokaktaki seslere odaklanmaya çalıştım..
Yorgun adımlarla durağa doğru yöneldim.

O sırada ,bir şarkı fısıldadı geceye..sadece sessizce ve merakla dinledim..Rüzgarın getirdiği melodi zihnimi temizlerken mırıldamayla eşlik etmeye başlamıştım..

Adımlarım içimi mayhoş eden şarkının geldiği yere götürürken , düşündüğüm tek şey bu güzel şarkıyı daha yakından dinlemekti..
  Buhramlı havam dağalmış heyecanla adımlarım ardı ardına ilerledi..Adımlarım küçük bir cafeye yönelirken duyduğum fransızca şarkı tatlı esintisiyle dudaklarımda küçük bir tebessüm ağırladı..Yorgunluğumu bile unutmuş heyecanla müziğin geldiği cafeye doğru yürüdüm.
  Cafenin kahve ve krem renginin sahiplik ettiği eski kapısını açmam ve adımımı atmamla gözlerim şaşkınlıkla açıldı..

Gerçekten bu yaşanıyor muydu?

Rüya olamaması için o an kaç defa ''lütfen,, dediğimin farkında bile değildim..

Bölüm sonu
21'36*
Selam dostlar!
ilk bölümümüzün sonuna geldiik. Aslında fazla özeniyorum ama gözünüze takılan herhangibi hata varsa bu satırın altını yazmanız yeterli..
Evet nasıl buldunuz??
bölüm hakkındaki fikirleriniz nelerdir?
Sizce kahramanımız ne gördüde bu kadar şaşırdı?

yorumlarınızı merakla bekliyorum..
gitöeden önce küçük yıldıza tıklamanız beni onurlandırır.

:)
        

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 26, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kaçmıyorum , Uçuyorum..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin